Genelkurmay Başkanlığı’nın 15 Temmuz darbe girişiminden önce 48 generalin 'FETÖ' üyesi olup olmadığını soran Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na, “Araştırma yaptık, tamamı temiz” diye yanıt verdiği ortaya çıktı. Arasında Genelkurmay Başkanlığı Personel Plan Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç ile Genelkurmay Başkanlığı Personel Başkanı Korgeneral İlhan Talu’nun bulunduğu 48 general, darbe girişiminin ardından tutuklandı.
Cumhuriyet'ten Alican Uludağ'ın haberine göre, darbe girişiminin ardından tutuklanan Genelkurmay Başkanlığı Personel Plan Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç’ün odasında çarpıcı bir belge bulundu.
Partigöç’ün odasından çıktı
Buna göre, emekli üsteğmen İ.Ö. ile emekli hava binbaşı G.Y., Mart ayında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na ihbarda bulunarak, çok sayıda generalin 'FETÖ' üyesi olduğunu bildirdi.
Bunun üzerine savcılık, 48 generalin 'FETÖ' üyesi olup olmadığını Genelkurmay’a sordu. Genelkurmay Başkanlığı da yaptığı araştırma sonucunda bir rapor düzenledi. Söz konusu belge, Mehmet Partigöç’ün odasında bulundu. Belgede, 'FETÖ' ile bağlantılı olduklarının ihbarının yapılan generallerle ilgili Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat ve Personel Başkanlıklarınca araştırma yapıldığı, “Çok hassas yaklaşıyoruz, 48 generalle ilgili hassas kaynak araştırması yapılmış, temmiz ve işlem sonlandırılmıştır. (...) 138 kişi hakkında hassas kaynak araştırması talebi, bunların 33’ü general. 83’ünün cevabı geldi, tamamı temiz, bunların 13’ü general” dendi.
"At izi kalsın amacı var"
Sonuç bölümünde “Bu tür iddialarla ilgili en hassas olduğumuz statü generallerdir. Generallerle ilgili hususlar YAŞ dahil kendi sistematiği içinde çözülür. Mevzuat buna imkan veriyor. Haksız yere itham edilen personelimizin hukukunu korumak en az mücadele kadar önemli, aksi halde TSK içindeki güven ve disiplin zarar görür, TSK zarar görür. İhbarların çok büyük bir kısmında şahsi husumet, mesleki rekabette saf dışı bırakma veya çamur at izi kalsın amacı var, bu açıkça sezinleniyor. TSK içindeki PDY’yi (Paralel Devlet Yapılanması) olduğundan büyük göstermeye çalışan iddia ve gayretlerin farklı maksatları olabilir. Acele hareket ederek hatalı kararlar almak istemiyoruz, yanlış kararlar mücadelenin meşrutiyetine zarar verir. Bu tür yapılarla mücadele meşrutiyetinin zarar görmemesi için hukuk içerisinde esas kalmak olmalıdır” dendi.
