Ankara Kızılay’da pazar günü gerçekleşen canlı bomba saldırısı, geçen yıl 10 Ekim tarihinde Ankara Garı’nda terörün hedefi olan Hatice-İzzettin Çevik çiftinin travmalarını da tetikledi. Çİft, "Ankara patlamasını görünce yeniden cehennemi yaşadık” dedi. Habertürk'ten Ümran Avcı'nın haberine göre, patlamada kızını ve kız kardeşini kaybeden İzzettin Çevik de Kızılay’daki olaya ilişkin “Hangi ideoloji olursa olsun pazar günkü saldırıyı yapanlar terör eylemi yapmışlardır” yorumunda bulundu.“Cihatçılar nasıl eylem yapıyorsa onlar da aynı şekilde kendilerini patlattılar” diyen Çevik, tepkisini de şu sözlerle dile getirdi:
“Böyle, Kürtlerin hayalini de Kürtlerin siyasi ideolojisini de oluşturamazlar. Kürtlerin siyasi yapısını böyle istemiyorum."
Ankara’daki patlamanın kendilerini yeniden şoka soktuğunu anlatan Hatice Çevik, şunları söyledi:
“Kızımı kaybettiğimden beri kendime gelemedim. O insanları (Kızılay’daki) görünce cehennemi hatırlıyor insan. Her bomba, o cehennemi hatırlatıyor. Sanki ben oradaymışım, aynı olayı yaşıyormuşum gibi oluyor.”
Eşinin Kürt kendisinin Türk olduğunu belirten Hatice Çevik, şöyle devam ediyor:
“Nasıl olacak bu? İlk kızımıza Başak Sidar ismini koymuştuk. Sidar, ‘ağaç gölgesi’ demek. Yaşlanınca gölgesinde oturalım dedik. Ama gencecik fidanları kopardılar” dedi. Olayda sol gözünü kaybeden acılı anne, “Ben göreceğimi gördüm, tek gözüm görmese de olur. Beddua etmeyi sevmem ama bunu yapanlar ve yaptıranlar çeksin, çocukları değil” diye konuştu.
Patlamada kızını ve kız kardeşini kaybeden İzzettin Çevik de Kızılay’daki olaya ilişkin “Hangi ideoloji olursa olsun pazar günkü saldırıyı yapanlar terör eylemi yapmışlardır” yorumunda bulundu. “Cihatçılar nasıl eylem yapıyorsa onlar da aynı şekilde kendilerini patlattılar” diyen Çevik, tepkisini de şu sözlerle dile getirdi: “Böyle, Kürtlerin hayalini de Kürtlerin siyasi ideolojisini de oluşturamazlar. Kürtlerin siyasi yapısını böyle istemiyorum. Bu vakitten sonra bizi sevindirecek tek şey artık ‘Ateş durdu, çocuklar ölmeyecek’ denilmesidir. Biz gölgesinde oturalım diye kızımın adını Sidar koyduk ama ölen gençlerin hepsi bu ülkenin gölgesi olacaklardı.”
"Sembol fotoğraftaki çiftin acısı büyük"
10 Ekim’de ajanslara düşen, ertesi gün sembol fotoğraf olarak gazetelerde yayımlanan o karede İzzettin Çevik, yaralanan kardeşi Nilgün’ü teselli etmeye çalışıyordu. Ancak Nilgün, ağabeyi gibi şanslı değildi. Nilgün Çevik, yeğeni Sidar’la birlikte can verdi.
Çevik Ailesi Sidar’ı kaybetti ama aileye yeni bir Sidar geldi. İzzettin Çevik’in amcasının kızının 3.5 ay önce dünyaya gelen kızına, aile Sidar adını verdi. Aile onunla teselli buluyor, Hatice-İzzettin Çevik, kızları yerine koydukları bebeği Sidar diye seviyor, kızlarının boşluğunu dolduruyor. Çevik çiftinin 6 yaşındaki kızları Dicle de ablasının adını taşıyan Sidar’a ablalık yapıyor.