AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsmet İnönü üzerinden CHP’yi eleştirme konusunu bir takıntı haline getirdi. Mustafa Kemal Atatürk’e bulaşmaya cesaret edemeyen Erdoğan, Mustafa Kemal’e ve cumhuriyet devrimlerine İnönü üzerinden yüklenme taktiği izliyor.
İsmet İnönü kimdir?
Kurtuluş Savaşı kahramanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucularından ve Mustafa Kemal’in en yakın dava arkadaşlarından bir tanesi.
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve CHP Genel Başkanı.
Laiklik ilkesinin benimsenmesi, din ve devlet, din ve hukuk, din ve eğitim, din ve idari yapılanma işlerinin ayrılması, hilafetin ve saltanatlığın kaldırılması, monarşik imparatorluk düzeninden cumhuriyet rejimine geçilmesi, kadınların seçme ve seçilme hakkının sağlanması, kadınlarının çalışma yaşamına katılması ve zorla örtünmelerinin kaldırılması, felsefenin, sanatın ve bilimin gelişmesine yönelik reformların yapılması doğrultusundaki devrimlerin altına imzasını atmış, Mustafa Kemal ile birlikte bu devrimleri gerçekleştirmiş kişi.
Mustafa Kemal öldükten sonra, 1946 yılında, çok partili parlamenter sisteme geçilmesine öncülük etmiş, günümüzdeki serbest seçime dayalı parlamenter sistemin mimarı, tek parti sisteminden çok partili sisteme geçişi gerçekleştiren kişi.
Türkiye’yi, büyük bir insanlık felaketine yol açmış olan İkinci Dünya Savaşı’nın dışında tutmayı başarmış, Türkiye Cumhuriyeti’nin Trakya’daki sınırlarına kadar dayanmış Nazi ordularını, diplomasi yoluyla Türkiye’ye sokmamayı başarmış kişi.
İnönü’nün, Türkiye’yi bir felaketten kurtarmış olan bu diplomasi manevralarını, şimdi Erdoğan, “Hitler’e hayranlık”, “Hitler gibi olmak”, “diktatör olmak” palavraları ile Türkiye halkına yutturmaya çalışıyor.
Acaba İnönü olmasaydı ve Türkiye İkinci Dünya Savaşı’na girseydi, Türkiye’de kaç milyon insan ölürdü? Acaba İnönü olmasaydı ve Türkiye İkinci Dünya Savaşına girseydi, Türkiye, topraklarının ne kadarını daha yitirmiş olurdu?
Acaba Erdoğan bunları düşünüyor mu?
İnönü’nün yaşama geçirdiği çok partili sistem sayesinde Başbakan olan Erdoğan, şimdi onun sağladığı olanakları kullanarak, İnönü’yü insafsız eleştiri yağmuruna tutuyor!
İnönü asker kökenli olduğu halde çok partili serbest seçimli parlamenter sistemi kurmuş, sivil olan Erdoğan ise halk oyu ile dinci diktatörlük kurmuş! Aradaki fark bu!
İnönü demokrasinin en temel unsurlarından birisi olan bir mekanizmayı kurmuş, Erdoğan da bu mekanizmanın nimetlerinden yararlanarak demokrasiyi sekteye uğratmış!
Erdoğan sivil diktatörlüğünü İnönü sayesinde kurmuş! İnönü 1946’da çok partili serbest seçimli parlamenter sisteme geçilmesini sağlamasaydı, bugün Erdoğan diye birisi olmayacaktı! Erdoğan, İnönü’nün kurduğu bu sistem sayesinde var, bu sistem sayesinde Başbakan, ama yine de onu asılsız ithamlarla yargılamaya devam ediyor!
Vicdan yok, insaf yok, vefa yok!
İnsanlar tarihte yaptıkları ve ettikleri ile hatırlanırlar. İnsanların bazı hataları olsa da, yaptıklarının büyük çoğunluğu toplumun ileriye gitmesine yol açmışsa, o insanlar iyi insanlar tarafından iyi olarak hatırlanırlar.
İnönü’nün tarihteki yeri bu açıdan sabittir. Bu gerçeği hiçbir iftira, hiçbir yalan değiştiremez.
Pekiyi, tarih Erdoğan’ı nasıl hatırlayacaktır? Erdoğan bu ülke için, bu toplum için ne yapmıştır?
Koskoca bir hiç! Erdoğan dönemi, cumhuriyetin hiçlik yıllarının yaşandığı bir dönemdir! Erdoğan dönemi cumhuriyetin kayıp yıllarıdır! Erdoğan, bir yandan ekonomik sömürü düzenini koruyan, bir yandan da kendi sivil diktatörlüğünü kuran bir siyaset cambazıdır. Erdoğan bir müslüman kapitalist diktatördür.
Türkiye’de yaklaşık 20 gazeteci, yazar, öğretim üyesi, siyasetçi hapistedir; Türkiye’de yaklaşık 250 üst düzey asker hapistedir; Türkiye’de yaklaşık 500 öğrenci hapistedir! AKP’ye ve Erdoğan’a göre bunların hepsi teröristtir! Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü raporuna göre, basın özgürlüğü açısından, Türkiye 179 ülke içinde 148. sırada, dünyanın en acımasız diktatörlükleri ile aynı kategoridedir! Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi raporuna göre Türkiye, Avrupa coğrafyasında, insan haklarının en fazla ihlal edildiği ülkedir ve 1. sıradadır!
İşte Erdoğan tarihe bu istatistiklerle geçecektir!
Erdoğan istediği kadar yol, kavşak, viyadük, köprü, tünel, baraj inşa etsin, istediği kadar oy alsın, isterse halkın %100’ünün oyunu alsın, tarihe yine bu istatistiklerle geçecektir.
Erdoğan halkı ileriye taşıyan lider olarak değil, halkın yarısının oyu ile halkın tamamını geriye taşıyan lider olarak hatırlanacaktır.
Erdoğan halkçılığı popülizme dönüştüren lider olarak hatırlanacaktır.
Bunları ve bundan sonrasını da artık biraz halk düşünsün.