Nurhayat Gül

30 Kasım 2013

İyi bakterilere ihtiyacımız var

Gerçek şu, iyi bakteriler sağlığımızın iyi olması için çalışırlar. Sağlıklı bir barsak sistemi 2 (iki) kg iyi bakteri içerir ve aldığımız besinlerin emilmesini sağlarlar.

Mikroskobun icadından ve penisilinin keşfinden sonra insanoğlu, bakterileri yok edilmesi gereken düşmanlar gibi gördü. Bazı bakterilerin enfeksiyon hastalıklarına neden olduğu doğrudur ancak bu tüm bakterilerle kıyaslandığında aslında küçük bir gruptur. İyi bakteriler bize zarar vermemekle kalmaz, tam tersi yardım ederler.

Gerçek şu, iyi bakteriler sağlığımızın iyi olması için çalışırlar. Sağlıklı bir barsak sistemi 2 (iki) kg iyi bakteri içerir ve aldığımız besinlerin emilmesini sağlarlar. Cilt, boğaz, kadın üreme sistemi’de aynı şekilde iyi bakteriler içerirler. Ortadan yok olurlarsa bazı sağlık problemleri başlar.

Örneğin antibiyotik kullanımının ardından kadınlarda mantar enfeksiyonu başlamasının sebebi iyi bakterilerin yok olmasıdır. Antibiyotik kullanımından sonra bazılarımızda ishal olmasının sebebi barsaklardaki iyi bakterilerin kaybıdır. Antibiyotiklere bağlı ishaller Amerika’da  giderek artan bir problem olup, yılda 350,000 vaka görülmekte ve bunların 20,000’i ölümle sonlanmaktadır.

Antibiyotiklerin uygunsuz kullanımının sağlığımıza en büyük yan etkisi sağlıklı bakterilerin kaybıdır. Viral enfeksiyonlarda yersiz antibiyotik kullanımı sonucu hem hastalığın iyileşmediğini görürüz hem de bağışıklık sistemimizin temellerini oluşturan iyi bakterileri yok ederiz.  Tarım ve hayvancılıkta antibiyotik kullanımı bir diğer problemdir. Food Inc. isimli belgesel filmde net bir şekilde gördüğümüz üzere  hayvanların ot yerine mısırla beslenmeleri, hayvanların barsak sisiteminin asit ortamını değiştirerek, E.Coli gibi hastalık yapan kötü bakterilerin daha kolay üremesine ve hastalık yapmasına neden oluyor. Sonra da hayvanlara bakteriyi öldürmek için antibiyotik veriliyor. Sadece otla beslenen hayvanları yemenin çözüm olabileceğini düşünebilirsiniz.

Barsaklarımızdan iyi bakterileri kaybetmemiz sonucunda bir dizi problem daha ortaya çıkabiliyor. Son 40 yılda dünya ölçeğinde astım ve ekzema gibi inflamatuar hastalıkalrda artış var. Bunun sebebi şeker ve işlenmiş yiyeceklerin artıp, sebzelerin azaldığı batı tarzı beslenmenin çok yaygınlaşmış olmasıdır. Yediğiniz yiyeceklerin içeriği barsakta yaşayan bakterilerin farklı olmasına neden oluyor. Tüm dünyadaki bebekler ilk doğduklarında barsaklarından aynı bakterilere sahipken, yerel beslenme alışkanlıkları yaşayan bakteri çeşitlerini farklılaştırıyor ve bunun sonucunda Avrupalı bir çocukta daha fazla ishal gözlenirken, Afrikalı bir çocuk bu hastalıklara daha dirençli olabiliyor.

İyi bakterilerin yeterli seviyelerde olması hem kötü bakterileri kontrol altında tutar hem de, sağlıklı bileşikler üreterek hastalıklardan korunmamızı sağlar. Barsak bakterileri bağışıklık sisteminde büyük role sahiptir.

İyi bakteriler barsakta azaldığı zaman, bağşıklık sisteminin iyi çalışmaması sonucu inflamatuar hastalıkalrın sık görülmesi sürpriz değildir. Uzun süreli hastalıkları tedavi ederken iyi bakterilerin sağlıklı bir şekilde barsaklarımızda olduğundan emin olmalıyız..  

İyi haber bu konuda çok şey yapabilecek olmamızdır. İşlenmiş yiyecekleri kesmeniz ve meyve, sebze, baklagiller ve mercimekgiller gibi gerçek yiyecekleri beslenme düzeninizde arttırmanız, otla beslenen hayvanların etlerini tercih etmeniz ve probiyotik desteği kullanmayı düşünmeniz yararlı olur.

Mikrop korkusu nedeniyle evinizin her köşesini dezenfekte etme ihtiyacı hissetmeyin ve çocuğunuzun biraz kirlenmesine izin vererek mikrop korkusundan kurtulun. Evet evinizi temiz tutun fakat dezenfekte etmeyin. Çocukların biraz kirlenmesi sağlıklı bağışıklık sistemi oluşturmaları için gereklidir.  

Tekrarlamak isterim ki, hastalıklardan korunmak, sağlıklı kiloda kalmak istiyorsanız vücudunuzun doğal savunma sistemini bozmayıp onun doğal bir şekilde işini yapmasına izin vermelisiniz.