Ragıp Ertuğrul

25 Haziran 2010

Thespis’in Delilerine Övgü

Tiyatroların perdelerini kapatması ve uluslararası festivalin tamamlanmasıyla tiyatro mevsimi noktalandı...

Tiyatroların perdelerini kapatması ve uluslararası festivalin tamamlanmasıyla tiyatro mevsimi noktalandı. İyisiyle kötüsüyle oyunlar, oyuncular hafızalarımızda değeri ölçüsünde yerini buldu.
Elimizden geldiği kadarıyla bir avuç eleştirmen bir-iki dergide ve internet sitesinde, sergilenen performanslarla ilgili notlar düşmeye çalışıyoruz. Zira bu notlar gelecek neslin sanatçıları için rotalarını çizme yolunda seyir defterlerini oluşturacak. Yakın dönem Türk tiyatro tarihini taşıyacak tuğlalardır izlediğimiz oyunlar, tanık olduğumuz performanslar.
Tarihte sahneye çıkan ilk oyuncu Thespis’ten bu yana nice oyuncular nice karakterleri giyinerek topluma duygusal-siyasal-sosyal mesajlar verdi; uyardı, eğlendirdi, ürküttü, düşündürdü, unutturdu, hatırlattı... Yüzyıllardır Thespis’in izinde kimi zaman baş tacı edildiler, kimi zamansa tarihin derinliklerine sessiz sedasız gömüldüler. Bir nevi delilikti yaptıkları.
Akademisyen, yazar, çevirmen, müzisyen, fotoğraf sanatçısı, eleştirmen Yusuf Eradam (ve tanıyanlar için daha pek çok zenginlik ifade eder) son kitabı “Thespis’in Delileri”nde geçtiğimiz birkaç sezonun belleklerde iyi veya kötü iz bırakan oyunlarına ilişkin gözlemlerini-yorumlarını-eleştirilerini derledi.
Eradam, kitabında tiyatroda tek etkinin peşinden gidiyor; metni, çeviriyi, performansı, müziği, ışığı, dekoru, kostümü izleyicide tek ve aynı etkiyi yaratmaya hizmet ölçüsünde değerlendiriyor. Yazarın, genel olarak eleştiri ve makalelerine konu edindiği çalışmalar, genç sanatçıların deneysel ve yenilikçi işleri. Portrelere dikkat edildiğinde de Eradam’ın gençliği fizik olarak değil, akıl ve duygularla gündemi takip etmek, iyi, güzel ve doğru yaşam için eşit hakkı ve özgürlüğü dert edinmek, çok kültürlülüğü benimsemek olarak gördüğü ortaya çıkıyor. Üniversitede popüler kültür dersleri verse de popüler kültürün eseri ve esiri olmayan sanat insanlarının işlerini yıllar boyu takip ediyor; Genco Erkal, Nesrin Kazankaya, Oruç Aruoba ve daha onlarca değerli isim.

Eradam’ın doğu ve batı edebiyatının en temel eserlerinden, sanatın gizemli köşelerinde sıkışıp kalmış çalışmalara uzanan geniş kültürel birikime dayandırdığı ve fotografik hafızasındaki karelerle görsel zenginlik ve derinlik kattığı eleştiriler, kendine sorduğu sorular, seyirciye sunduğu alt metinler ve sanatçıları sevkettiği düşünme biçimleriyle hareketlilik ve çok boyutluluk kazanıyor.
Tony Harrison, Şahika Tekand, Yücel Erten, Arthur Ballet ve Ahmet Mümtaz Taylan söyleşileri de bu izleği sohbete taşıyor.
Yusuf Eradam’ın kendisi yaşamı, eserleri ve dostluklarıyla kitabında savunduğu gibi bir tek etki yaratıyor: Onda bir tutku halini alan üretmenin ve paylaşmanın heyecanı. Cihangir’de aylak gezintilerinizden birinde bu tutku ve heyecanın çekim alanına girerseniz şaşırmayın. Bu heyecanı Yusuf Hoca’nın kitaplarıyla yaşamaya başlayın en iyisi.
Efil Yayınevi’nden çıkan “Thespis’in Delileri”, tiyatro severler için eleştirel bir bilinç oluşturma işlevinin yanı sıra oyuncu, yönetmen, dramaturg, dekor-kostüm-ışık tasarımcıları ve araştırmacılar için de bir başvuru kitabı niteliğinde.