Özgün Keleşoğlu

08 Mayıs 2014

Balıkesirspor ne yapmalı?

Balıkesir halkı bu şampiyonluğun keyfini sürerken, eminim ki teknik direktör İsmail Ertekin harıl harıl çalışıyordur.

Özür dileyerek başlamak istiyorum. Bugün Türkiye’de herhangi bir Anadolu kentinde yaşayan futbolsever, kentinin takımına ilgi ve sevgi duymuyorsa bunun sebebi medyadır. Ben de teğet geçerek medyanın bir ferdi olduğum için kendi adıma Balıkesir kentinden özür diliyorum.

Gelelim konumuza… Uzun yıllardır üst ligleri zorlayan ve sahip olduğu potansiyel sebebiyle daima yakından takip edilen Balıkesirspor, birçok alt lig takipçisinin beklediğini gerçekleştirerek Süper Lig’e yükseldi. Geçen sezon 2. Lig’den yükselen kadronun iskeletini bozmayan, pastaya çilek olarak nitelenen transferleri yapan ve elindeki parlamamış değerleri parlatmayı becerebilen Balıkesirspor, -bence en önemli noktalardan biri- sezon boyunca 1. kalecimiz diyebileceği biri olmadan Süper Lig’e yükseldi.

Emeği geçen herkesi tebrik edelim…

Balıkesir halkı bu şampiyonluğun keyfini sürerken, eminim ki teknik direktör İsmail Ertekin harıl harıl çalışıyordur. Bursa’da kendi halinde hayatına devam eden ve son olarak OYAK Renault’da kendisini gördüğüm İsmail hocanın bu başarısında bana göre 2 temel etken var.

1-Yerli oyuncu havuzuna oldukça hakim.

2-Baskıyı nasıl kaldırabileceğini çok iyi biliyor.

Uzun yıllar boyunca alt liglerde teknik adamlık yapmak insana iki özellik getirir. Sabır ve tecrübe… Bu iki faktörün yanına bilgi ve beceriyi de ekleyebilen İsmail Ertekin, Bursaspor’da yaşadığı baskı ve stresin de katkısıyla güzel bir Balıkesirspor yarattı. İlk yarı tamamlanmadan temel birkaç oyuncusunu kaybeden bir takımın, kısa bir sendeleme süresinden sonra toparlanarak tekrar zirveye çıkmasında teknik direktörün payı çok büyüktür.

Geçmişten gelen tecrübe ve bugün kaynaklı geleceğe dayanan verilerle kurulan Balıkesirspor, sezona Karikari ve Lalavele gibi iki futbolcuyu getirerek başladı. Herhangi bir maddi yükün altına girmeden kiralık olarak bu futbolcuları getiren Balkes’in yapacağı şeyler yine aynı olmalıdır.

Balıkesirspor geçiş kulübü olmalı… Bir nevi köprü…

Ama sadece Kayserispor gibi yerli pazarının geçiş kulübü değil, Avrupa pazarında da kendisini göstermeli…

Bunu başarabilmek uzun vadede kalıcı başarıyı getirecektir. Size Porto, Benfica, PSV ya da Ajax örnekleri vermeyeceğim. Basel…

Basel’in yaptığını Türkiye’de bu paraları kazanan herhangi bir Anadolu kulübünün yapmaması için görünürde hiçbir neden yok.

Avrupa’da kendisini kanıtlamak isteyen futbolcuların çıkış yeri olan İskandinav ülkelerinden PTT 1. Lig’e Karikari’yi getirebilen futbol aklı, birçok önemli olabilecek ismi de Balıkesir’e getirebilecektir. Türkiye’de çok yapılan bir hatadır, herhangi bir pazara sıkışıp kalmak. Bu bazen Brezilya olur, bazen Fransa, bazen Doğu Avrupa… Balıkesirspor bunu yapmamalı.

