Ömer Faruk Gergerlioğlu

22 Nisan 2013

Habervaktim'in komplosu mahkemede ispatlandı

İmzaların atılmasından 10 dakika sonra girilen bu haberde siteyi ve imzacıları karalayıcı yayınlar yapılmıştı

 

Yeni Akit Gazetesi ve Habervaktim sitesinin Cengiz Çandar, Hasan Cemal ve Ali Bayramoğlu'na yönelik başlattıkları karalama ve itibarsızlaştırma kampanyasını uyarmak amacıyla 17 Nisan 2012 tarihinde  başlattığımız ve birçok kişinin destek verdiği imza kampanyamızın  ardından söz konusu iki yayın organı tarafından  imza kampanyasının yayınlandığı site ve imzacılara yönelik gerçek dışı habercilikle imzaların sahipleri tarafından atılmadığı yönünde haberler yapılmıştı. Bu haberlerinden dolayı  tekzip alan iki yayın organı aynı habercilik anlayışını devam ettirmişti. 23 Ağustos 2012 günü  "Teröristler de imza attı " başlığı altında Habervaktim sitesinde yapılan haberde "Furkan Şırnak PKK'lı, Soreş Kandil Özgürlük savaşçısı, Okşan Özok Ankara Kaos GL mensubu"  gibi isimlerin kampanyaya imza attığı belirtilmişti. İmzaların atılmasından 10 dakika sonra girilen bu  haberde  siteyi ve imzacıları karalayıcı yayınlar yapılmıştı. Yaptığımız teknik araştırmada bu üç imzanın da Habervaktim web sitesi adresine kayıtlı IP NO: 88.226.117.38 bilgisayar  ile yapıldığını tespit etmiştik. Bu komployu  açıklamamızdan sonra Habervaktim sitesi sözkonusu haberi silmiş ve linkte farklı haber çıkmaya başlamıştı. Site 24 saat boyunca açıklama yapmamış, (düşünüp..!) "Habervaktim’e “IP”li tuzak" başlığı altında "Gerçek yüzlerini deşifre eden haberlerimiz karşısında iyice köşeye sıkışan “bölücü güruh”, Habervaktim’i bu kez de komplolarla yıldırmaya çalışıyor...…Karanlık odaklar, bilgisayarları uzaktan kumanda etme amacıyla yazılmış "trojan" adlı program aracılığıyla network’ümüze girip, Habervaktim’in IP’sini kullanmışlar. " şeklinde haberler  yapmışlardı.
 
Teknik tespiti yaptıktan bir gün sonra, hakarete uğrayanları korumak için başlattığımız imza kampanyası sonrası mutad köşe yazıları yazdığım Milat gazetesi   "Yeni Akit gazetesi hakkında Taraf gazetesinde çıkan beyanlarımın gazete yönetimini rahatsız ettiğini" açıklayarak yazılarıma son verdiğini açıklamıştı. Bu tebliğ,  teknik tespitimizi açıkladıktan bir gün sonra yapılmıştı.
 
Çok ilginç boyutlara taşınan bu gelişmelerden sonra hakkımı aramak için yargısal yollara başvurdum. 3 Ekim 2012 tarihinde Kocaeli Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundum. Savcılık makamınca Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Bilişim suçları Şube Müdürlüğünde yaptırılan araştırma sonucu 06-12-2012 tarih 3008 sayılı yazıyla  3 farklı nick ismiyle atılan imzaların  Genel Yayın yönetmeni Fatih Akkaya olan Habervaktim web sitesi adresi olan telefona ait IP no'lu bilgisayardan atıldığı tespit edilmiştir. Bunun üzerine Kocaeli Cumhuriyet Savcılığı 2013/1308 nolu iddianeme ile şüpheli Fatih Akkaya hakkında  3 imzayı attığı ve bundan 10 dakika sonra habervaktim.com sitesinde kampanyayı kötülemek amacıyla "Teröristler de imza attı" diye haber yaparak hakaret ettiği ve bundan dolayı TCK 125/2.4 53, 58 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesini  kamu adına iddia ve talep ederek dava açmıştır.

Bana hakaret edenlere hakaretle cevap vermedim. 7 aylık bir soruşturma süreci  sonucu açılan dava,  komplonun ve kirli tezgahın kimler tarafından yapıldığını ortaya çıkarmıştır.

Hakaret ve  itibarsızlaştırma kampanyalarını komplolar ekleyerek yapanlar,  mağdurları savunanlara karşı da aynı taktikleri kullanmış ve bunlar ortaya çıktıktan sonra bile komploya uğradıklarını yazabilmişlerdir.

Bu durum,  bana "Onlar tuzak kurdular,  Allah  da tuzak kurdu. Allah  tuzak kuranların en iyisidir." (Al-i İmran 54) ayetini hatırlatmaktadır.

Bu gelişmeler sonrasında  o tarihlerde yazdığım bir makalede İslami camiaya şu soruları sormuştum:

Görmüyorum, duymuyorum, ağzımı açmıyorum” diyebilirsiniz ey ağabeyler, üstadlar, Şeyhler, hocalar, köşe yazarları. Kanaat önderleriniz mi size sus  diyor, yoksa diliniz mi lal oldu? Dışarıdan boya, badana yaparken içerideki kemiren Kurdu görmüyor musunuz?

Sizce de amaca giden her yol mübah mıdır? Sırf bizden diye “mübah” diyen bir yakınınızı baş tacı eder misiniz? Deli dolu gazetedir ama camiamızın sesidir” dediğiniz kişilerin en yüksek değerlere karşı tavrı  nasıldır, bilir misiniz?

Susarak nereye varacaksınız? Susarak neyi koruyacaksınız?

Susmanız için tek bir neden gösterebilir misiniz? Bu derin sessizlik neyin korkusudur?

Susarak yanlışı onaylayıp, ortak olmuyor musunuz?

Kıldığınız namazlar, tuttuğunuz oruçlar verdiğiniz zekatlar daha ahlaklı bir insan için değil miydi?

Kendisini doğru yola davet eden imza kampanyasına sahte isimler yazıp da sonra “inanılır gibi değil” spotlarıyla bunun haberini yapan ve teknik araştırmayla imzacının kendisi çıktığı kişilerin hâlâ özür dilememesini nasıl karşılıyorsunuz?

Yalan haber yapıp tekzibini yayımlamayanı, inanılmaz bir IP komplosunu yapıp da ortaya çıkınca “büyük komploya uğradık” pişkinliğindekini yayın organlarına dindar camianın temsil yetkisini nasıl verirsiniz?"

diye sormuştum ama derin bir sessizlikle karşılaşmıştım. Şimdi bu soruları tekrar soruyorum ve bekliyorum.

Not: Yeni Akit gazetesi ve Habervaktim sitesine karşı açtığım toplam 90 bin TL'lik 3 ayrı manevi tazminat davam devam etmektedir. Ayrıca bu gelişmeler esnasında  Milat gazetesi sorumlu yazı işleri müdürü Erdal Şimşek'in şahsıma yönelik twitter'daki hakaret ifadelerinden dolayı yaptığım şikayet üzerine Savcılıkça açılan ceza davası halen devam etmektedir.