Soğuk algınlığı nezle ve grip olmak üzere ikiye ayrılır ve sebebi virüslerdir (bakteriler değil). Nezle belirtileri arasında burun akıntısı, tıkanıklığı, öksürük, boğaz ağrısıdır. Gripte ise bu belirtiler daha şiddetli olmaya eğilimlidir ve akciğer enfeksiyonu, zatüre ve solunum yetmezliği gelişme ihtimali taşır. Ayrıca eklem ağrılarına neden olur. Bir erişkin tipik olarak yılda 2 kez nezle grip olurken çocuklarda bu sayı bir düzineye çıkabilmektedir
Bununla beraber virüse maruz kalmanız, mutlaka hastalanacağınız anlamına gelmez. Aslında bağışıklık sisteminizin ne durumda olduğu hasta olup olmayacağınızı belirler. Havalar soğuduğunda anne babalar çocuklarına sıkı giyin üşütme diye tembihler, bizde anne-babalarımıza soğuk havanın değil, virüslerin hastalandırdığını söylesek de, aslında hepimiz haklıyız, zira üşütmek bağışıklık sistemini zayıflatarak, virüsün vücudumuzda hastalık yapmasını kolaylaştırır. Yani sıkı giyinerek gribe karşı korunursunuz.
Üşütmek dışında bağışıklık sistemini zayıflatıp hastalanmayı kolaylaştıran diğer faktörler ise şunlar:
· Fazla şekerli özellikle, eklenmiş fruktozlu yiyecekler ve çok fazla tahıl ağırlıklı (ekmek, makarna, pilav, pastane ürünleri ile) yiyeceklerle beslenmek: Fruktozu eklenmiş olarak ve tahılları fazla tüketmekbağışıklık sisteminizi allak bullak edebilir. Bunu da barsaklarınızdaki sağlıklı bakterilerin dengesini bozarak yapar. Şeker hastalık yapan bakterilerin gübresi gibidir. Maya, mantar, gibi zararlı olanların miktarını arttırarak bağışıklık sisteminizi zayıflatır.
· D vitamin eksikliği: D vitamini eksikliği veya yetersizliği bağışıklık sisteminizin yeterli cevabı vermesini önleyerek grip ve diğer solunum enfeksiyonlarına daha kolay yakalanmanıza neden olur. 19 bin Amerikalı üzerinde yapılan bir çalışma D vitamini düşük olanların anlamlı oranda daha fazla nezle ve grip olduğunu gösteriyor. Astımı olanların yeterli D vitamini düzeylerine sahip olması daha da önemlidir zira soğuk algınlığı, astımı olanlar için daha riskli olabilir. Çocuklarınızın ve sizin yeterli kan D vitamin düzeylerinde olup olmadığını öğrenmenin en iyi yolu doktorunuzla görüşmeniz ve bir kan tahlili yaptırmanızdır. D vitamini fazla alındığında zararlı olduğundan ancak doktorunuzun bu konudaki önerilerine uyarsanız zarar görmezsiniz.
· Yerince dinlenmemek
· Yeterince egzersiz yapmamak: Haftada 5 gün düzenli egzersiz yapmak soğuk algınlığı riskini %50 azaltır.
· Doğal vitamin ve antioksidan kaynağı meyveleri ve sebzeleri yeterli tüketmemek.