Yöneticileri biliyordur ama ben taraftarına söylemek istiyorum. Yakın zamanda Samsunspor’un başına geldiği gibi, sezon başında Bursaspor’un başına geldiği gibi bir şekilde menajerlik lisansı almış sözüm ona futbol adamları Balıkesirspor’dan içeriye girmek isteyebilir. Bu tür adamlara dikkat edin.

Yoksa başınıza Samsunspor ve Bursaspor’un yaşadığı şeyler gelebilir!

 

Hem Fenerbahçe’m, hem Balıkesirspor’um şampiyon oldu!

Sözlerimin başında özür dilemiştim. Tamam suç bizim ama siz de çok masum değilsiniz!

Bakın Antalyaspor’un haline… Hem İstanbul takımlarına aşık bir halk, Antalyaspor’u göz kırparak sevdi. Hayır, keşke annesinden gizli gizli sevgilisiyle buluşan liseli kız gibi sevseydi! Ama gitti 25 yaşında Cem Yılmaz’ın deyimiyle cenaze gözlüğü takarak hayatına devam eden bir erkek gibi sevdi. Samimiyetsizdi…

Bu samimiyetsizliğin sonu PTT 1. Lig oldu. Evet, yolun sonu PTT 1. Lig gibi oldu ancak o yolun devamı gelebilir. Örneğin, şuan Samsunspor ve Orduspor bunun devamını getiriyorlar. Bunu sağlayan iki Karadeniz kentinin enerjisi belli, kentlerin samimiyeti…

Balıkesir kenti, ilk önce Balıkesirspor’a bunu vermeli. Samimi olmalı…

Balkes’in şampiyonluğuna sevdikten sonra Fenerbahçe’nin, Galatasaray’ın ya da Beşiktaş’ın ne yaptığını önemsememeli.

Dediğim bu noktada doğrusuyla yanlışıyla Bursaspor taraftarı Türkiye içinde örnek teşkil edebilir. Avrupa’da ise hemen hemen her kentin halkı, o kentin takımını tutar.

Fenerbahçe’nin, Galatasaray’ın ve Beşiktaş’ın şampiyonluğuna sevdikten iki gün sonra Balıkesirspor’un başarısını kutlayanlar size güzel gözükebilir ancak emin olun ki uzun vadede bu tür samimiyetsiz insanların artması Balıkesir kentine ve Balıkesirspor’a zarar verecektir.

Muhammet Reis

Bir şeyleri anlatmaya sadece adı yetebilen biri, Muhammet Reis… Trabzon’dan çıkan ve unutulmaya yüz tutmuş onlarca yetenekli futbolcudan biriydi.

Herkes tartışıyor ya scouting nedir diye, alın siz scouting!

Sana yakın ya da uzak, ucuz ya da pahalı… Fark etmez, Muhammet Reis tam olarak bir scounting becerisidir. Burada önemli olan nokta şudur, ‘Bu futbolcu benim takımıma ne kadar sürede uyum sağlar ve minimum sürede maksimum yararı nasıl sağlarım?’

Bu çağda her futbol takımı bir işletmedir. Her futbolcu da birer yatırımdır. Bir yatırım yapmadan önce işletmeler fizibilite etüdü yaparlar. Fizibilite etüdünün futboldaki karşılığı scoutingtir. Fizibilite etüdü sadece yeni yatırımlar için değil, kullanılmayan kapasite için de yapılabilir. Buna SWOT Analizi de denebilir ama konu dağılmasın.

Her neyse. Muhammet Reis, Balıkesirspor için İsmail Ertekin öncesinde kullanılmayan kapasiteydi. Ve işletmeyi yöneten yöneticilerin (İsmail Ertekin ve ekibi) yaptığı fizibilite etüdünün ne kadar doğru olduğu gerek Muhammet Reis’ten, gerek Karikari’den gerekse önemli yatırımlar yapan Ankaraspor, Mersin İdman Yurdu gibi takımları geride bırakmasından anlaşılıyor.

Yolun açık olsun Balkes, en yakın zamanda görüşmek dileğiyle!