Metin Duyar

14 Aralık 2010

Çin’in faiz baskısı piyasaları geriyor

Sakin veri gündemi ve kritik gelişmeler öncesinde toparlanma çabasının zayıf kaldığı...

Sakin veri gündemi ve kritik gelişmeler öncesinde toparlanma çabasının zayıf kaldığı bir pazartesi ile haftaya başlamış olduk. Çin’deki enflasyon ve faiz politikası gelişmeleri, Fed’in niceliksel gevşeme politikası, AB liderler zirvesi, İrlanda’nın finansal yardımı kabul etme konusundaki yaklaşımı ve yoğun veri takvimi gibi kritik unsurlar bu haftayı daha önemli kılıyor.
Çin’den gelen faiz artışı baskısına karşın, niceliksel gevşemeyi destekleyici yaklaşım, AB’den ortak tutum beklentisi, ekonomik verilerin sağlam duruşu gibi unsurlar piyasayı dengeleyecek gözüküyor. 

Zayıf kalan toparlanma çabası
Geçen hafta, piyasalara yön verecek kritik gündem maddesi ya da veri takviminin  bulunmaması nedeniyle  işlem hacmi zayıf ve yönsüz bir şekilde sallanıp durdu.  
AB ile ilgili endişeler piyasalar üzerinde baskı unsuru olmaya devam ederken, ABD’de büyümeyi destekleyici vergi indirimlerinin sürdürülmesi konusunda sağlanan uzlaşma, toparlanma çabasının kaybolmamasını sağlamış oldu.
Sakin veri akışının, ABD’de haftalık işsizlik başvurularının azalışa işaret etmesi ve Aralık verilerinin toparlanma sinyallerini destekler görünmesi de sınırlı oranda  etkili oldu.
Özellikle, geçen hafta sonu Çin’de açıklanan Kasım enflasyon rakamları ve sonrasında merkez bankasından gelecek tavır,  bugün  yapılacak Fed toplantısı, 15-16 Aralık’ta AB liderler zirvesi ve önümüzde daha kritik bir veri takviminin bulunması  piyasaları  temkinli olmaya itiyor. 
Ham petrol fiyatları 90 doların üzerine çıksa da, büyüme göstergelerinin yükselişin devam etmesini sağlayacak kadar güçlü olmaması nedeniyle, 88 doların altına bir geri çekiliş yaşadı ki beklenen de buydu.

Altında hızlı hareketler

Çin’in bankaların rezerv gereksinimlerinin artması ve güçlü çıkan ABD tüketici güven verisi, altın talebinde  düşmeye ve kar satışlarına neden oldu.
ABD tüketici güveninin altı ayın en yüksek seviyesine ulaşması ve ülkenin ticaret açığında beklenenden daha büyük daralmanın güçlü bir ekonomik toparlanmayı işaret etmesi, altın satışını getiren diğer etkenler arasında. Ancak genel kanı;  kar satışlarının altını baskı altına alsa da,  devam eden makroekonomik belirsizlik, uzun vadeli yatırım talebinin stabil kalacağını gösteriyor. Ayrıca, mevsimsel olarak güçlü bir talep dönemi yaşanmasından sonra bile, altının dip seviyelerde  güçlü fiziki talebi bulunuyor. Diğer bir unsur ise,  hurda arzında önemli  bir artışın olmaması.


Piyasalarda bu hafta beklentisi

Çin’in faiz baskısının etkisi sınırlı kalabilir. Çin’de hafta sonu açıklanan yıllık enflasyon, Kasım’da beklentilerin üzerinde % 5,1’e yükseliş gösterdi. Ekim’de % 4,4 düzeyinde idi. Enflasyon verisi öncesi açıklanan zorunlu karşılık oranlarında 50 puanlık artırımın ardından, politika faiz oranlarının yıl sonuna kadar 25 puan civarında yükseltilebileceği beklentisi hakim. Hatırlanacağı gibi, Çin merkez bankası 19 Ekim’de 100 baz puanlık sürpriz bir faiz artırımına gitmişti. 2011 yılından itibaren ise daha sıkı para politikasına geçilmesi planlanıyor.
Ancak, ABD ekonomisinden gelen güçlü sinyallerin yanı sıra, bu haftanın gündeminde yer alan Fed toplantısı, AB liderler zirvesi, İrlanda’da muhalefetin yardım paketine yaklaşımı, yoğun veri gündemi gibi unsurlara yönelik olumlu beklentiler Çin’in piyasalar üzerindeki baskısını azaltabilir.
 
Fed’in niceliksel gevşemede tutumu

Fed’in bugün gerçekleştireceği faiz toplantısında, ekonomik koşulların gerektirmesi durumunda niceliksel gevşemenin artırılabileceği beklentisini destekler açıklamalarda bulunması bekleniyor. Nitekim, Banka’nın son dönemdeki açıklamaları bu genel kanıyı destekler nitelikteydi.
 Hükümet ve muhalefetin geçen hafta vergi indirimlerinin devam etmesi konusundaki uzlaşmacı yaklaşımları, maliye politikasının da büyümedeki aşağı yönlü risklere karşı destek unsuru olarak kullanılabileceğini teyid etti.
İrlanda’da muhalefetin 85 milyar Euro’luk AB-IMF yardım fonuna destek vermeyebileceği endişesi bulunuyor. Bu konuda uzlaşmacı bir tutum gözlenmesi, AB cephesinde bir rahatlama sağlayabilir. 
Ayrıca AB liderler zirvesinde, istikrar fonunun genişletilmesi ve ortak tahvil çıkarılması konusunda kısa vadede olmasa da orta vadede gerçekleşebileceğine yönelik uyumlu açıklamaların gelmesi, özellikle sorunlu ülkelerin yaklaşan borç ödemeleri öncesinde tansiyonun yükselmesini engelleyebilir.
Liderler zirvesinde gündeme gelebilecek diğer bir konu stres testinin ikinci aşaması. Şubat ayında yapılması planlanan yeni testin daha sıkı koşullar içermesi ancak daha şeffaf olması bekleniyor. Böyle bir yaklaşım, bir taraftan piyasalar üzerinde gerginlik yaratırken; diğer taraftan daha güven verici bir süreç olarak algılanıyor. Başarılı bir beklenti yönetimi, ikinci unsurun ön plana çıkmasını sağlayabilir.
Veri gündemi yoğunlaşıyor. Hem AB bölgesinde hem de ABD ekonomisinde piyasalar açısından kritik ve yeni bilgi niteliği taşıyan veriler mevcut. Aralık ayına ait Almanya’dan ZEW, IFO ve satın alma müdürleri; ABD’de NY Fed, Philly Fed, ulusal inşaatçılar birliği endeksi (NAHB), imalat sanayi anketi gibi önemli göstergelere ait açıklamalar olacak. 
Ayrıca, Kasım sanayi üretimi ve kapasite kullanımı, enflasyon, perakende satışlar, ev başlangıçları ve inşaat izinleri, öncü göstergeler, Ekim sermaye hareketleri ve iş envanterleri son çeyreğe ait büyüme görünümünü tamamlayacak diğer göstergeler.