Özgün Keleşoğlu

15 Haziran 2014

Ordusu olmayan Kosta Rika’nın destanı!

Peki bu galibiyet nasıl geldi biraz da bunu konuşalım. Dünyada devletin silahlı kuvveti olmayan ender ülkelerden biri olan Kosta Rika’nın savaşçılarında olan ilk bilinç şu oldu: Uruguay top oynamıyor

Barış Manço der ya, “Nasıl anlatsam bilemiyorum, içim içime sığmıyor!” Kosta Rika’nın galibiyetinin bana yaşattığı tam olarak buydu. Kupa öncesinde 5 kişiyle savunma yapması ve orta sahayı oluşturacak 4 kişiyle topun peşinde koşması beklenen Kosta Rika, Uruguay’ı Joel Campbell’in peşinde koştururarak sonuca gitmeyi başardılar.

Turnuvanın önemli takımları arasında gösterilen ancak Muslera, Godin, Cavani ve Suarez dışında kayda değer futbolcusu olmayan Uruguay’ın teknik direktörü Tabarez’in sahaya sürdüğü orta saha anlatılamaz derecede toptan uzak bir (aslında 5’li fakat Diego Forlan isimli arkadaş pek sahada gözükmedi) 4’lüydü. Son 6 aydır top oynamayan Arevalo ve Serie A’daki kariyeri her geçen gün biraz daha düşüşe geçen Gargano’yu merkeze, önlerine Forlan’ı koyan Tabarez sola Cristian Rodriguez’, sağ çizgiye ise Espanyol futbolcusu Stuani’yi yerleştirmiş.

Kosta Rika’nın teknik direktörü Jorge Luis Pinto ise Dünya Kupası öncesindeki sözlerini bugün sahada kanıtladı. Birçoğu Avrupa ve Amerika’da sıradan takımlarda oynayan Kosta Rikalı futbolculara güvenini her zaman gösteren Pinto, elemelerde oynadıkları ABD karşılaşmasında olduğu kadar kendinden emindi. 1-0’lık mağlubiyetle kapattıkları o maçın ardından nasıl takımının arkasında durduysa, bugün de o duruşu Uruguay galibiyetini getirdi.

Peki bu galibiyet nasıl geldi biraz da bunu konuşalım. Dünyada devletin silahlı kuvveti olmayan ender ülkelerden biri olan Kosta Rika’nın savaşçılarında olan ilk bilinç şu oldu: Uruguay top oynamıyor.

 

URUGUAY’I HEPİMİZ ABARTTIK

 

Gerçekten Uruguay top oynamıyordu. Kosta Rika maçın başında topu Uruguay’a bırakmaya razı oldu, bıraktı da ancak şunu fark etti. İstediği zaman Kosta Rika topu alıyor ve atağa çıkabiliyordu. Gamboa ve Diaz ile birden kanatlardan fırlayan Kosta Rika’da top ilk önce Celso Borges ya da Bryan Ruiz’in ayağına, ardından da Joel Campbell’a geliyor. Beklere pozisyon açmak için ortaya gelen Ruiz ve Bolanos’un yeteneklerine Borges’in de yardım etmesi Kosta Rika’nın duran top kazanmasına ve sahaya birbirine yakın oyuncularla geniş olarak yayılmasını sağladı.

Hiçbir şekilde Gargano, Arevalo, Forlan ve Cavani bağlantısını kuramayan Uruguay’ın elindeki tek çare sol kanat oyuncusu Rodriguez kalmıştı. Kosta Rika’lı Gamboa ve Tejeda da önlemlerini almışlardı.

Orta sahadaki bu farklılığı Arevalo ile Celso Borges’in performansına bağlı olduğunu da söylemek gerek. Orta sahadan geçerek yola devam eden toplarda da Kosta Rika’nın üstünlüğü var. Uruguay’da pozisyon hazırlayan futbol sadece 3 kez ile Cristian Rodriguez olurken, Kosta Rika’da bu isimler ve rakamlar daha çeşitli…

Takımının ilk golünü kaydeden Joel Campbell’in, Kosta Rika’nın 3. golünü kaydeden Urena’ya verdiği pasın öncesinde olanlar Uruguay’ın bütün maç boyunca deneyip yapamadığı şeylerdi. Tejeda’nın top yeteneğinin kısıtlı olması nedeniyle aslında bir 10 numara olan ama geride oynamak zorunda kalan Celso Borges bile iki farklı gol pozisyonu hazırladı.

Bir diğer Kosta Rika’lı yıldız da Kopenhag forması giyen Bolanos…

Bolanos’u yıldız yapan ise Uruguay savunması… Hareketli ya da duran oyunda yaptığı bütün ortalar pozisyon ya da tehlike yaratan Bolanos, maç boyunca Godin ve Lugano’nun başını çektiği Uruguay savunmasını çökertti. Özellikle Duarte’nin attığı 2. golde yaptığı ortanın bir benzerini kısa süre önce yine yapmış ve Duarte’ye Uruguaylılar yine vurdurmuş ama Muslera kurtarmıştı.

Neredeyse aynı golü iki kez yiyecek olan Uruguay savunmasının bu hale düşmesinin iki sebebi olabilir.

İlki tabi ki Tabarez, ikincisi ise medya temelli oluşan abartılan Uruguay Milli Takımı…

Unutmayalım, Uruguay 2-1 mağlup olduğu sırada kurtarıcı olarak Abel Hernandez girdi. Uruguay hakkında başka söyleyecek bir sözüm yok.

Evet İngiltere-İtalya maçını izlemeden bu yazıyı yazdım ve bundan pişman değilim.

Yine olsa yine yazarım!

Kosta Rika, bu iki büyük takımla aynı grupta yer alsa da hatta İngiltere-İtalya maçı daha önemli olsa da Kosta Rika bir yazının ana ve tek konusu olmayı hak etti.

Lakin unutulmasın, 2014 Dünya Kupası’nın ilk hikayesini Kosta Rika yazdı. Bilemeyiz, belki de bu hikayeye hikayeler ekleyerek bir roman yazabilirler.