Geleneksel nezle grip tedavisi iyileşmeyi yavaşlatabilir
Çoğu grip 8-9 günde tamamen iyileşir ancak hastaların %25’i iki haftada, %5-10’u üç haftada tamamen iyileşir. Nezle ise daha kısa sürede düzelir ve tipik olarak 4-7 gün arasındadır. İlaçları doğru kullanmanız hastalığın daha çabuk iyileşmesi için gereklidir. Ateşiniz 38.9’un altında olduğu müddetçe düşürmenize gerek yoktur, zira ateşiniz aslında vücudunuz virüsle savaştığı için çıkmaktadır ve bu sıcaklıklarda virüsün çoğalması yavaşlamaktadır. Yani ateşinizin biraz yükselmesi daha çabuk iyileşmenize yardım eder. İlaçları yalnızca ateşiniz 39 derece olduğunda, halsizlik ve eklem ağrıları olduğunda kullanın. Hatırlamanız gereken en önemli şey ise antibiyotikler bakterileri öldürür, virüsleri değil. Nezle ve grip olduğunuzda hemen antibiyotik almanız barsaklarınızdaki yararlı bakterileri öldürür, virüsleri değil. Bu da bağısıklık sisiteminizi zayıflatarak hastalığın daha da uzamasına neden olur. Yani bidiğiniz dalı kesersiniz. Ayrıca daha sonra antibiyotiklere dirençli enfeksiyonların gelişmesine neden olabilirsiniz.
Bu nedenle bakteriyel bir durum olmadıkça antibiyotik kullanmamalı ve kullanma kararını yalnızca doktorunuza bırakmalısınız. Centers for Disease Control (Hastalık Kontrol Merkezi) özellikle yaşlılar, genç çocuklar, hamile kadınlar, herhangi bir kronik hastalığı olanların nezle grip olduklarında mutlaka doktoru görmesini ve ancak doktor gerekli görürse antiviral ilaçların kullanmalarını önermektedir. Ayrıca sinüzit, kulak veya akciğer enfeksiyonu gibi bakteriyel bir enfeksiyon gelişirse ancak o zaman doktorunuzun önereceği antibiyotiği kullanın.
Doktora gitmeniz gereken durumlar ise şunlardır:
· Ateşiniz 38,9 derecenin üzerine çıktıysa
· Kulağınız ağrıyorsa
· Göz hareketleriniz ağrılı ise ve yeşil renkli burun akıntınız varsa
· Nefes almakta zorluk yaşıyorsanız veya öksürük şiddetlendiyse
· Yeşil veya sarı renkli balgam çıkarıyorsanız
Grip aşıları çözüm mü?
Korunmak amacıyla yapılan grip aşılarının kendisi grip yapsa da, asıl amaç grip olmamak değil, grip virüsünün sebep olacağı solunum hastalığının şiddetini azaltmaktır. Aşı sayesinde vücut virüsle tanışır ve savunma hücreleri üreterek daha sonra şiddetli hastalıktan korur. Aslında doktorların bakış açısıyla, grip olmak da hiçbir sorun yoktur. Asıl amaç zatüre ve ölüm gibi, gribe bağlı daha kötü sağlık sorunlarından korunmaktır.
Nasıl bulaşır?
Virüslerin en sık yayılma yolu elden ele temastır. Örneğin burnunu silen birisi, ellerini yıkamadan elinize veya sizin dokunacağınız bir yere dokunduysa virüs size de bulaşır. Gripten korunmada yapabileceğiniz en etkin önlem, ellerin yıkanmasıdır ve antibakteryel sabunların bu konuda fazladan koruyuculuk sağlamak bir yana, olumsuz etkilerinin olabileceği düşünülüyor. Antibakteryel sabunlara gerek kalmadan normal sabun ve su ile ellerinizi yıkamanız yeterlidir.
Hasta olan çocuklar okullarda birbirine hastalık bulaştırarak salgınların oluşmasına neden olabilirler. Bu nedenle ana okulların ve okulların gerekli temizlik yapıyor olmaları hastalıklardan korunmak için önemli bir faktördür. Ayrıca siz veya çocuğunuz hastalandıysanız diğer insanları ve çocukları korumak adına evde kalmanız daha iyi olabilir. Eğer öksürüyorsanız yine diğer insanları korumak amacıyla bir maske kullanmanız yararlı olabilir.
Bağışıklık sisteminizi güçlendirecek beslenme önerileri ise şunlardır:
· Şekerden kaçının: Daha az hastalanmak istiyorsanız tüm şekerler, yapay tatlandırıcılar, işlenmiş yiyeceklerden uzak durmanız gerekir. Şeker bağışıklık sisteminize özellikle hasar verir. Meyve suları ve tahıllardaki şeker, bağışıklık sistemini zayıflatır. Bu amaçla beslenme, yeterli uyku ve düzenli egzersiz korunmanız için gereklidir.
