Memetcan Demiray

22 Eylül 2019

Aşkta da AHBAP, kavgada da: Haluk Levent

90'larda hüzünlü şarkılarıyla girdi hayatımıza... Şimdi organize ettiği hayır işleriyle yine çok popüler, yine gündemin tam ortasında...

Haluk Levent ile ilk temasım 1993'te oldu. "Yollarda" albümüyle adını yeni duyurmuş, "Ankara" şarkısıyla ortalığı ayağa kaldırmıştı. O günlerde bir de "Haluk Levent Fan Club" kurulmuş, ben de bir formu zarfa koyup göndererek üyelik başvurusunda bulunmuştum. Derken eve bir mektup gelecek, içinden Haluk Levent'in imzaladığı fotoğrafı ve bir de katılım belgesi çıkacaktı. Üstelik adım "h" harfi olmaksızın, doğru yazılmıştı!

Elbette o yaşlardaki bir genç için, bir rock yıldızından böyle bir hediye almak eşsiz bir histi. Demek ki kasetçalardan eve bangır bangır yayılan ses, bir kibir abidesine değil, "içimizden biri"ne aitti. Tıpkı gerçek bir 'rockçı'nın olması gerektiği gibi...

Borçlar, hapis cezaları ve ille de aşk şarkıları!..

2000 yılında bu kez Haluk Levent ile yüz yüze tanışacaktım. Milliyet Gazetesi muhabiri olarak Fildamı konseri öncesi bir söyleşide buluşuyorduk. Üstelik gündemde Levent'in piyasaya olan borçları ve olası hapis cezaları vardı. Konuyu açtığımızda kızmak şöyle dursun, sorularımızı tek tek yanıtlayacak, sonra da "Daha güzel fotoğraf çekersiniz!" diye bizi konser boyunca sahnede ağırlayacaktı. Vergilerimizin bile hesabını soramadığımız bugünlerden geriye bakınca, çok olgun bir tavırdı bu...

Haluk Levent o yıllarda sürekli borç ve mahkeme haberleriyle gündeme gelse, hatta 1997'de bir süre hapis yatsa da müzikal açıdan altın çağını yaşıyordu. Her albümünde çevreci mesajlar veriyor, düşünce suçlarına karşı çıkıyordu çıkmasına... Ama asıl ününü elbette "Akdeniz Akşamları"ndan başlayarak, "Yeter Ki", "Aşkın Mapushane" ve "Hani Benim Olacaktın" gibi aşk şarkılarıyla sağlamlaştırıyordu.

Repertuvar 'İzmir Marşı'na varsa da...

2000 yılında çıkardığı "www.leyla.com" albümü ise bir anlamda kariyer zirvesiydi. "Kamyoncunun Türküsü" ile Susurluk'a, "Samoslu Dimitris" ile Türk-Yunan dostluğuna, "Kıratlar Kabilesi" ile Kızılderili soykırımına gönderme yapan Levent; albüme adını veren parça ile de dijital çağın yeni ilişki biçimlerini eleştiriyor ve internetin aşkları nasıl öldürdüğünü anlatıyordu. Hem de daha akıllı telefonların, Facebook ve Instagram'ın olmadığı yeni milenyumun ilk yılında!..

Sonraki dönemde "Zor Aşk" ve "Elfida" gibi "hit"ler yayınlasa da artık daha politik bir repertuvar vardı karşımızda... Bu süreç onu 2017'de "İzmir Marşı"nı yorumlamaya dek götürecekti. "Tek adam sistemi"yle tanıştığımız, herkesin konuşmaya çekindiği bir dönemde elbette simgesel bir önemi vardı bu tercihin... Ve bu tercihle o, "laik plaj partileri"nde DJ'lerin çalma listesine yerleşecek, bir anlamda "10. Yıl Marşı"nın "eller havaya" versiyonunu yapan Kenan Doğulu'ya dönüşecekti!

Artık müzikal anlamda aşk şarkılarıyla gündemde değildi belki... Ama yine 2017'de kurduğu AHBAP Platformu ile bu kez "iyilik meleği" olarak hayatlarımıza girecekti.

Hayırseverlere eliyle kahvaltı hazırlıyor

Zor durumdaki insanlarla dayanışma amacıyla kurulan AHBAP, Twitter üzerinde kısa sürede çok etkili hale gelecekti. Çeşitli illere yayılan AHBAP'lar, Haluk Levent'in "Haydi canlarım!" tweet'i ile harekete geçiyorlar, bazen evsiz bir yaşlıya el uzatıyorlar, bazen de bir yoksulun ameliyat masrafını karşılıyorlardı. Hayırseverlerin evine giden Haluk Levent, onlara teşekkür etmek için ya kahvaltı hazırlıyor ya da meşhur yeleklerinden birini hediye ediyordu. Böylece çoktandır unuttuğumuz "dayanışma" gibi değerler ete kemiğe bürünüyordu. AHBAP bir yana, Haluk Levent'in kendisi de çok aktifti Twitter'da... Çocuk cinayeti davalarını takip ediyor, çevreci eylemlere destek veriyordu. Hatta son İzmir orman yangını sonrası bir konsere öncülük ediyor, bütün geliri ağaçlandırma çalışmalarına bağışlıyordu. Ve tüm bunların sonucu olarak, sosyal medyada  "en güvenilir ünlü" seçiliyordu.

Rock 'yırtık kotla bira içmek' değildir!..

Kimileri eski davalarından dolayı ona hâlâ soğuk bakıyor. Ama adını bilmediğimiz yüzlerce milletvekili ortalıkta görünmezken o, elini taşın altına koyuyor, kitleleri peşinden sürüklüyor.

Hiçbir zaman klişe, "serseri", "seks sembolü" bir 'rockçı' olmayan, hatta eski fotoğraflarıyla bizzat kendi alay eden Haluk Levent, Twitter'da yarattığı sinerjiyle "Haluk Abi" olarak genç kuşakları etkilemeye devam ediyor. Ve daha ilk albümünde dediği, "Rock'ın yırtık kotla bira içmek" değil, bir şey üretmek olduğunu 26 yıl sonra bir kez daha kanıtlıyor.

Eh, varsın yeni aşk şarkılarıyla içimizi sarsmasın "emekli Mecnun"!..

Zaten yıllar önce "www.leyla.com"da son sözü söylememiş; "Tadı kalmadı artık sevdaların. Ne aşılacak yollar, ne delinecek dağları var!" dememiş miydi?!..

TIKLAYIN - Kızının okul borcunu Haluk Levent'in girişimiyle ödedi, hapisten kurtuldu