Vedat Özdan

13 Nisan 2009

Che’nin öldürülmeden önce son isteği neydi?

Dinlenen bir gerilla savaşçısının en büyük hayal arkadaşı purodur



Sierra dağlarında Che’nin en büyük yoldaşı ne Fidel, ne Raul, ne Camilo, ne de bir başkasıydı. Ona gerilla hayatının en tehlikeli ve en zor anlarında hep puro refakat etti. Zaman zaman yoldaşlarının sırtında taşınmak zorunda kalacak kadar akut bir astım hastası olmasına rağmen, purodan hiç vazgeçmedi.
Che, zorda kaldığında puro tütününü pipoyla da içerdi.
El yazmaları’nda, gerilla savaşçılarına çantalarında taşımaları gereken şeyleri tek tek şöyle sayar: Hamak, yağmurluk, battaniye, tuz, silah yağı, matara, temel birkaç ilaç ve puro.
Çünkü ona göre dinlenen bir gerilla savaşçısının en büyük hayal arkadaşı purodur.
Che’nin puro macerası ilginç bir hikaye ile başlar. 1956 yılının Aralık ayında, henüz 28 yaşındayken bir gün; bir astım nöbeti sırasında ona bir köylü, “çan çiçeğinin” (campana) yapraklarını sarıp içmesini tavsiye eder. O zamanki yerel inanışa göre bu çiçek nefes açıcıdır. Dener, ama şifa bulmaz. Ancak dumanla oynamaktan çok büyük bir zevk alır ve bu vesileyle ilk kez puro içmeyi dener. Derken, amansız bir puro tiryakisi olur.
Dağlardaki sonraki hayatında, yoldaşlarının sürekli bırakmalarını salık veren ısrarlarına rağmen bu alışkanlığından vazgeçmez. Puronun faydalarına mazeret türünde gerekçeler uydurur. En büyük mazeretiyse şu olur: “Saldırgan sivrisinekleri kaçırmakta çok işe yarıyor.”
Gerçekte o, kendi deyimiyle “Küba yaprağının rayihasına” tutkun olmuştur.
Che, devrim sonrası hiçbir zaman lüks düşkünü olmadı. Tek tip, zeytin yeşili bir kıyafet giyer ve gösterişten nefret ederdi. Devrim sonrasında, değişmediğinin ifadesi olarak sakalını dahi kesmezdi. Onca imkâna rağmen, ailesini son derece makul bir maaşla desteklemekle yetindi. Hiçbir zaman bir ayrıcalık ve hediye kabul etmedi. Kendisine sadece kitap ve puro hediye edilmesine izin verdi.
Montecristo, H. Upmann ve Partagas’ı çok severdi. Daha çok uzun puroları tercih eder, ıslatmadan ve içine çekmeden içer, dudakları yanıncaya kadar söndürmezdi. Hatta kalanı atmaz, pipoya boşaltır ve tamamı kül oluncaya kadar içerdi.
Puro yanında en sevdiği şey şekersiz çaydı. Ağır içki sevmezdi. Nadiren, purosunu üflerken Küba romu içtiği söylenir.
Devrim sonrasında, dağlarda olduğu gibi astımı azdığında doktorlar derhal puroyu bırakmasını istediklerinde, bu kez sadece günde bir puro için izin alırdı. Ancak sözünü tutabilmek için bu kez, kendine özel çok büyük bir puro sardırır ve aynı puroyu gün boyu içerdi.
Che, devrim sonrası Merkez Bankası Başkanlığı ve Sanayi Bakanlığı yaptı. Ama alışamadı.
Kongo’da bağımsızlık mücadelesi veren gerillalara yardım amacıyla ülkeden ayrılmak üzereyken çekilen o meşhur fotoğrafta, ağzındaki puro hakkında çok şey yazılıp çizildi. Fidel Castro’nun özel hediyesi olan uzun ve ince, muhtemelen kendisi için özel hazırlanmış vitolaya (boy ve kalınlık) sahip bu puro, henüz dünyaya gelmemiş olan Cohiba’nın muhtemelen prototipiydi.
Hem Kongo’da, hem de Bolivya’da ona puroyu, gizli ulakla Fidel Castro gönderirdi.
En son 22 Mart 1967 tarihinde Castro’dan bir kutu Churchill ve 3 şişe rom geldi. Bunları hemen askerleriyle paylaştı ve bu tarihten sonra ölünceye kadar hiç sarılmış tütün, yani puro içemedi.
Bolivya dağlarının çetin koşullarında piposuna tütün yapraklarını doldurur, içerdi. Hatta tütün bulamadığı zaman, o anda bulduğu ne olursa olsun, herhangi bir bitkinin kurumuş yapraklarını tütün niyetine piposuyla içerdi.
8 Ekim 1967 tarihinde bacağından vurularak yakalanmadan önce, en son La Higuera’dan tütün almıştı (Bolivya’da küçük bir köy).
Ertesi gün Bolivya’lı askerler tarafından kurşunlanarak taammüden öldürüldüğünde henüz 39 yaşındaydı.
14 Haziran 1928 Çarşamba günü Arjantin'in Rosario kentinde başlayan koca bir hayat; Bolivya dağlarında bir köyde, kendisi için okuldan geçici olarak dönüştürülen özel bir hücrede son bulmuştu.
Öldürülmeden önce son arzusu sorulduğunda cevaben “tütün” demişti.
Hayatının son gününde en son arzusu yerine getirildi.
O anda neler hayal ettiğini doğrusu bilmeyi çok isterdik.
Onu bir puro sever olarak hep sevgi ve saygıyla anacağız.