Mehmet Tezkan

25 Eylül 2019

Medyayı İmamoğlu kurtardı!..

Sonunda muhalefete muhalefet etmekten kurtuldular... Artık yerel de olsa iktidara muhalefet ediyorlar...

Kimi, memleketin can yakan konularını görmemek için havaya bakıp ıslık çalmaktan yorulmuştu...

Kimi, yan yollara sapıp konu uydurmaktan helak düşmüştü...

Bir ara yazar, çizer ekibinin büyük bölümü İdlib uzmanı olmuştu... Bir gün Suriye'nin batısını yaz, öteki gün doğusunu... Bir gün PYD/ABD ikilisine kız, öteki gün Esad'ı fırçala... Türkiye sınırları içine girme, olan biten hakkında iki satır karalama, çevresinde dolan dur...

Zor iş!...

Kimi, ayakta kalmanın yöntemini bile yazmıştı... Muhalefetten birini öveceksen bir sonraki satırda iktidardaki rakibini de bir vesiye bulup övecekmişsin... Artık hayatın dengesi buymuş...

İktidara gözü kapalı destek veren yazarlar için de yolun sonuna gelinmişti... Her gün muhalefete muhalefet etmek, her gün memleketin başına gelen bütün musibetlerden muhalefeti sorumlu göstermek, sabah akşam Kılıçdaroğlu'na hakaret etmek nereye kadardı... Okur da sıkılmıştı, kendileri de...

Televizyon programları da farklı değildi... Siz hiç Cumhurbaşkanı'nın yönetim kurulu başkanı olduğu Varlık Fonu'nun konuşulduğu, otoyol, köprü, şehir hastaneleri gibi hazine garantili projelerin masaya yatırıldığı, kamu alımlarının tartışıldığı, enflasyonun neden azdığının irdelendiği tartışma programı izlediniz mi?

Durum değişmedi ama İmamoğlu geldi medyayı kurtardı, rahatlattı... Özellikle iktidarcı yazarları...

Sonunda muhalefete muhalefet etmekten kurtuldular... Artık yerel de olsa iktidara muhalefet ediyorlar... Eh İstanbul yarı yerel, yarı genel sayılır... Yalancı Kemal'in yerini söyle bakalım Ekrem Efendi, hesap ver Ekrem Efendi manşetleri aldı... Her gün paso hakaret her gün paso yaftalama var...

Geldi de ne oldu, İstanbul'un trafiği mi rahatladı? Geldi de ne oldu, İstanbul'un imarı mı değişti? Geldi de ne oldu, metrobüs daha mı hızlı gitmeye başladı? Geldi de ne oldu, İstanbul şaha mı kalktı? Geldi de ne oldu, enflasyon aşağı mı indi? Geldi de ne oldu, işsizliği azaltabildi mi?

Yazılar bu minvalde... Haber kanallarındaki tartışma programlarının konusu genellikle şöyle: İmamoğlu- Muharrem İnce ayrışması CHP'yi nereye götürür?

İmamoğlu, Kılıçdaroğlu'nun koltuğuna aday olur mu?

İmamoğlu 2023'te Cumhurbaşkanı adayı olacak mı?

Abdullah Gül, Millet İttifakı’nın adayı olursa İmamoğlu ne yapar?

Geçen gün bir televizyon kanallında İmamoğlu'na ısrarla bu sorular soruldu... Mealen; yahu bırakın da belediye başkanlığı yapayım. 5 yıl bu görevdeyim dedi...

Öyle ya daha altı ayı dolmadı, daha belediyeye tam hakim olamadı adama 2023 planını soruyorlar...

Sıkıştıracaklar, terletecekler, sonunda aferin alacaklar ya... Diyarbakır'a gidip HDP binası önündeki protestoya katılmayacak mısın diye bastırmazlar mı? İmamoğlu şov gibi algılanır diyerek soruyu geçiştirdi...

Ben olsam... Gitmek isterdim ama İçişleri Bakanı kızar derdim... Gidersem beni pejmürde edebilir derdim... Bunu bahane edip görevden alabilir, yerime kayyım atayabilir derdim ... Öyle ya... İçişleri Bakanı 'işinin dışında başka işlerle uğraşırsan pejmurde ederiz' demedi mi? Soruyu sorana bunu hatırlatırdım...

Neyse sonuçta medyanın yüzde 90'i İmamoğlu'na duacı... O olmasa ne konuşacaklardı? İblid'de de çuvalladık... Orayı konuşmak da sakıncalı artık... 9. kontrol kulisinde görev yapan askerlerimizi Rus askeri polisi koruyor... Diğer gözleme kulelerinin akıbeti de aynı olacak... Durum giderek kararıyor...

Yargı reformunu konuşsalar... Gecenin sonunda ya bunun göz boyama olduğu ortaya çıkarsa!. Yeni parti işleri de tehlikeli... Gül/Babacan ikilisinin niye koptuğu konuşulurken kırmızı çizgiler aşılabilir...

En iyisi yine İmamoğlu üzerinden yürümek... Tehlikeli sulara girmemek...

İyi ki varsın İmamoğlu!.