15 Temmuz Darbe Girişimi

15 Temmuz gecesi polis telsizinden: Ben vatandaş darbecileri rehin aldım

1. Ordu Komutanı Ümit Dündar'ın Boğaziçi Köprüsü'ne giderek darbecilerin elinden kurtulduğu da ortaya çıktı

01 Ekim 2016 12:28

Kendilerine “Yurtta Sulh Konseyi” adını veren cuntacıların 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında polis telsizlerine "Vatandaş tankın üzerine çıktı, askerin silahını aldılar" sözleri de yansıdı. Darbe girişimi akşamında 1. Ordu Komutanı Ümit Dündar'ın evine gelen cuntacılardan İstanbul Emniyet Müdür Mustafa Çalışkan'ın çağrısıyla Boğaziçi Köprüsü'ne giderek  kurtulduğu da ortaya çıktı.

15 Temmuz gecesi polis ekiplerinin telsiz konuşmalarına ulaşan Elif Çakır'ın Karar'daki haberi şöyle:

“Kardeşim;

Bu kayıtlar şahit, Allah da şahit ki bizler elimizden geleni yapıyoruz. Müsterih ol!”

O gece...

Kendisinden ısrarla “Merkez. Yardım. Takviye istiyorum. Ekibimiz yetersiz. Asker ateş açıyor!” diyen emniyet amirine Merkez’in verdiği cevaptı bu...

İki gündür okuyorsunuz 15 Temmuz gecesi yazılan destanın polis telsizindeki kayıtlarını.

O kayıtlarda polislerimizin, emniyet amirlerimizin kahramanlık hikayeleri de var, bizlerin yaşadıkları da...

Polislerimiz bir yandan mücadele verirken bir yandan da ‘halk bizim yanımızda’ diyen cuntacılara karşı, ‘halkın kendi yanlarında olduğunu’ gösteren fotoğrafların paylaşılmasını koordine etmiş.

Elbette iki gündür size aktardıklarım telsiz kayıtlarının tamam değil.

Bütün Türkiye direndi.

Bu destanı bu ülke ve bu ülkenin insanları yazdı.

***

Dün İstanbul Emniyeti’nden arayarak önemli bir düzeltme yaptılar. Telsiz kayıtlarını tapeye çeken emniyet personeli arkadaşımız bir tapenin, bir kaydın saatini hatalı yazmış.

İstanbul İl Emniyet Müdürü Sayın Mustafa Çalışkan’ın “Kimse silahları bırakmayacak, yerini terk etmeyecek” anonsunu yaptığı doğru saat zamanı 22:15.

***

Adının verilmesini istemeyen emniyet yetkilisiyle dünkü manşet haberimiz üzerine konuşurken şunları anlattı:  O gece Sayın 20-10’dan en çok duyduğumuz “Direneceğiz, silahlarımızı bırakmayacağız” anonsuyla birlikte bizleri motive etmeye yönelik “Alnınızdan öperim ha gayret arkadaşlar” anonsuydu. Bir de “Hiçbir askerimizin burnu kanamayacak. Sizler askere ateş etmeyin. İkna etmeye 
çalışın. Onlara kim olduklarını hatırlatın” 
telkinleriydi.

O gece Sayın Emniyet Müdürümüzle, darbeyi yönetenlerden bir tümgenerali tutukladık. Polis otosuna bindirdik. Aracın içindeki bir arkadaşımız aşırı tepki gösterince amirimiz “Sakın ha aşırı tepki yok. Kanunlara uygun şekilde tutuklayıp Türkiye Cumhuriyeti’nin savcılarına teslim edeceğiz” dedi ve sonra cuntacı paşaya döndü: “Sen bu aşırı tepkinin daha da ötesini hak ediyorsun. Ama biz sana hakaret etmeyeceğiz. Sen üzerinde taşıdığın üniformaya ihanet etmiş birisin. Ne desek karşılamaz.”

***

Velhasıl kelam... Destan yazdığımız o gecenin hikayesini kayda geçirmeye devam 
edeceğiz. 

 

Dündar paşa cuntacıların elinden nasıl kurtuldu?