· Yeterli su içtiğinizden emin olun. Yeterli su içtiğinizde o zaman vücudunuzdaki her sistem düzgün bir şekilde çalışır ve tıkalı burnunuzun açılır ve kaybedilen sıvıları yerine koyarak iyileşme sürecinizi kolaylaştırırsınız. İdrar renginiz açık sarı olacak şekilde su içmelisiniz.
· Tavuk suyuna çorba, evet gerçekten de işe yarar. Tavuk sistein adlı aminoasidi bol miktarda içerir. Sistein akciğerlerdeki salgıyı inceltir ve balgamın daha kolay atılmasını sağlar. Evde yapılmış çorba olduğundan emin olun. Daha etkili olması için bol biberli ve sıcacık için.
· Mantarlar, değerleri yeterince anlaşılmamış bağışıklık güçlendirici: Uzun zamandan beri 300 değişik mantar türünün bir yararı olmadığına inanılırdı. Ancak bilimsel kanıtlar içeridiği protein, eser elementler, polisakkaritler, aminoasitler ve lifler en sağlıklı yiyeceklerden biri olduğunu ispatlıyor. Mantarlarınyararlarını şöyle sıralayabilirim:
o Normal hücre büyümesini desteklerler
o Çevresel stresten korunmaya yardım eder
o Vücudun normal detoksifikasyon sürecini destekler
o Sağlıklı barsak bakterilerin destekler
o Sindirimi destekler
Sadece şapkasını değil saplarını ve hatta köklerine yakın kısmına kadar yemelisiniz. Beta glukanlar ve proteoglikanlar ve miseller bağışıklık sistemini desteklerler. Beta-glukanlar polisakkaritlerin ve proteoglikanların özel bir formudur ve bağışıklık sistemini çok güçlü bir şekilde desteklerler.
Bu dönemde kullanabileceğiniz destekler:
· C vitamini: çok güçlü bir antioksidandır.
· Yeşil çay:Yeşil çay ise soğuk algınlığı sezonunda size koruyabilecek antiviral içerikler içerir. Günde 1-3 fincan yeşil çay içerek virüse karşı korunursunuz. (Günde 3 fincan yeşil çayın kanserden koruyucu etkisini burada hatırlatmak da yarar var.)
· Kekik yağı: Carvacrol adında çok güçlü bir antimikrobiyal madde içerir.
· Propolis: Arı resin’i olup dünyadaki en geniş etkili antimikrobiyal etkili bileşenleri içerir. Ayrıca caffeik asid ve apigenin’den yana da zengindir ki, bağışıklık isitemini uyaran çok güçlü iki maddedir.
· Çay: Mürver çiçeği, civan perçemi, papatya, ıhlamur, nane, zencefil karışımı çayını sıcak sıcak içerseniz sizi terleterek virüsten kurtulmanıza yardımcı olur.
· Zeytin yaprağı özü: Eski mısırlılar ve Akdeniz kültürleri bağışıklık sistemini destekleyen özelliklerinden dolayı kullanırlardı.
o Soğuk algınlığının ilk işaretinde yardımcınız, Çinko: Soğuk algınlığı belirtilerini gördüğünüzde ilk 24 saat içinde çinko almak soğuk algınlığını durdurabilir. Ayrıca belirtilerin şiddetini de azaltır. Astımı veya kronik hastalığı olanların yeterli kan çinko düzeylerine sahip olması önemlidir. Ancak bunun da fazlası zararlı olduğundan kan düzeylerine bakılarak kullanılması önemlidir.
o Selenyum: Günde 200 mcg soğuk algınlığı döneminizde kullanabilirsisniz. Doğal olarak anti-viral etkilidir.
ÇOK YAŞAYIN!!!