Mehmet Yakın

06 Kasım 2013

ODTÜ Ormanı ve Otostopçunun Galaksi Rehberi

A noktasından B noktasına ulaşmaya çalışırken C noktasının aslında ne kadar güzel olduğunu unutuyor, değerini bilmeden hızlı bir şekilde üzerinden geçmeye çalışıyoruz.

Douglas Adams tarafından 1978 yılında BBC için bir radyo oyunu senaryosu olarak hazırlanan fakat büyük beğeni kazanması sonucunda 1979 yılından itibaren 5 kitaplık seriye dönüşen bir bilim kurgu komedisi Otostopçunun Galaksi Rehberi. Seri 2005 yılında sinemaya uyarlanarak gösterime girdi. Eserin ülkemizde de kitabı yayınlandı ve filmi gösterimde kaldı. Serinin başlangıcında kitabın başkahramanı Arthur Dent bir sabah uyanıp pencereden dışarıya baktığında belediyenin yıkım ekibiyle karşılaşır.  Belediye yıkım ekibi Dent’in tam da evinin bulunduğu noktadan bir otoyol geçeceği için evi yıkmak zorundadır. Dent kendisine herhangi bir uyarı gelmediğini söyler ve evini yıktırmamak için direnir. Fakat belediye görevlileri gayet kararlı bir şekilde evi yıkacaklarını çünkü ulaşımın daha hızlı bir şekilde sağlanması gerektiğini söylerler. Dent ile belediye görevlisi Bay L. Posser arasında şöyle bir konuşma geçer:

 

“Korkarım durumu kabul etmek zorunda kalacaksınız,” dedi Bay L. Posser, kürk şapkasını sıkıca tutup kafasının üzerinde döndürerek, “bu kestirme yolun inşa edilmesi gerekiyor ve inşa edilecek!”

“Bunu ilk defa duyuyorum,” dedi Arthur, “peki neden inşa edilmesi gerekiyormuş?”

Bay Prosser bir süre ona parmağını salladı, sonra durdu ve parmağını çekti.

“Neden inşa edilmesi gerekiyormuş da ne demek?” dedi. “Bu bir kestirme yol. Kestirme yollar inşa edilmelidir.”

Kitapla ilgili çok fazla ipucu vermeden hikâyeyi bağlayacak olursak: Dünya tam da galaktik bir otoyol üzerinde bulunduğu için uzaylılar tarafından yok edilir.  Arthur’un evi, belediyenin yıkım araçları, belediyenin kendisi ve bürokrasi – en azından dünya üzerindeki – yok olur ama Arthur bir şekilde bu yıkımdan kurtulmayı başararak uzaydaki macerasına başlar. Bürokrasi içerisinde yaratıcılığın ve çözüm süreçlerinin ne kadar yavaş işlediğinden şikâyetçidir Douglas Adams. Uzaylılar ve uzay üzerindeki bürokrasinin sıkıcılığı robotlara kadar sirayet etmiştir, öyle ki robotlardan bir tanesi yoğun bir depresyon içerisinde yaşam mücadelesi vermektedir.

 

ODTÜ’den geçecek kestirme yolun ulaşımı ne kadar rahatlatacağı, ulaşımdaki bu rahatlamanın ne kadar süreceği,  ne kadar zaman sonra kaç ağacın daha kesileceği meçhul. Meçhul olmayan bir gerçeğe dikkat çekmek gerekirse: Dünya üzerindeki yaşamı – kendi yaşamımız da dahil olmak üzere – uzaylılara gerek kalmadan gün be gün katlediyoruz. Sözü yine kitaba bırakırsak;   

 

“Kestirme yollar, bazı insanların A noktasından B noktasına çok hızlı bir şekilde gitmesini, bu sırada başka insanların da B noktasından A noktasına çok hızlı bir şekilde varmasını sağlayan buluşlardır. Tam ortada bir nokta olan C noktasında yaşayan insanlarsa sık sık şunu merak ederdi: A noktasında ne var ki bunca insan B noktasından oraya gitmek için can atıyor ve B noktasında ne var ki bunca insan A noktasından oraya gitmek için can atıyor? Çoğu kez insanların hangi lanet olası yerde olmak istediklerine kesin bir karar verip bu duruma bir son vermelerini dilerlerdi.”

 

            A noktasından B noktasına gidip gelirken, yol problemlerini çözmeye çalışırken durup düşünmeyi unutuyoruz. Bilimkurgu ve mizah yoluyla aslında yaşadığımız dünyayı eleştiririz, sorunlarımıza ilişkin alternatif çözümler araştırırız. Bu çözümlerin kimi gerçeğe dönüşür, kimisi ütopyaya kimisi distopyaya yakın durur. Yaşamımızı, içinde bulunduğumuz dünyayı şekillendirmeye çalışırken, A noktasından B noktasına ulaşmaya çalışırken C noktasının aslında ne kadar güzel olduğunu unutuyor, değerini bilmeden hızlı bir şekilde üzerinden geçmeye çalışıyoruz. C noktası önce sadece bir ağaçtır, sonra sadece bir evdir. Nihayetinde içinde yaşadığımız dünyadır.

 

*Resim http://www.bbc.co.uk/h2g2/blobs/designart1_lg.jpg adresinden alınmıştır.