Tan Oral

18 Eylül 2016

Yolların kralı, kural tanımaz motosikletli

Motosikletliler trafik kurallarına uymak zorunda mıdırlar, yoksa onlara tanınmış yaygın bir ayrıcalık mı vardır?

Şimdi darbe, terör, tutuklamalar ve savaş gibi sorunlar dururken konu edilecek şey mi bunlar, diyen olabilir, haklı  olarak. Ama haklı değiller, bütün bu acılar ve tatsızlıkların hepsi aynı yolun yolcuları olmasınlar sakın, bi düşünün!.. gibisinden sözlerle sonlandırmıştım  bir yazıyı.

Şimdi sayın Başbakan "Yolların Kral'ı olmaz, Kuralı olur" mottosunu yineleyince  benim de "Yolların Kralı var; Kural tanımaz motosikletli" demem farz oldu.

Gücü araba almaya yetmeyenler alırdı motosikleti. Şimdi arabadan daha fiyatlı ve daha fiyakalı. Cepler biraz para gördü ya... Motosikletliler alışık olmadığımız sayıda çoğaldılar. Her yerdeler. Aslında buna kendileri de henüz yeterince alışamadılar doğrusu.  

Şaşkınlıkları sürüyor. Buna, bilince çıkmış bir afallama değil de daha çok umursamaz bir dokunulmazlık duygusu ya da aldırmazlık düzeyinde bir gururlanma vesilesi denilebilir.

Belki de herkesten hızlı olmanın, hızlı kaçmanın verdiği bireysel özgüven patlaması olabilir ki, bu ses motosiklet patırtısı olarak her an kulakları dolduruyor.

Her marka ve her cüsseden motosikletler kaldırımlarda ve uygun alanlarda büyük kalabalıklar oluşturarak park etmedikleri zaman,  olanca güçleriyle yollarda patırdamayı sürdürüyorlar. Bunlara hiç durmaksızın vızır vızır dolaşan kuryeleri, alış veriş hizmeti verenleri, su taşıyan motorlu kırbaları, yemek ve kebap sevisi yapan motosikletlileri de bol miktarda eklemek gerekecek.

Bu minval üzre caddeleri, otoyolları, sokakları, kaldırımları, parkları, otoparkları, köşeleri, bahçeleri, kırları, patikaları ve apartman girişlerini ve de tüm yaya yollarını, hepsini birden doldurmaya devam ediyorlar.

Bunlara, bütün servis yollarını, ters yönleri, girilmez, dönülmez işareti olan her yeri, geçitleri ve tüm şeritleri, birkaç basamaklı setleri, terasları, vitrinleri ve bunlara benzer neresi akla gelirse orasını ve orada  rastlayabileceğiniz bir yada birkaç motosikletliyi de ekleyebilirsiniz.

Daha doğrusu onlar size rastlayacaklardır, hem de orada, yaya olarak ayak altında ne aradığınıza şaşırıp kalarak, hafifinden bozularak da...

Kentin bazı ana yollarında direklere asılı levhalarda oto sürücülerinden bir ricada bulunuluyor, onlardan iki tekerleklilerle şeritlerini paylaşmaları isteniyor.

Motosikletlilerin o sağ şeridi paylaştığı var sayılıyor demek ki. Oysa bir şerit değil şeritlerin tümü, kaldırımlar dahil zaten onların. 

Şimdi, trafik düzeninden ve denetiminden sorumlu olan devlet kurumlarına bazı sorular yöneltmenin zamanıdır, hatta çok geç kalınmıştır. 

Çünkü motosiklet kazalarından korunmak için yolların kurallarına uymak ve dikkatli olmak yeterli değil!.. 

O zaman soralım;

Motosikletliler trafik kurallarına uymak zorunda mıdırlar, yoksa onlara tanınmış yaygın bir ayrıcalık mı vardır?

Motosikletliler, özellikle ters yönlerde yol almak, girilmez levhası olan yollara dalmak, yayalaştırılmış alanlarda, kaldırımlarda dolaşmak ve kırmızı ışıklarda beklemeden geçme serbestisine sahip midirler?

Değillerse denetleniyorlar mı? Denetleniyorsa kurallara uymayanlar uyarılıyor mu, cezalandırılıyor mu?

Cevap arayan sorular bunlar.

Yazının girişinde hatırlatılan sorunların çözümü çok zor ve zaman isteyen ağırlıkta. Oysa ki iki tekerlekli motorların trafik kurallarına uymalarını sağlamak ötekilere göre daha kolay ve moral yükseltici olacaktır. Demek ki yapınca oluyormuş, anlamında.

Hele ki, her zamankinden daha fazla pozitif morale ihtiyacımızın olduğu şu günlerde...!