 

Kayıtlara girmeyen bir anektod

O gece... Emniyete yakın kaynaklardan edindiğim ve polis telsizinde kaydı olmayan bir anektodu buradan kayda geçirelim…

Saat 21:40 suları… FETÖ’cü darbeciler tanklarıyla artık Boğaziçi Köprüsü’ndedir. Bir anormallik olduğunun kesinleştiği dakikalar... İstanbul İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan Boğaziçi Köprüsü’ne doğru yola çıkar. 1’inci Ordu Komutanı Ümit Dündar Paşa’yı arar ve köprüde anormallik olduğunu söyleyip endişelenmelerini gerektirecek bir durum olup olmadığını sorar. Dündar Paşa’nın cevabı nettir, bilmiyordur ve duruma vakıf olduktan sonra Sayın Çalışkan’a dönecektir…

Aradan birkaç dakika geçer. Sayın Çalışkan tekrar arar Dündar Paşa’yı. Dündar Paşa kimseye ulaşamamıştır.

İstanbul İl Emniyet Müdürü kendisinin köprüye gittiğini, arzu ederlerse kendisinin de gelmesinin iyi olacağını söyler. Ve Dündar Paşa sivil kıyafetler içerisinde Boğaziçi Köprüsü’ne, İstanbul İl Emniyet Müdürü’nün yanına gider.

O gece… Dündar Paşa’nın o saatte köprüye gitmesi darbeciler tarafından rehin alınmasını engeller. Çünkü cuntacılar, “darbeye katıl” tekliflerini reddeden Dündar Paşa’yı almak için gittiklerinde evinde bulamazlar…

***

O gece… Türkiye’nin kaderini değiştiren isimlerden birisi de Orgeneral Ümit Dündar Paşa’ydı. Zira tarihi bir ana tanıklık ettik. Kim derdi ki gün gelir bir ‘Paşa’ çıkar, televizyon yayınına bağlanır ve “Bu, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından desteklenen bir hareket değildir” açıklaması yapar... Geçmişi makus darbelerle, ihtillallerle dolu bu ülkenin insanları olarak bizler de bugünleri görürüz...

Ve fakat. O gecenin isimsiz bir kahramanı daha vardır. Tümgeneraldir. (Şimdilik isminin yazılmasını istemeyen bir paşa.)

Sivil kıyafeti içerisinde darbenin başladığı andan savuşturulduğu ana kadar İstanbul İl Emniyet Müdürü’nün yanından bir an olsun ayrılmaz.

Eline aldığı megafonla Boğaziçi Köprüsü’nden darbeci askerlere şöyle seslenir: “Yaptığınız doğru değil, demokrasi kazanacak. Size darbe talimatlarını verenler tutuklanıyor. Siz kalacaksınız. Kışlanıza geri dönün.”

Bu hadise telsiz kayıtlarına şöyle yansır:

20-10: Boğaz köprüsündeki konuyu aktarıyorum, bunu diğer dinleyenler de bilsin. Tören Komutanımız biraz önce askerlere hitap etti, biraz önce Türk ordusunun komutanı gibi askerlere hitap etti. Bu işin doğru olmadığını emir komuta içinde olmadığını, yanlış yapıldığını anlattı.

 

"Burası Türk pilotunun dolaşacağı yerler değil"

 

20-10: Merkez beni dinleyen bu işte kandırılmış olan rütbesi ne olursa olsun kardeşlerime sesleniyorum, bakın herkes çekilir hesabı siz verirsiniz... Hiç kimsenin burnu kanamayacak, şu anda binlerce insan sokaklarda tankın üzerinden askeri indirdi... Bu uçaklar, tepemizde dolaşanlara sesleniyorum gidin kardeşim, Türk pilotunun dolaşacağı yerler değil burası... biz birazdan... operasyon yapacağız. Hiç kimsenin burnu kanamaması için söylüyorum... birazdan birazdan...

***

Halk sokaktadır. Halk tankların önündedir. O gece, postal seslerine karşı çoluk çocuk, genç-yaşlı, kadın-erkek velhasıl topyekun halkın sesi vardır... Halk tankların üstündedir.

Polisler de şaşkın olmalı ki bu durum karşısında; bir emniyet amirinin heyecanlı bir şekilde ‘Merkez, Merkez vatandaş tankın üstüne çıktı, şu an askerlerin silahların alıyorlar’ anonsu kayıtlara girer.

***

25-18: 25-18 Merkez 25-10 Müdürüm... 25-18 Merkez.

Merkez: 25-18 direk konuşun.

25-18: ...vatandaş tankın üzerine çıktı şu an, askerin silahını aldılar.

20-10: Gözlerinden öpüyorum, gözlerinden öpüyorum kardeşimin.

25-18: ... sağolun Sayın Müdürüm 25-18 konuşuyor tamam.

