Bu takım şampiyon olur. 11’e bak.
Kalede Rüştü.
Defans: Sivok, Ferrari, Ekrem, Rıdvan
Orta Saha: Necip, Nihat, Onur, Quaresma
Forvet: Bobo, (Yedek: Nobre), Holosko
Nerede şampiyon olur?
Acıbadem Hastanesi, servisler arası turnuvada. Bizimkiler ortopedi servisini temsil ediyor.
Yani hepsi sakat.
Rıdvan’ı unuttuk. Ekrem’i hatırlayan var mı? “Abi adam sihirbaz” dediğimiz Q7, 16 maçtan sadece beşinde oynadı. Yani ağzımızdaki tat ile idare ediyoruz. Bobo gitti gibi. “Rüştü iyileşmez” diyen, takımın sağlıktan sorumlu yönetim kurulu üyesi Mete Düren. Yani işi bitmiş. İşin garibi bir giden bir daha dönmüyor. Allahtan, Lig TV’nin magazin programı “Vay Be” var da bizimkileri Kanyon, İstinye Park, yaş günü ve ‘sosyal faaliyetlerde’ görüp ‘özlem gideriyoruz.’
Guti-Schuster ikilisi desen, ‘traş basının’ günah keçisi kadrosundan her gün manşette. İkisi de Beşiktaş alerjisinden muzdarip renklileri takmıyor ya, bunlar da adamlar ne yapsa “vay vay vay” imaları ve cepheden taarruzlarıyla gedik açmaya çalışıyor.
Her erkeğin hayatında en az 23.487 defa yaptığı ‘takım tezgahlarına intizam verme’ işlemini ‘vay bize ha!’ diye okuduk da bakalım Schuster’in ‘Türk düşmanı’ olduğu haberini ne zaman okuyacağız?
Bir yandan Beşiktaşımızı yazıyor, bir yandan da Barça’yı izliyorum. Yine rakibini (Real Sociedad, beş yedi) perişan ediyor. Derdim, “abi adamlar uzaylı” geyiği yapmak değil. Messi’yi izliyorum. Geçtiğimiz haftalarda sakatlandı diye, faulü yapan kırmızıyı görmüştü. Dünya yıldızı ya, defalarca uğradığı haksızlığı izlemiştik.
Guti bir dünya yıldızı mı? Futbolcu oldu mu bilinmez ama adam olamadığı için semtimize ve takımımıza yakışmayan Batuhan (maçta ‘n’aber lan Guti’ diyecek kadar samimidir kendisi) dışında hemen herkes bu konuda hemfikir.
Quaresma öyle mi? Evet. Beşiktaşlı olmayan için de seyri zevkli bir usta.
Peki bizim hakemler bu tür yıldızlara dünyada uygulanan ‘daha dikkatli olalım’ uyarısına kulak verir mi? Asla.
Sahada bu topçular adeta dayak yiyor. Biz de üzüntüyle ‘hiç olmazsa Schuster sahaya havlu atıp, garibanları kurtarsa’ diyoruz ama nihayetinde ya dayakla ya sarıdan çalan kırmızıyla sahayı terk ediyorlar nasılsa. Çünkü memlekette bunlardan öyle çok var ki…
Yok, ben dünya yıldızı futbolcuların demografik yoğunluğunu değil, hakemleri kastetmiştim…
Şimdi Çarşı’ya kulak verme zamanı.
Bursa’nın Cevat Rıfat Atilhan’ları önce Diyarbakır seyircisini taciz etmişti.
Sonra gelip Beşiktaşlılara “Beşiktaşlı köpekler, Ermeni’yi destekler” diyerek meşreplerini açık ettiler.
Gebze’de başlayıp İnönü’de trajik bir finalle son bulan maç öncesi yaşanan olaylar nedeniyle sevdamızdan iki hafta uzaklaşma cezasına çarptırıldık.
Çarşı da diyor ki; “Irkçılara ve ırkçılığa karşı seyircisiz maç Diyarbakır’da oynansın”
Çünkü Diyarbakır geldiğinde hep birlikte, “Irkçılığa karşıyız, Beşiktaşlıyız” diye bağırmıştık. Öneriye kulak verilirse kapak olur.
Hatta diğer maçı da Trabzon’da oynayalım. Bu defa da “sıkıysa Heykel’e gelsinler” tehdidinde bulunanları sinir ederiz.
Yahu, Çarşı’nın bu önerisi bile “herkese nasip olmaz Beşiktaşlılık” dedirtmiyor mu?