Bilimle sinemayı buluşturan 12 film

22 Aralık 2014 23:00

112

(1931, James Whale) Mary Shelley’in ünlü romanından uyarlanan film, insanoğlunun en büyük düşlerinden olan ‘ölüyü hayata geri döndürme’ çabasını konu alıyor. Her ne kadar popüler kültürde canavara Frankenstein dense de, gerçekte canavarı yaratan bilim insanının adıdır Frankenstein. Romanda da, filmde de canavarın adı kısaca ‘canavar’dır.

212

(1993, Steven Spielberg) 90’ların ünlü gişe rekorları kıran filminin başında, adanın ilk ziyaretçileri küçük bir sinema salonuna girip ‘dinozorların nasıl tekrar canlandırıldığı’ hakkında kısa bir animasyon izlerler. Bilimle az çok ilgilenen herkesin ilgisini çeken, oldukça gerçekçi bir animasyondur bu. Jurassic Park; paleantoloji, zooloji ile genetik biliminin kesiştiği, bunca yıl sonra bile akıllardan çıkmayan sinemasal bir olaydır.

312

(1997, Robert Zemeckis) Bilimle popüler kültürün sağlam bağlar kurmasını sağlayan en önemli bilim insanlarından biridir, Carl Sagan. Ünlü astro-fizikçinin aynı adlı romanından uyarlanan film, dünya dışı varlıklarla iletişim olasılığını sorgular. Contact, Sagan sayesinde bilimle tamamen örtüşen nadide bilim-kurgulardandır.

412

(1997, Les Mayfield) Vasat bir komedi olmasına karşın, John Hughes’un senaryosu ve Robin Williams‘ın varlığıyla dikkat çeken film, bir bilim insanının yanlışlıkla bulduğu 'uçan lastik' sonrasındaki komik olayları anlatıyor. Bu sefer, metalurji bilimi filmin kalbinde.

512

(1998, Darren Aronofsky) Matematiğin açık ara en popüler katsayısının ismini verdiği bu garip gerilim, çok zeki bir matematikçinin önemli bir sayıyı ararken başının mafyayla belaya girmesini anlatıyor. Filmden, mafyanın sadece para ve uyuşturucu ticareti yapmadığını, bir sayının peşinden gidecek kadar bilim sevdalısı olabileceğini anlıyoruz.

612

Günümüzde borsa dâhil, istatiksel bilimi kullanan tüm ortamların ana kuramlarından olan ‘Oyun Teoremi‘ni kuran ve bu sayede Nobel Ödülü de alan ünlü matematikçi John Nash‘in hayatına odaklanan Oscarlı film, olayları fazlasıyla romantize edip, yer yer de gerçekten saptırmasıyla eleştirildi. Yine de filmin, ünlü bir matematikçinin beynine girebilmemizi sağlayan sahneler barındırdığını söyleyebiliriz.

712

(2001, Oliver Hirschbiegel) Bir grup sosyal bilimcinin faşizm ve hapishane ilişkisi üzerine gerçekleştirdiği bir deneyin anlatıldığı filmde, deney kontrolden çıkıyor. Gardiyan rolündeki denekler rollerini fazlaca benimseyince, faşizmi hem yaşayıp hem de yaşatmaya başlarlar. Bu açıdan bakınca deneyin başarılı olduğu bile iddia edilebilir.

812

(2004, Shane Carruth) Paralel evren teorisi üzerine kurulan bağımsız bir film. Bilim insanlarınca ‘gerçeğe çok yakın’ olmasıyla övülen filmde, iddialara göre 18 paralel evren var ama hepsini kavramak çok zor. Bu da izleyene apayrı bir heyecan verir.

912

(2004, Bill Condon) Oscar adayı da olan film, yüzyıllarca tabu olmuş cinsellik hakkında ilk bilimsel araştırmayı yapan ve bu konuda sansasyon yaratan bir kitap yayınlayan Prof. Alfred Kinsey’in bilimsel çalışmaları kadar özel hayatına da odaklanıyor. Birbirine paralel ilerleyen iki hayatı gözlemlerken, seyirci de âdeta kendi sosyal deneyini gerçekleştiyor.

1012

(2009, Jon Amiel) Ünlü genetik bilimci Charles Darwin‘in hayatını seyretmek için filmin başına geçen bilim sevdalıları büyük bir hayal kırıklığına uğrayabilir. Çünkü film, Darwin’e ve evrim teorisine odaklanmak yerine, kızını kaybeden bir babanın (Darwin) bunu atlatma sürecini anlatıyor.

1112

(2011, Rupert Wyatt) Planet of the Apes (1968) filmiyle başlayan serinin fitilini yıllar sonra yeniden ateşleyen yapım, tüm serinin öncesini anlatıyor. Basit ama sağduyulu bir bilim insanının, maymunlar üzerinde Alzheimer hastalığını tedavi edecek bir ilacı denerken deneyin amacını aşmasıyla meydana gelenleri izliyoruz. Oldukça sağlam bir düşünsel altyapıya da sahip olan film, genetik biliminin ve ilaç sektörünün nelere kâdir olabileceğini gözler önüne seriyor.

1212

(2013, Hayao Miyazaki) Ünlü anime ustası Miyazaki‘nin son filmi olan The Wind Rises, bir uçak mühendisi hakkındadır. Çoğunluğu gerçek yaşamdan uyarlanan filmde, 2. Dünya Savaşı’nda Japonya’nın kullandığı uçakları tasarlayan mühendisin uçağını nasıl tasarladığını da detaylarıyla izliyoruz. Bir balık kılçığından nasıl ilham aldığını, prototip testlerinde nasıl başarısızlığa uğradığını, çizimlerinin nasıl detaylı olduğunu tüm gerçekçiliğiyle gözlemleyebiliyoruz. Birkaç bilimin karışımı olan uçak mühendisliğine, babası ve dedesinin mesleği dolayısıyla tutkun olan Miyazaki, çoğu filminde yan unsur olan uçakları, emeklilik filminde ana eksene alıyor. (Fil'm Hafızası/Listelist)