***

Ve bir anons daha düşer muhabere kayıtlarına... Halk, Vatan Emniyet’in önünde tankların üstüne çıkmış, tankın emniyet binasına girmesine izin vermemektedir:

***

22-10: ... Merkez Vatan’da bulunan tankın üzerine çıkan insanlarımızın resimlerini çekin, bütün herkese yayın, Türkiye görsün.

TANK KULLANABİLEN SİVİL VAR

Olayın geçtiği yer Üsküdar Bağlarbaşı. Bir polis ekibi darbecilere ait zırhlı araç ve tankı teslim almıştır. Askeri aracın içindeki askerlere gözaltı yapılmıştır. Ancak bir sorun vardır. Polis ekibi içerisinde tank kullanmayı bilen yoktur:

***

93-45: Bağlarbaşı’nda bulunan bu askerler alındı, zırhlı aracın içerisinde mühimmat var. Zırhlı aracı nereye çekeceğimiz konusunda talimat bekliyorum.

Merkez: Bağlarbaşı’nda bu askeri aracı da mühimmatı da aldınız doğru mudur?

93-45: Doğrudur yanımda tank kullanabilen bir tane sivilimiz var, talimat bekliyorum.

Merkez: Polis noktamıza yakınmısınız?

20-57: Bunu, tankı köprü trafiğe getirsinler.

Merkez: Tamam anlaşıldı. Bu alınan zırhlı araçla bu ZBT tanklar köprünün araç parkına getirsinler olarak takip edelim.

20-57: Kullanmasını bilen vatandaş varsa birlikte köprü trafiğe getirsinler.

Merkez: Anlaşıldı efendim... Bu C bölgesinde zırhlı araç alan ekiplerimiz askeri personelle  gerekirse silah marifeti ile etkisiz hale getirin bu köprü trafiğe askeri araçları getiriyoruz.

93-45: Sivil vatandaşla köprü trafiğe intikal ettiriyorum.

TAMAM DUYARLI VATANDAŞ

O gecenin demokrasi şehitlerinden 1993 doğumlu polis memuru Ozan Özen Orhanlı gişelerinin orada darbeciler tarafından başından vuruldu. Polis telsizine giren ‘vatandaş’ yaralı sanıyordu ancak olay yerine takviye ekip geldiğinde devrelerinin şehit olduğunu gördüler.

..-..: Ben vatandaşım telsizi yerde buldum, yaralı iki polis var Orhanlı gişelerinin orada. 

Merkez: Tamam Orhanlı gişelerden vatandaşımız polis cihazına girdiniz takip ettim.  Yaralı meslektaş bilgisi aldık tamam duyarlı, duyarlı 

vatandaş.

 

20-10 konuşuyor: Direnin

 

68-155: Beylikdüzü’nde 700’lü (patlama) sesler geliyor. Görüş alanımızda değil.

Merkez: Doğrudur, dayanmaya çalışalım, son çırpınışları.

20-10: Herkes sakin olsun, çoğu gitti azı kaldı arkadaşlar. Daha sakin, daha dikkatli vatandaşlarımızı da muhafaza ederek, geri adım atmayarak sabırla birkaç saate bu neticelenecek.

Merkez: İstasyonlarımız önemle takip etsinler Sayın 20-10’umuz bilgi veriyor. Son birkaç saatleri, son barutları, son hainlikleri. direniyoruz tamam. Motivasyon bozmuyoruz.

68-10: 300 vatandaş ve personelimle ilçe emniyet önünde beklemedeyim, hazırım. 

Merkez: Allah yardımcınız olsun.

 

Kargo araçları darbeci oldu

 

20-20: Merkez tüm teşkilata talimat, Sürat Kargo ne kadar aracı varsa İstanbul il sınırlarına girmeyecek. Kocaeli’ne, Tekirdağ’a söyleyin. 

Merkez: Anlaşıldı efendim, Sürat Kargo’nun hiçbir aracı İstanbul içi İstanbul dışı İstanbul girişlerinde hareket etmeyecek takip ettim. 

20-20: İçlerinde fare dolu fare, hayvan sürüsü.

DİPNOT: 15 Temmuz ihanet gecesi vatandaşlar, FETÖ şirketi olduğu için kayyum atanan Sürat Kargo aracında darbeci olduğundan şüphelenip polise ihbarda bulunmuştu. Yönetimin değişmesine rağmen çalışanlarının örgüt mensubu olma ihtimali etkili olmuştu.