Metin Duyar

04 Nisan 2011

Merkez bankalarına odaklı bir hafta

Japonya’nın hızlı toparlanma senaryosunu destekleyici önlemler ve Avrupa’da ekonomik görünümü tehlikeye atmayacak para politikası yaklaşımı piyasaların iyimser tarafta kalmasını sağlayabilir.


Geçtiğimiz hafta, dev borsa operatörlerinin birleşme çalışmaları, Ortadoğu ve Japonya risk unsurlarının kontrol altında kalabileceği izleniminin korunması, İrlanda’nın stres testinin ciddi bir sıkıntı olmadan atlatılması gibi rahatlatıcı unsurlarla güne olumlu başlayan piyasalar, ABD’den gelen güçlü istihdam ve ılımlı ISM imalat verileriyle yükselişini sürdürdü.
Tarım dışı özel sektör istihdam artışının 200.000 kritik seviyesinin üzerinde gerçekleşmesi ve toplam işsizlik oranının % 8,8’e gerilemesine karşın, ortalama kazanç endeksinin zayıf kalmaya devam etmesi para politikasında hızlı çıkış endişelerini yatıştırdı.
Ayrıca, ekonomik aktivite göstergelerinde Mart ayı itibariyle genelde gözlenen ılımlı yavaşlama da, para politikası tarafında rahatlatıcı diğer bir unsur oldu.
Geçen Cuma günü açıklanan ISM imalat verileri de bunu destekler bir görüntü verdi.
Böylece, S&P 500 ve DJ endeksleri sırasıyla % 0,50 ve % 0,46’lık kazançlarla 1.332 ve 12.377 puana çıkarken; DAX endeksi % 1,97’lik yükselişle 7.180 puanda kapandı.
Euro-dolar paritesi, likidite politikasının sorgulaması ile 1,40-1,42 bandında ciddi dalgalanma gösterdi.
Ham petrol fiyatları, Ortadoğu risk unsuru ve güçlü ekonomik görünümle 107-108 dolar civarında seyretti.
Altın fiyatları da, küresel ekonomik görünüme ilişkin olumlu sinyallerle 1.410-1.430 dolar civarında dalgalandı.

Japonya’da depremin etkisi

Geçen Cuma günü açıklanan ve son üç aylık dönemi yansıtan Tankan endeksi, depremin etkilerinin daha iyi görülebilmesi amacıyla revize edilerek tekrar yayımlandı. Mart gelişmelerinin ayrı tutulduğu revize halinde, üreticilerin önümüzdeki dönemle ilgili daha endişeli bir tutum sergiledi. Ancak, şirket duyarlılığındaki kötüleşme, yeniden inşa faaliyetlerine yönelik iyimser beklentilerle sanıldığı kadar derin olmadı.

Merkez bankalarının sinyallerine odaklı bir hafta

Gelişmekte olan ekonomiler de, büyüme performansları ve daha az kırılgan finansal sistemleriyle, global likiditeden yararlanma anlamında yeniden ilgi çekmeye başlamış görünüyor.
Merkez bankalarının likidite desteğinin, son günlerde daha fazla sorgulanmasına karşın, planlanandan daha erken kesilmeyeceği görüşünün korunması piyasalara güç verecektir.
Ayrıca, Japonya’da nükleer kriz sonrası toparlanma sürecinin hızlı gerçekleşeceğine yönelik iyimser beklentiler ve Çin’de yavaşlama işaretlerinin sınırlı kalması küresel likiditenin riskli varlıklara yönelme konusunda eğilimini destekleyecektir.
Nitekim, kritik göstergelerden JPY-USD paritesinin G7’lerin müdahalesi sonrası toparlanma hareketini devam ettirdiği gözleniyor.
Bu hafta, Japonya ve Avrupa merkez bankalarının ekonomik önlemler ve faiz politikası konularındaki sinyalleri önemli olacak.
Japonya’nın hızlı toparlanma senaryosunu destekleyici önlemler ve Avrupa’da ekonomik görünümü tehlikeye atmayacak para politikası yaklaşımı piyasaların iyimser tarafta kalmasını sağlayabilir.
Veri açıklaması açısından rahat olan haftanın ilk gününde, Avrupa’da Nisan sentix güven endeksi ve Şubat ÜFE, ABD’de ise Mart istihdam trendleri takip edilecek.