Metin Münir

06 Şubat 2020

İsa’nın hayatları  

Coetzee’nin kitapları birçok soru sorduruyor ama hiçbirine cevap vermiyor. İngiliz bir eleştirmenin sözleriyle: Kitapta birçok kapı var ama hiç anahtar yok

Ölümden sonra yeni bir hayat var.

İnsanlar fikirler gibidir. Fikirler ölmez.

Ölen biri başka bir dünyada yaşamını sürdüreceği için onları merak etmeye gerek yoktur.

Onlar büyük bir gemide okyanusları aşarak yeni bir ülkeye doğru yol alacaklar.

Gemi yol alırken eski yaşamları hafızalarından silinecek. "Yıkanmış" olarak yeni diyara varacaklar. Onlara orada bir yaş ve yeni bir isim verilecek. İş imkânları sunulacak. Oranın dili öğretilecek, kalmaları için ev verilecek.

Bu yeni diyarda her şey çok ucuz veya bedavadır. İnsanlar sakindir, iyi niyet hüküm sürer. Ama tutku ve hırs da yoktur.

Birkaç gün önce kazada ölen rıhtım işçisi Marciano şu anda böyle bir gemidedir, gelecek hayatının nasıl olacağını düşünmektedir. Bir kuş olabilir veya seçtiği herhangi başka bir başka yaratık. Mesela bir yunus veya balina.

Ölü bir vücut önemli değildir. Önemli olan ruhtur. Vücut yeniden hayata kavuşmayacak, ruh ise yaşamaya devam edecek. Ve bu ebediyen böyle sürecek: Bir hayat ve ondan sonra, ondan sonra ve ondan sonra bir öncekileri hatırlanmayan başka hayatlar.

Coetzee sonuncusu birkaç hafta önce yayımlanan üçlü romanında* böyle bir dünya kurdu ve o dünyaya iki yeni yolcu gönderdi: 45 yaşında bir Simon ve beş yaşında bir David.

Bu ikisi gemide buluşurlar. Çocuğun boynuna asılı kesede onunla ilgili bilgiler vardı, ama ipi koptu ve kese denize düştü ve balıklar onu yedi.

Simon, David’i kanatları altına alır ve annesini bulmaya girişir.

Coetzee’nin İsa’nın Çocukluğu ile başlayan, İsa’nın Eğitimi ile süren ve birkaç hafta önce çıkan İsa’nın Ölümü ile sonuçlanan kitapları bu garip şekildeki renksiz dünyada geçer.

İsimleri kitapların İsa ile ilgili olduğu izlenimi verse de kitaplarda İsa adında biri yoktur. Ama belli ki Coetzee, olağanüstü ve karizmatik bir çocuk olan David’in İsa olduğuna inanmamızı istemektedir.

Öğretmeni dört yaşındaki David’e "Gerçeği söylemeliyim," cümlesini yazmasını söyler. O kara tahtaya İncil’de İsa’nın ağzından çıkan bir sözü yazar: "Gerçek benim."

Son kitapta David hastalanıp yatağa düşer. Dünyaya bir mesaj getirdiğini söyler. Ama böyle bir mesaj var mıdır, varsa nedir?

Ölmeden kısa bir zaman önce herhangi birimizin sorabileceği bir suali sorar çocuk: "Ben kimim ve neden buradayım?"

David, İsa’nın öldükten sonraki şekli midir yoksa öldükten sonra mı İsa olacak?

Coetzee’nin kitapları birçok soru sorduruyor ama hiçbirine cevap vermiyor. İngiliz bir eleştirmenin sözleriyle: Kitapta birçok kapı var ama hiç anahtar yok.

Seksen yaşında, yaratıcılığından hiçbir şey kaybetmemiş büyük bir yazarın billur bir dille yazdığı ilginç kitaplar...


* The Childhood of Jesus, The Schooldays of Jesus, The Death of Jesus. Maalesef Türkçeleri yok.