Halep'de devam eden hava bombardımanının dün İngiltere'de Avam Kamarası'nda ele alınmasıyla, İngiltere basını konuya geniş yer ayırıyor.
Guardian'da yer alan haberde, Avam Kamarası'ndaki tartışmada söz alan Dışişleri Bakanı Boris Johnson'ın, Rusya'nın Halep'te işlenen savaş suçları nedeniyle soruşturulması gerektiğini ve Rusya'nın parya ülke olma riskiyle karşı karşıya olduğunu söylediği yazılıyor.
Johson'ın ayrıca Londra'daki Rusya Büyükelçiliği önünde gösterileri yapılması çağrısında bulunduğu da kaydediliyor.
Times ise birinci sayfasındaki haberde, Rusya'nın Johnson'ın Rus Büyükelçiliği önünde gösteriler yapılması çağrısına sert bir yanıt verdiği belirtiliyor.
Gazete, Johnson'ın bu sözlerin söylemesinden dakikalar sonra, Londra'daki Rusya Büyükelçiliği'nin, Twitter'da İngiltere Savunma Bakanlığı'nın hesabını da anarak "Şu ana kadar ne başardınız? Rusya'nın Suriye'deki sicili, binlerce özgürleştirilmiş köy ve binlerce ton insani yardım. İngiltere'nin ki ne?" mesajını paylaştığını yazıyor.
Ayrıca, Johnson'ın gösteriler yapılması talebinin "çok olağandışı" olduğu söyleniyor ve İngiltere Dışişleri Bakanlığı'ndan "Suriye'de Rusya'ya karşı yöneltilen suçlamaları desteleyecek kanıtlar" talep ediliyor.
Times, Avam Kamarası'ndaki tartışmada Muhafazakâr Milletvekili Andrew Mitchell'ın Halep'teki bombardımanı Picasso'nun tablosuyla ölümsüzleşen 1937'de Guernica'ya yapılan Alman bombardımana benzetmesine atfen, konuyu ele aldığı başyazısına "Suriye'nin Guernicası" başlığını atmış.
Yazıda, "Rusya lideri Vladimir Putin ve Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın Halep'te katliam yaptıklarını" söyleyen gazete tehlikeli bir uçuşa yasak bölge çare değil, savaş suçları nedeniyle peşlerine düşmek daha iyi" diyor. Dikkat çeken satırlar şöyle;
"Rejimin silah tercihleri ağır topçu ateş ve helikopterlerden atılan varil bombaları. Daha yüksek irtifadan uçan Rus jetleriyse, misket bombaları, sığınak delen bombalar ve Guernica'da olduğu gibi yangın bombaları atıyor. Bombardıman işinde Putin'in bir kalıbı var. Halep'te müzakere yoluyla alınabilecek bir sonuç yerine tam bir askeri zaferin peşinde. Aynı şeyi 16 yıl önce Çeçenistan'da başarmıştı. Başkent Grozni'deki yıkım İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana görülmemiş bir düzeydeydi. Daha sonra bir başka diktatör, Ramazan Kadirov tarafından yeniden inşa edildi. Kentin geriye kalan savunucuları kaçtı ve en sonunda Irak ve Suriye'deki ölüm tarlalarında görüldüler.
"Putin, Halep'te sadece Esad rejimini kurtarmıyor. Dünyaya ve halkına, Rusya'nın prestijinin gerektirdiği durumlarda, kontrolü nasıl ele aldığını hatırlatıyor. Uluslararası hukuk ve Rusya'nın beş yılda Suriye'de itidal çağrısı yapan beş karar tasarısını veto ettiği BM Güvenlik Konseyi'yle dalga geçiyor. Esad ve Putin'den birden değişmelerini beklemek saflık olur ama aleyhlerindeki kanıtlar her geçen gün birikiyor"
Amerika Birleşik Devletleri'nde Cumhuriyetçi Parti'nin Başkan Adayı Donald Trump'ın, kendisinden desteğini çeken üst düzey Cumhuriyetçi Partili yetkililere gösterdiği tepkiye de geniş yer veriyor İngiltere basını.
Trump'ın kadınlarla ilgili aşağılayıcı ve küfürlü sözler sarf ettiği bir video kaydının ortaya çıkması ABD kamuoyunda büyük tartışma yaratmıştı.
Trump, 2005 yılına ait videodaki sözleri nedeniyle özür dilese de, kaydın ortaya çıkması ardından çok sayıda Cumhuriyetçi siyasetçi Trump'a desteklerini geri çekmişti.
Cumhuriyetçi Parti'nin en üst düzey seçilmiş yetkilisi Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan da bunlardan biriydi.
Guardian'daki haberde Trump'ın Ryan'ı "çok zayıf ve etkisiz" diye tanımladığı yazıyor.
Trump'ın Twitter'da paylaştığı mesajlarda, "Bütün kamuoyu yoklamalarına göre ikinci televizyon tartışmasını büyük bir farkla kazandıktan sonra, Paul Ryan ve diğerleri sıfır destek verince iyi iş çıkartmak zor. Çok zayıf ve etkisiz liderimiz Paul Ryan, sadakatsizliğine çok kızan parti üyeleriyle çok kötü bir toplantı yaptı. Zincirlerimden kurtulmuş olmam çok güzel, şimdi Amerika için istediğim yoldan mücadele edebilirim" dedi.
Guardian Paul Ryan'ın Sözcüsü'nün Trump'ın sözlerine yanıt vermediğini ve "Paul Ryan gelecek ay Demokratları yenmeye odaklanmış halde ve tüm Cumhuriyetçi adaylar da aynısını yapmalı" dediğini aktarıyor.
İ gazetesinin birinci sayfası, ABD Başkanı Barack Obama'nın özel şirketlerle de işbirliği yaparak 2030'lu yıllarda Mars'a insanlı uzay aracı gönderme planına ayrılmış.
Gazete, Obama'nın "Önümüzdeki iki yıl içinde özel şirketler ilk kez Uluslararası Uzay İstasyonuna astronot gönderecekler. Bir sonraki adım dünyanın yörüngesinin ötesine ulaşmak. Ticari ortaklarımızla uzun süreli görevlerde astronotların ihtiyaçlarını karşılayacak ve uzayın derinliklerine yollayacak yaşam alanları üzerinde çalışıyoruz. Bunlar bize insanların dünyadan uzakta nasıl yaşayabileceğini gösterecek. Mars'a uzun yolculuk için buna ihtiyacımız var." şeklindeki sözlerini aktarıyor.
Gazetenin Bilim Muhabiri Tom Bawden ise Mars'a yolculuğun önündeki engelleri sıralayan bir yazı kaleme almış. Bawden astronotlar, yaşam malzemeleri ve yakıt ağırlığıyla dünyanın yerçekimi gücünden kurtulacak bir roketin henüz geliştirilmediğini söylüyor.
Astronotların büyük miktarlardaki güneş radyasyonu nedeniyle kansere yakalanabilmesi, üç yıl sürecek yolculukta küçük alanlarda yaşamanın psikolojik etkileri, kozmik ışın bombardımanı nedeniyle oluşabilecek beyin hasarı, aracın inişinde yaşanabilecek sorunlar ve Mars'taki kızıl tozun çok zehirli olduğunun bilinmesi Bawden'ın saydığı engeller arasında.
