Yalçın Doğan

11 Mart 2022

Yeni Diyarbakır ve de al sana ayçiçek yağı

"Kemal Bey, biz HDP'liler, herkesi severiz, bizden kimseye zarar gelmez. HDP'ye o kadar uzak durmayın!.."

Tesadüf bu ya...

"CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na 21 Nisan 2019'da Ankara'da düzenlenmiş olan linç girişimi davasında mahkeme dün duruşmayı Mayıs sonuna atarken, üç yıldır hâlâ karar veremezken...

Diyarbakır kararını vermiş gibi..."

Önceki akşam Diyarbakır' a giden Kılıçdaroğlu'na yapılan karşılama, tezahürat ve kalabalık CHP'lileri bile şaşırtıyor.

2002 seçimlerinden bu yana, Diyarbakır'da birkaç seçimin sonuçlarına bakıyorum.

CHP 2002 seçimlerinde Diyarbakır'da yüzde 5 oy alabiliyor. 2014 seçimlerinde oyu yüzde 2'ye düşüyor. 2018 seçimlerinde yüzde 2.5 oyda kalıyor, Diyarbakır'da yok gibi.

Buna karşılık, şimdi... 

Diyarbakır Kılıçdaroğlu'nu canla, başla karşılıyor. Diyarbakır'da yaşayan eski bir arkadaşıma sorduğumda, o anlatıyor:

"Halkta hepimizi şaşırtan coşku ve heyecan var, bunu yılardır ilk defa görüyorum. İnsanlar artık AKP'den bıkmış, değişim istiyorlar, bunu da açıkça gösteriyorlar, hem de Diyarbakır gibi, CHP'nin son yıllarda hemen hiç oy alamadığı bir kentte."

AKP'den CHP'ye geçiş

Arkadaşım bu arada başka ilginç bir gerçeği aktarıyor:

"Burada son zamanlarda garip şeyler oluyor. Uzun yıllardır bu bölgede AKP'yi destekleyen aileler, gruplar, aşiret de diyebilirsin, CHP'ye geçiyor. Bunu ilk kez görüyorum."

Kılıçdaroğlu Diyarbakır sokaklarında dolaşırken, kenardan yaşını başını almış bir adamın sesi duyuluyor: 

"Kemal Bey, biz HDP'liler, herkesi severiz, bizden kimseye zarar gelmez. HDP'ye o kadar uzak durmayın!.."

Kılıçdaroğlu o adamın yanına gidiyor, elini sıkıyor, gönlünü alıyor.

Bu küçük anektodu aktaran arkadaşımı dinlerken, "altı partinin oluşturduğu ittifak" aklıma geliyor.

HDP ittifaka fiilen girmeyebilir ama, desteğini esirgeyeceğini sanmıyorum.

O adamın Kılıçdaroğlu'na seslenişi aslında, HDPnin seslenişi.

"Altı partiye ders niteliğinde."  

Türkiye artık siyasi değişim istiyor, bu gözle görülüyor.

Muhteşem bir öykü

Ayçiçek yağı, ayçiçek yağı!..

Al sana bir ayçiçek yağı öyküsü!..

"Sırbistan'da ayçiçeği ekilmiyor. Ayçiçeği ekimi hiç yok. İklim buna uygun değil.

Ayçiçeğinin olmadığı yerde, doğal olarak, ayçiçeği tohumu da yok.

Olsun!.."

Şimdi koltuklarınızı dik tutun, kemerlerinizi bağlayın, bırakın kendinizi gerçek bir öyküye!..

'Ayçiçeği ve tohumu yok ama, biz Sırbistan'dan yine de ayçiçeği tohumu ve yağı ithal ediyoruz."

2018 Ticaret Anlaşması

Bu "muhteşem ithalat" nasıl oluyor?..

AKP ile oluyor işte!..

Bugünlerde ayçiçeği yağı sıkıntılarına ilişkin haberler dolaşıyor, TV'lerde görüntüler yayınlanıyor ya...

Bu bilginin şimdi tam sırası.

Ayçiçeği ve tohumunun bulunmadığı bir ülkeden, biz nasıl oluyor da, o tohumu ithal ediyoruz?..

Nasıl olduğunu bilmek için biraz geriye gitmek gerekiyor, 2019 yılına.

2018 yılının Ocak ayında Türkiye ile Sırbistan arasında bir ticaret protokolü imzalanıyor. Protokole arada bazı ekler yapılıyor.

O değişikliklerle birlikte protokol 2019 yılında onaylanmak üzere Meclis'e geliyor.

Lütfü Türkkan'ın açıklaması

8 Ocak 2019 günü Meclis'te o protokolün onaylanması görüşmelerinde İYİ Parti milletvekili Lütfü Türkkan kürsüye çıkıyor.

Türkkan'ın o günkü açıklamalarına göre, ithal edilecek ayçiçeği tohumu miktarı 15 bin ton.

Olmayan tohumu nasıl Sırbistandan ithal ediyoruz, daha doğrusu "birileri nasıl ithal ediyor".

Evet, nasıl?..

"Birileri tohumu başka bir ülkeden satın alıyor ve fakat menşe şehadetnamesini değiştirerek, yani orijinal ülkesini değiştirerek, üzerine Sırp malı damgasını yapıştırıyor."

Eee, sonra?.. Ne gerek var?..

Çok gerek var!..

Çünkü:

"Meclis'e onaylanmak üzere gelen Türkiye - Sırbistan Ticaret Anlaşmasına göre...

Sırbistan'dan gelen mallar, ülkemize SIFIR GÜMRÜKLE giriyor."

Ne de olsa, iş bilenin kılıç kuşananın!..

25 bin ton ayçiçek yağı

Devamı var, Türkkan onu da kürsüden açıklıyor:

"Olmayan ayçiçeğinin bir de, yağı var. 

Tohumun yanı sıra, Sırbistan'dan ayrıca 25 bin ton ayçiçeği yağı ithal ediliyor. Ayçiçeği  yağının fiyatı 800 dolar, gümrük vergisi ise, yüzde 36 gibi yüksek bir oran. 800 dolardan yüzde 36 oranındaki gümrük vergisi ton başına 300 dolar ediyor.

25 bin tonda 7.5 milyon dolarlık gümrük vergisi var.

Ama, Sırbistan'dan gelince, gümrük sıfır."

Dolayısıyla...

Ayçiçek yağı Sırbistan'dan gümrüksüz ithal edildiği için ithal eden o "birisi", artık o kişi kimse...

"Tek kuruş gümrük vergisi ödemiyor."

O "birisi" ayçiçek yağını bir başka ülkeden ithal ediyor, üzerine "Sırp yağı" etiketi yapıştırıyor ve tek kuruş vergi ödemeden, yağı Türkiye'ye getiriyor.

O kişi "Sırp yağı" damgasıyla, 7.5 milyon dolar ödemekten kurtuluyor!..

Türkkan ekliyor:

"7.5 milyon dolar bu ya, yani ufakçı biri yapmış. Bu işi yapanları biliyorum, çok büyük yapıyorlar bu işi, ama, bu şimdi ufakçı birine düşmüş.

7.5 milyon dolar ya!... Yazıklar olsun size!.."

Sıkıntı varsa nedeni belli

Bugünlerde ayçiçeği yağı sıkıntısı olduğu söyleniyor ya...

Varsa bir sıkıntı, nedeni belli işte...

"Besbelli ki, Sırbistan'dan yağ gelmiyor!.."