Orta Doğu ve Arap dünyası denince aklıma dört şey geliyor: Hiddet ve şiddet, kin ve intikam.
Bu duyguların nereden beslendiğini anlamak kolay: Hristiyanların hemen hemen her konuda ileri geçmesi, bunun verdiği güçle Müslümanları ezmesi, aşağılaması.
Batı, ticaret ve teknolojiden elde ettiği güçle Osmanlı İmparatorluğu’nu ortadan kaldırdı. Osmanlı topraklarını gönlünce bölüp her birini bir despotun emrine verdi. Onlarla ittifak kurup bölgenin petrol ve gaz kaynaklarını sömürdü. Despotlar ve çevreleri zenginleşirken halklar cahil, geri ve birçok yerde yoksul kaldı.
İran’ın Batı’ya, özellikle ABD’ye, kin duyması için daha özel ve haklı nedenleri var. Amerika ve İngiltere, petrole konmak için, 1953’te Muhammed Musaddık’ı devirmeseydi İran bugün müreffeh bir demokrasi olabilirdi. Bunun yerine Orta Çağ’da yaşıyor.
Araplar (ve Erdoğan ile Davutoğlu sayesinde onlara katılan “yeni” Türkiye) sadece Batı’dan nefret etmiyor. Kendileri gibi olmayan Müslümanları da sevmiyor. Şiilerle Sünniler arasındaki düşmanlık Batı ile Orta Doğu halkları arasındaki sevgisizlikten çok daha eski, çok daha zehirlidir.
Orta Doğu bir hiddet ve şiddet, kin ve intikam okyanusudur.
İnsan için bunlar kadar zararlı, vereni de alanı da zehirleyen duygular yoktur. Bunlar, ilk kuranın içine düştüğü tuzaklardır.
Bir bilge der ki: “İntikam onu her arayanı kör eden karanlık bir ışıktır. Sakin ruhlar intikamda adalet olmadığını bilirler. Sakin ruhlar intikam aramanın yıkım aramak olduğunu bilirler.”
Ama bu bölgede sakin ruhlar nerede?
*
Arap dünyasının entelektüelleri Orta Doğu’nun çıkmazına bir çare bulamadı. Baasçıların, ardından Müslüman Kardeşler’in geliştirdiği düşüncelerde Arapları içinde bulundukları çukurdan kurtaracak formül yoktur.
Çare dinde değil (o Tanrı’yla kul arasındadır), demokraside, eğitimde, eşitlikte ve kalkınmadadır. Aralarında Erdoğan’ın ve arkadaşlarının da bulunduğu Kardeşler bunların hiçbirine inanmıyor.
Terör ve savaş, krallıklar ve despotluklar ve mollalıklar, savaş ve terör Batı’nın Orta Doğu’ya oynattığı bir oyundur. Bu oyunun amacı kaynaklarını manipüle etmek ve İsrail’i güvende tutmak için Orta Doğu’yu zayıf tutmaktır.
Orta Doğu’da bu oyuna gelmemiş devlet yoktur.
Bu oyunun şimdiki baş aktörü, yakıp yıktığı yer Orta Doğu, yani kendi öz vatanı olan IŞİD’dir.
İran ve Araplar da birbirlerini yiyerek kaynaklarını heba ediyorlar. Petrol ve gaz Orta Doğu’yu değil, Batı’yı zengin etmeye devam ediyor.
Yeryüzünde bundan daha büyük bir akılsızlık var mı?
Var.
Erdoğan/Davutoğlu ikilisinin Türkiye’yi bu aptallar konfederasyonuna dahil etmesi.