Batı başkentlerinde Erdoğan'ın inandırıcılığı ve güvenilirliği büyük darbe almış durumda. Nedenleri malum: Gezi... Medya ve özgürlükler... Mısır... Suriye... İsrail... Çin’e verilen füze savunma sistemi ihalesi... Batı’da ağırlığını kaybetmeye başlayan Erdoğan, Doğu’da da eskisi gibi ağırlığı olan bir lider konumundan kaymaya başlayacaktır. Başlamıştır da...
İçeride, özellikle büyük iş dünyasında Erdoğan’ın uğradığı puan kaybı çok açık. Otoriter yapısı kendi partisinde de rahatsızlık yaratan Erdoğan içte ve dışta puan kaybederken, Cumhurbaşkanı Gül de puan kazanmaya devam ediyor. Siyasetin yakın geleceği üzerine yapılacak değerlendirmelerde, bu konunun mutlaka göz önünde tutulması gerektiğine inanıyorum.
Türkiye, büyük ve güçlü bir ülke.
Coğrafyası da çok önemli bir ülke.
Yer yuvarlağındaki konumu, Türkiye’yi öteden beri son derece stratejik kılıyor.
Bu nedenledir ki, sırt dönülebilecek herhangi bir ülke değil Türkiye.
Hiçbir zaman da olmadı.
Bir başka deyişle:
Doğu’nun da, Batı’nın da gözünde Türkiye her zaman değer çıtası yüksek bir ülke özelliğini korudu, korumayı da sürdürüyor.
Bu nedenle, Ankara’daki iktidar koltuğunda kim oturursa otursun, Türkiye önemsenmeye ve şu ya da bu ölçüde muhatap alınmaya devam eder.
Yazıma bu noktayı vurgulayarak devam ediyorum.
Hele Ankara’da, Başbakanlık koltuğunda üstüste üç genel seçim kazanmış ve oyunu her seferinde yükselterek yüzde 49’a çıkarmış bir siyasal lider varsa, hiç kuşkusuz, Türkiye’yle birlikte o lider de önemsenmeye, muhatap alınmaya devam eder.
Erdoğan öncelikle Batı'da puan kaybediyor
Türkiye’yle Erdoğan’ın durumu böyle.
Ama bu işin bir boyutu.
Öbürüne gelince...
Erdoğan bir lider ve bir Başbakan olarak son zamanlarda puan kaybediyor, hem de öyle böyle değil.
Öncelikle Batı’da kaybediyor puanları.
ABD’de, AB’de...
Batı başkentlerinde Erdoğan imajı diplerde dolaşıyor. Lider ve Başbakan olarak inandırıcılığı ve güvenilirliği büyük darbe almış durumda.
Nedenleri malum:
Gezi...
Medya ve özgürlükler...
Mısır...
Suriye...
İsrail...
Çin’e verilen füze savunma sistemi ihalesi...
Tek tek bu konuların ayrıntısına şimdi girmiyorum.
Tayyip Erdoğan bu konularda öylesine tavırlar sergiledi, öylesine çıkışlar yaptı ki, Batı’daki iktidar odaklarında kendisiyle ilgili soru işaretlerinin çengelleri büyüdükçe büyüdü, kıvrıldıkça kıvrıldı.
Tayyip Erdoğan nereye kadar iş yapılabilir, nereye kadar güvenilebilir bir ortaktır, bir liderdir meselesi her olayla biraz daha derinleşti.
Hayır dönmeyecektir, dönmez de.
Veyahut Erdoğan’ı muhatap almayacaktır.
Hayır, elbette almaya devam edecektir.
Ama Batı nezdinde puan kaybeden Erdoğan’ın lider olarak, başbakan olarak Batı başkentlerinde ağırlığı azalacak, sözüne daha az kulak verilecektir.
Bu süreç bir süredir hızlanmıştır.
Önemser ya da önemsemeyebilirsiniz. Örneğin, geçen Mayıs ayında Başbakan Erdoğan’ın Washington’da Başkan Obama’dan gördüğü hüsnü kabulle, Eylül ayı başındaki Saint Petersburg zirvesinde yine Obama’nın Erdoğan'a dönük havasının aynı olduğu öne sürülebilir mi?.. Ben sanmıyorum.
Batı'da kaybedilen ağırlık Doğu'ya da yansır
Geçiyorum, ayrıntıya girmiyorum.
Batı’da ağırlığını kaybetmeye başlayan Tayyip Erdoğan, hiç kuşkunuz olmasın, Doğu’da da eskisi gibi ağırlığı olan, sözüne yakın geçmişteki gibi kulak verilen bir lider konumundan ufak ufak kaymaya başlayacaktır.
Başlamıştır da...
Böyle bir süreç Arap dünyasında, Ortadoğu ülkelerinde de şu ya da bu ölçüde çoktan yaşanmakta...
Şu da gözardı edilmesin:
Erdoğan, Batı nezdinde puan kaybettiği ve kafalarda çok fazla soru işareti uyandırdığı için de, örneğin Türkiye’ye dışarıdan sermaye akışı bundan olumsuz etkilenecektir.
Dışarıda vaziyetler böyle...
Peki ya içeride?..
Özellikle büyük iş dünyasında Erdoğan’ın uğradığı puan kaybı çok açık.
Ama Erdoğan iktidarın başı olarak bu dünyaya öylesine korku salmış, bu çevreleri öylesine sindirmiş durumda ki, Erdoğan’la ilgili sohbetler kapalı kapılar arkasında bile yüksek sesle yapılamıyor.
AK Parti'de de Erdoğan rahatsızlığı var
Gelelim, Erdoğan’ın kendi partisine.
Ak Parti’de de Erdoğan’a dönük rahatsızlık var.
Erdoğan’ın tek adamlığı, farklı sesleri duymaktan hoşlanmayan otoriter yapısı ve gitgide belirginleşen iktidar kibiri, kendi partisinin içinde de, hiç kuşkunuz olmasın, lider olarak puan kaybetmesine, ağırlık kaybetmesine yol açıyor.
Yazıyı uzatmak istemiyorum.
Özeti şu:
Bütün bu nedenlerden dolayı Başbakan Erdoğan içte ve dışta puan kaybederken, Cumhurbaşkanı Gül de, Erdoğan'ın puan kaybettiği konularda, hem içeride ve dışarıda, hem de Ak Parti'nin içinde puan kazanmaya devam ediyor.
Buraya noktayı koyun.
Ama buradan hareketle, ne hayali senaryolar yazacağım, ne de olmadık komplo teorileri üreteceğim.
Ancak, Türkiye siyasetinin yakın geleceği üzerine yapılacak değerlendirmelerde, bu konunun, yani puan kaybeden Erdoğan - kazanan Gül meselesinin mutlaka göz önünde tutulması gerektiğine inanıyorum.
Twitter: @HSNCML