Vedat Özdan

25 Haziran 2013

AB'nin Türkiye kararı ne anlama geliyor, müzakereleri ertelemenin gerekçesi ne?

Avrupa Birliği, şeklen açılması gündeme gelen 22 numaralı "Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu" başlıklı fasılın müzakerelerine 2013 yılı İlerleme Raporu'ndaki değerlendirmelere baktıktan sonra başlanmasına kararı vermiş görünüyor

 
Avrupa Birliği, şeklen açılması gündeme gelen 22 numaralı "Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu" başlıklı fasılın müzakerelerine 2013 yılı İlerleme Raporu'ndaki değerlendirmelere baktıktan sonra başlanmasına kararı vermiş görünüyor. 

Böylece AB ilk defa bir aday ülke için ileri bir tarihte gerçek anlamda fasıl açma ve o fasılla ilgili müzakereleriİlerleme Raporu'nda o fasılla alakası olmayan konulardaki gelişmelerin tatmin edici olması şartına bağlama kararı almış oldu. 

Peki şart ne? 

Bize göre şart hükümetin Kopenhag Siyasi Kriterleri'ne uygunluğu şüpheli eylem ve söylemleri. 

Hatırlayalım AB'yle tam üyelik müzakerelerine başlanabilmesi için önce aday ülkenin "Kopenhag Siyasi Kriterleri'ni yerine getirmiş olması ve ekonomik kriterlere uyum için gerekli tedbirleri almaya hazır olması" gerekiyor. Türkiye'ye aday üyelik statüsü, bu şartları yerine getirdiği için 1999 yılında verildi. 

Kopenhag Siyasi Kriterleri'ne göre AB'ye üye olmak isteyen bir ülkede, istikrarlı ve kurumsallaşmış bir demokrasinin varlığı, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı ve azınlıkların korunmasını garanti eden kurumların varlığı, olmazsa olmaz şartlar olarak tanımlanmış. 

Bize göre, "Mesele Gezi Parkı değildir, teknik sorunlar vardır" diyen Almanya'nın tutumu bu gerekçeye dayanıyor. 

Belli ki; 

Geçen yılki İlerleme Raporu'na verilen tepki, hükümetin alternatif "İlerleme Raporu" hazırlaması ve son olarak Avrupa Parlamentosu'nun Gezi Parkı kararına verilen tepkiler... 

"Dik duran" Başbakan'ın; 

Türkiye'de özgürlük sorununu münhasıran türban olayının çözümüne bağlaması ve Türkiye'de artık özgürlükler sorununun olmadığını iddia etmesi, demokrasiyi münhasıran sandık sonucuyla özdeşleştirmesi... 

Tahammülsüz ve özgürlükçü demokrasinin uluslararası standartlarından giderek uzaklaşan eylem ve söylemleri... 

Polisin AİH sözleşme ve mahkeme kararlarına aykırı uygulamalarına sahip çıkması... 

Dini referanslara aşırı vurgu yaparak tutum, görüş ve icraatını gerekçelendirmesi... 

En çok Almanya, Hollanda ve Avusturya'da rahatsızlık yaratmış olmalı ki, istikrarlı ve kurumsallaşmış bir demokrasiye sahip olup olmadığımızın, Kopenhag Siyasi Kriterleri çerçevesinde yeniden değerlendirilmesi ihtiyacı hasıl olmuş.

Özetle, erteleme kararının arkasındaki manzara malum ve şayet 2013 İlerleme Raporu'ndan çıkacak resim, Kopenhag Siyasi Kriterleri'ne uyum çerçevesinde tatmin edici olmazsa, ortada müzakerelere başlanmasını garanti eden bir karar yok ve erteleme devam edebilir.