Metin Duyar

30 Temmuz 2011

Ortak bütçe planında hala uzlaşma yok

Küresel piyasalarda, ABD Temsilciler Meclisi’nde ağırlıklı yeri olan Cumhuriyetçilerin...


Küresel  piyasalarda, ABD Temsilciler Meclisi’nde ağırlıklı yeri olan  Cumhuriyetçilerin bütçe tasarruf planının oylamasına ve Demokratlar  tarafından nasıl karşılanacağına ilişkin endişeleri yoğun yaşadı. 
Ortak bütçe planına ulaşılmasında uzayan  süreç, uluslararası kredi kuruluşu Fitch’in Portekiz’in  “negatif” izleme notunu yılın son çeyreğinde kaldırabileceğine  ilişkin açıklaması, ABD’nin ılımlı istihdam ve konut verileri gibi  olumlu gelişmelerin olumlu etkisini sınırladı.
Ortak bütçe planında hala uzlaşma  yok.  Dün Temsilciler Meclisi’nde görüşülmesi beklenen Cumhuriyetçilerin  bütçe kesinti önerisi, yeterli destek gelmemesi nedeniyle ertelendi. Hem  Demokratların geçici bir plana karşı çıkması, hem de tasarruf paketi  büyüklüğünün kredi kuruluşları tarafından tatmin edici bulunup  bulunmayacağına ilişkin endişelerin ortak plana ulaşmada sıkıntı yaşattığı  izleniyor. 
ABD’nin kredi notunun  korunması için güvenilir bir plana ihtiyaç olduğu kesin.
Euro-dolar paritesi, borçlanma limitlerinin  artırılmasına ilişkin devam eden belirsizlik ve piyasalarda artan tansiyonla  1,42’li seviyelere kadar geriledikten sonra, Meclis’te planın  görüşülmeye başlanabileceği haberi ve ekonomik verilerin desteğiyle 1,43  seviyesine toparlanma gösterdi. Ancak, görüşmenin ertelenmesi ve  Moody’s’in İspanya’nın kredi notunu “negatif”  izlemeye almasıyla yine 1,43’ün altına gerilemiş görünüyor.
Altın fiyatlarının borç krizi  belirsizliğine bağlı olarak 1.620 dolara yakın güçlü seviyesini koruduğu  izleniyor. Dün, güçlü ekonomik veriler ve bütçenin görüşmesi öncesinde 1.610  doların altına bir gevşeme göstermişti. 
Bu arada, Moody’s’in de  İspanya’nın kredi notunu “negatif” izlemeye alması, borç  krizlerine ilişkin endişelerin hissedilerek güne başlanmasına neden olacağı  anlaşılıyor.
Japonya’dan toparlanma  sinyalleri
Japonya’da  önceki gün açıklanan güçlü perakende satışlar verisinin ardından,  imalat PMI, hanehalkı harcama, sanayi üretimi, konut başlangıçları ve inşaat  siparişleri gibi kritik alanlardan olumlu sinyaller dikkat çekiyor. Deprem  sonrası toparlanma ümitlerine destek veriyor. Ancak, borç krizi odaklı  seyirde etkisi sınırlı kalacaktır.

Dış açıkta yavaşlama ümitleri ikinci yarıda
Merkez  Bankası üç aylık enflasyon raporunda, fiyat istikrarı önceliğinin devam  ettiğini vurgularken, bu alanda güvenli tutumunun devam ettiğini gösterse de,   önümüzdeki dönemde temel enflasyon dinamiklerinde yavaşlama eğilimine de dikkat  çekmiş.
Enflasyon projeksiyonlarında kullanılan  varsayımlarda da bir değişikliğe gidilmedi. Böylece, bu yıl enflasyon tahmini  % 6,9; gelecek yıl da % 5,2 seviyelerinde korunmuş oldu.
Enflasyon projeksiyonları yapılırken kabul  edilen faiz varsayımı da, yıl sonuna kadar politika faizlerinin aynı kalması  yönünde değiştirildi. Daha önceden, “sınırlı bir sıkılaşma”  öngörüsü kullanılıyordu. 
Hem faiz hem de enflasyon projeksiyonlarında  etkili olan temel unsur da, Merkez Bankası’nın küresel risklerde aşağı  baskıların arttığı senaryoya bir adım daha yaklaşmış olunduğunu düşünmesi.  Dolayısıyla bu riskler arttığında, Merkez Bankası “düşük faiz ve yüksek  zorunlu karşılık oranları” politikasını öngörülenden daha uzun bir süre  devam ettirebileceğinin sinyalini açık bir şekilde veriyor. 
Diğer taraftan, fiyat istikrarı hedefine  yönelik güven kaybına neden olmamak için de, özellikle kurdaki değer kaybının  enflasyon bekleyişlerinde kalıcı ve olumsuz bir etkiye neden olması halinde  gerekli sıkılaştırıcı tedbirleri gündeme getirebileceğini belirtiyor. 
Özetlemek gerekirse Merkez  Bankası’nın, hem mevcut para politikasına ilişkin yaklaşımı hem de  ekonominin genel gidişatıyla ilgili daha güven verici bir duruş sergilemeye  özen göstermeye çalıştığını söyleyebiliriz. Bugünkü ekonomistlerle yapacağı  toplantıda da bu duruşunu koruyacağını düşünüyoruz.
Haziran dış ticaret verileri, açıkta yavaşlama ümitlerinin ikinci yarıya kaldığını gösteriyor. Aylık açıkta yavaşlama beklentisine karşın, Mayıs’taki 10,1 milyar dolarlık rekor düzeyden Haziran’da 10,2 milyar dolar ile başka bir rekor rakama ulaştığını görüyoruz.
Düzeltilmiş verilerde daha ılımlı bir tablo oluşsa da, dış açık endişelerini yatıştırmaya yeterli düzeyde değil. Dolayısıyla ikinci yarıda, Merkez Bankası’nın yavaşlama öngörülerini destekleyen verilerin gelmesi güven ortamının yeniden kurulması açısından oldukça kritik olacak. Verilere karşı duyarlılığın ve kırılganlığın arttığı bir döneme girmiş bulunuyoruz. 
Haziran verilerine geri dönecek olursak, ithalatta ara malı kullanımının yanı sıra, hem yatırım hem de tüketim eğiliminin güçlü kaldığını izliyoruz. Özellikle, ikinci çeyrekte tüketim malları ithalatında gözlenen yavaşlama eğiliminin Haziran’da tekrar artış göstermesi dikkat çekici. İç talep göstergelerine paralel olarak, ikinci yarıda yavaşlama eğilimine girip girmeyeceği yakından takip edilecek. 
İthalatta yıllık artış oranı % 40’lar seviyesinde dalgalanırken, ihracatın % 20’lerde sınırlı kalmaya devam ettiğini görüyoruz. Temmuz ayında da benzer bir eğilim izleniyor.
Düzeltilmiş verilerde aylık açıktaki hafif gerilemeye karşın, 12 aylık açık yükseliş trendine devam ediyor. 
Dış ticaret verileri sonrasında, cari açığın Haziran ayında da 8 milyar dolara yakın gerçekleşeceğini söyleyebiliriz. 12 aylık açıktaki yavaşlama ancak yılın son çeyreğinden itibaren mümkün görünüyor.