14 Haziran 2020, dört gün önce Avrupa'nın on yedi ülkesinde günlük Koronavirüs vak'a sayısı şöyle:
İtalya 338, İspanya 323, Almanya 248, Hollanda 143, Belçika 111, Sırbistan 59, Danimarka 54, İsveç 38, Çekya 33, Avusturya 31, Bulgaristan 24, İsviçre 23, Macaristan 9, Yunanistan 9, Slovakya 3, Norveç 3, Hırvatistan 1.
On yedi Avrupa ülkesinde 14 Haziran günü toplam 1.450 vak'a var. Aynı gün Türkiye'deki Koronavirüs vak'a sayısı 1.562, on yedi Avrupa ülkesinin toplamından daha fazla.
Tek başına bu karşılaştırma bile, "birinci dalga mı, ikinci dalga mı, artık hangi dalga ise", bizdeki durumun vahametini gösteriyor.
Bu ortamda LGS
1 Haziran'dan itibaren, "sadece ve sadece ekonomik kaygılarla koşullu normal hayata geçiş" başlıyor. Pek çok kısıtlamaya son veriliyor. Hızlı ve acele geçiş!..
O geçişle birlikte, vak'a sayıları 800'lü sayılardan 1.500'lere fırlıyor, hemen hemen iki katına tırmanan vahim bir tabloyla karşılaşıyoruz.
O vahim tablo yetmiyor...
Bu hafta sonu LGS, liselere geçiş sınavı yapılmasına karar veriliyor.
Hafta sonu 14 ile 18 yaş arasında yaklaşık üç buçuk milyon çocuk bu sınava giriyor.
Hangi mantık, hangi önlem?
Koronavirüs'ten korunmanın temel önlemleri TV'lerde her gün sabahtan akşama kadar anlatılıyor. "Maske + sosyal mesafe + hijyen", tamam.
Buna bir de, şu vazgeçilmez önlem ekleniyor:
"Kapalı alanlardan mümkün olduğu kadar uzak durmak gerekir, çünkü kapalı alanlar bulaş açısından çok tehlikeli yerler."
Bu uyarıları akılda tutarak, gelelim liselere geçiş sınavına...
1- Sınava girecek 18 yaş altı çocukları, siz aylarca evde tutmadınız mı? Evden dışarıya çıkmalarına kısıtlama getirmediniz mi?
2- Şimdi hangi mantıkla üç buçuk milyon 14 - 18 yaş altı çocuğu sınava gönderiyorsunuz?
3-Hem de kapalı salonlarda, sınıflarda...
4- Üç buçuk milyon çocuğun sınava girmek için evden çıkması, anası ya da babası ile birlikte en az yedi milyon insanın harekete geçmesi anlamına gelmiyor mu?
5- Bunun sınava giderken ulaşımı var, okulda öğretmeni var, diğer personeli var, onlarla birlikte yedi milyonu aşan insan, üstelik yollarda ve kapalı salonlarda hareketlilik!..
Bu nasıl bir aymazlık!.. Bu nasıl bir yönetim?.. Yeni bir dalgaya davetiye çıkarmak gibi!..
Bir hafta sonra bulaş daha patlamaz da, ne olur?..
"Bilim Kurulu" neredesin, hayatta mısın, ses ver "Bilim Kurulu", ses ver!..
O gecikme neden?
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca görünüşte başından beri iyi bir profil çiziyor. Soru şu:
"Acaba kendisinin ve Bilim Kurulu'nun her önerisi yerine getiriliyor mu, yoksa kim bilir kaçı yukarlardan dönüyor mu?.. Uyumsuz durumlar var mı?.."
Herkesin dikkatini çeken olay 15 Haziran verilerinin açıklandığı saatler...
11 Mart'tan bu yana, üç aydır Koronavirüs'e ilişkin son veriler hiç aksamadan akşam saat 19.30, en geç 19.45 ya da 19.50 saatlerinde açıklanırken, 15 Haziran günü saat 21'e doğru açıklanıyor.
Neden bu gecikme?.. Verilerin o saate kalmadığını herkes biliyor. O zaman o gecikme neden?..
Bu "motosiklet" çarpmış halimiz
Öğrenci sınavı ve genel anlamda bir gevşeme... "İkinci dalga" tehlikesi... Hata, belki ilk dalganın devamı bile olabilir.
Salgının ilk bilançosunda Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'ne (OECD) göre, Türk Ekonomisi'nin bu yıl yüzde 4.8, IMF'ye göre, yüzde 5 daralması bekleniyor. Her yüzde bir daralma, yeni 750 bin işsiz anlamına geliyor.
İkinci dalgaya yakalanırsak, ekonomik daralma, OECD tahminine göre katlanıyor, yüzde 8'e fırlıyor. Siz işsizliği düşünün artık!..
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak her zamanki gibi, ya "Alice Harikalar Diyarında" rolünü oynamaya devam ediyor, "dünyanın üzerinden TIR geçecek, Türkiye'ye motosiklet çarpacak" diyor!.. Ya da farkında değil!..
"TIR çarpacak" dediği ülkelerden nisan ayında sanayi üretimi Rusya'da yüzde 6.6, Amerika'da yüzde 15, Yunanistan'da yüzde 9.9, Bulgaristan'da yüzde 15.7, tüm AB bölgesinde ortalama yüzde 28 daralıyor.
Bizdeki daralma yüzde 31.4...
Bu "motosiklet çarpmış" halimiz!..
Hele de LGS sonrasında, bakın ne çarpacak, o zaman görürsünüz!..
Bu işlerin eğitimini almış, konunun uzmanı, dünyada pek çok ülkede görev yapmış, o da bir "bilim insanı" Dr. Serdar Savaş günlerdir çeşitli TV kanallarında bas bas uyarıyor, "bu sınavı yapmayın" diye, büyük bir tehlikeye işaret ediyor.
Kim dinler!..