Hasan Cemal

27 Şubat 2025

Silahlara veda zamanı... Hoş geldin barış!

Şimdi sıra demokrasi, hukuk ve insan haklarında...

Öcalan'dan tarihi çağrı geldi.
PKK'ya örgütü feshet, silah bırak,
"tarihi sorumluluk benim" dedi.
Evet, silahlara veda zamanı...
Şimdi sırada demokrasi var.
Hukuk ve adalet var.
İnsan hakları var.
Şimdi sırada "Kürt sorunu"nun
çözüm rayına oturtulması var.
Bir başka deyişle:
Kalıcı ve hakça bir barışın kurulması için
sağlam bir temelin atılması gerekiyor.
Bunun için de, Kürt dili ve kültürünün
inkarından vazgeçilmesi, anayasada
yeni bir vatandaşlık tanımının yapılması,
yerel yönetim anlayışının
gözden geçirilmesi gibi
bazı hayati adımlar akla geliyor.
Öcalan haklı;
Cumhuriyet'in demokrasiyle
taçlandırılması için
kimliklere saygı şart...
Öcalan haklı;
Türkiye'de dağın yolu, silahın yolu
Kürt realitesinin inkarı ile açıldı.
Şimdi silahın yolu kapanırken,
bu "inkar"dan elbette vazgeçilmeli. 

Tarih, 14 Nisan 1993.
Yer, Bekaa Vadisi.
Karşımda Öcalan, elinde tespih.
Tane tane konuşuyor:

"Ulusal kimliği hala yok sayılan bir halk gerçeğiyiz.
Siyasal haklarımız bir yana, kültürel
        
haklarımız bile yok. Siyasi çözüm yolu bizde şiddetle         
engellenmiştir. Madem sen şiddetle bu yolu kapattın,         
ben de şimdi bu yolu şiddetle açacağım. Kürt          
kimliğinin kabulü... İşte bunu silahlı mücade sağladı.          
Artık sorun kendini kabul ettirmiştir."
(Hasan Cemal, Kürtler, Doğan Kitap, 2003, 19. baskı, s. 47)

Tarih 14 Nisan 1993, Öcalan ile Bekaa Vadisi'nde

Evet, Apo...
1993'den 2025'e tam 32 yıl...
Ne büyük acılar çekildi,
ne kadar çok kan ve gözyaşı aktı.
Kürsüde çağrını Kürtçe okuyan
Ahmet Türk'ü izliyorum.
Hem kendisinin hem Kürtlerin
yaşamış olduğu acılar
yüzünün derin çizgilerinden belli oluyor.
Haklısın Apo.
Şimdi silahlara veda zamanı...
Barış zamanı...
Demokrasi ve kardeşlik zamanı...
32 yıl öncesi gibi inşallah yine bir gün
karşılıklı oturup sohbet ederiz.