Kaldırmak ve dokunulmak siyaset dünyamızda, şu günlerde çok konuşuluyor. Konuya biraz dokunmak iyi olacak, belki başka bir açıdan bakarak.
Kavramları adlandıran kelimeler, o kavramın içerdiği anlamı da açıklayabiliyor ya da çağrıştırıyorsa sorun yok.
Ama o kavramın açıkladığı anlam ya da eylem, mesela güç sahibinin işine gelmiyorsa eğer, o zaman o kavramın adını, punduna getirip, istediği doğrultuda anlamsızlaştırıyor, değiştiriyor. Böylece içini rahatlatıyor. Her halde dışını da…
Örnek mi? Bakalım…
"Dokunulmazlık" ne demek? Bugün kullanılan dildeki gibi ele alırsak.
"Teşrii masuniyet" ne demek? Eski insanların kullandığı eski dildeki gibi olursa.
Teşri, "yasa yapma."
Masun, "korunan", "ayrı tutulan"
Masuniyet "Korunmuş olma durumu.”
Teşrii masuniyet ne demek?
Yasa yapanlara tanınan koruma ya da korunma, demek!
Kanun koyucular ne için korunmalıdır?
Rahatsız edilmeden, tedirgin olmadan, çekinmeden kanun yapma alanında, özgürce konuşabilme, çalışabilme, eleştirebilme serbestliğinin sağlanması için.
Dokunulmazlık, ne demek ola? Ne çağrıştırıyor?
Ellenmez, el sürülmezlik durumu!
İçerdiği ya da çağrıştırdığı anlam bu. Ancak, kaldırılırsa ellenebilir.
El sürerseniz, ellerinizi yıkamanız gerekebilir yine de!..
Kürsü dokunulmazlığı dersek, o nedir? Yani...
Konuşma kürsüsünün ellenmemesi mi, anlaşılacak?
Genel anlamda… El sürülmemesi rica... Lütfen el sürmeyiniz... Ellemeyin... gibi.
Müzelerde, sergilerde ve manav tezgâhlarında görülen uyarı levhaları... Artık bazı ambalajların üstünde de, "el değmeden paketlenmiştir" açıklaması var. Ya da...
Temizlik işlerinde kullanılan asitli şişelerin üstünde, tehlike uyarısı...
Dokunma yanarsın! vs... vs...
Hayır efendim!.. Dokunulmazlık, meclis kürsüsünde konuşan milletvekilinin, orada söylediği sözler nedeni ile kendisinin hiç bir şekilde suçlanamayacağı, anlamınadır. İyi de…
Bu tek kelimeden bu kadar yoğun anlam çıkarılması sizin yorumunuzdur, bir başkası da bambaşka yorumlar getirebilir, falan...
Ayrıca, sadece kürsüde değil, oturduğu yerinde de konuşsa milletvekili yine de masun sayılır.
Eski yıllarda milletvekili iken Sayın Çetin Altan gazetesinde "Şeytanın Gör Dediği" adlı köşesinde, iktidarları hop oturtup, hop kaldıran yazılarını, saldırılara karşı savunurken, ben bunları mecliste söyledim, derdi, sorun kalmazdı. Ama…
Dokunulmazlık ne kelime, Meclis'te konuşan bir vekile, tekme, tokat, yumruklarla girişmek, sopa çekmek, meydan dayağı atmak, linç etmek serbest mi ki, bunları yapanlara dokunulmuyor!..
Kanun yapacağı yerde, bunları yapanlara da tanınan bir hak mıdır dokunulmazlık?
Kavramları adlandıran kelimeler, o kavramın içerdiği asıl anlamı da açıklıyor olabilse sorun kalmayacak.