Hakan Aksay

06 Ocak 2011

Rusya’da sessiz federatif darbe

2000 yılında çiçeği burnunda lider Putin’in önündeki en temel görevlerden biri, tıpkı Sovyetler...

2000 yılında çiçeği burnunda lider Putin’in önündeki en temel görevlerden biri, tıpkı Sovyetler Birliği gibi dağılmaya yüz tutan Rusya’nın bütünlüğünün korunması, başkaldırmaya hazırlanan cumhuriyetlerin sindirilmesiydi. 
Bunun için, eski Devlet Başkanı Yeltsin’in “Yutabildiğiniz kadar özgürlük alın!” çağrısıyla desteklediği yerel hak ve yetkiler sınırlandı. Çeçen savaşı sonunda, Moskova isyancı cumhuriyete hakim oldu. Tataristan gibi sık sık merkeze başkaldırma eğilimi gösteren cumhuriyet ve bölgelerin yönetimlerine karşı izlenen politika sertleştirildi.

*      *      *

Rusya, bir federatif devlet. Bugün Rusya Federasyonu, toplam 83 federal birimden (eyaletten) oluşuyor: 21 özerk cumhuriyet, 2 federal statülü kent (Moskova, Petersburg) ve kendi arasında dört kategoriye ayrılan 60 bölge.
Birkaç yıl öncesine kadar 89 birim vardı. Putin’in, komşu federal birimleri kendi aralarında birleştirme politikasına bağlı olarak bu sayı azaldı ve yakında yeni birleşmelerin olması bekleniyor.

Ayrıca 2000 yılından itibaren Devlet Başkanı’nın bölgelere atadığı özel temsilcilerle birlikte, ülke yedi federal bölgeye ayrıldı: Merkezi Federal Bölge (merkezi Moskova), Kuzey-Batı Federal Bölgesi (Petersburg), Güney Federal Bölgesi (Rostov), Volga Federal Bölgesi (Nijniy Novgorod), Ural Federal Bölgesi (Yekaterinburg), Sibirya Federal Bölgesi (Novosibirsk), Uzak Doğu Federal Bölgesi (Habarovsk).
2010 Ocak ayında sekizinci bölge olarak Kuzey Kafkasya Federal Bölgesi (Pyatigorsk) kuruldu ve başına başarılı bir işadamı (Hloponin) atandı. Böylece Çeçenistan, Dağıstan, Kabardin-Balkar, İnguşetya gibi “problemli” cumhuriyetlere yönelik olarak sosyal-ekonomik yanı ağır basan yeni bir yaklaşımın benimsendiği gösterilmeye çalışıldı. İşsizlikle, yoksullukla ve yolsuzluklarla mücadele başa alındı; yatırımların hızlandırılması programı hazırlandı.

*      *      *

2010 yılında Rusya’nın federatif yapısında ve merkez (Kremlin) ile bölgelerin ilişkilerinde ciddi değişiklikler oldu.
En başta özerk cumhuriyetlerle bölgelerin 90’lı yıllardan beri iktidardaki güçlü ve zaman zaman merkezden bağımsız davranan liderleri görevden alındı. Mintimer Şaymiyev (Tataristan), Murtaza Rahimov (Başkordistan), Nikolay Fyodorov (Çuvaşistan), Kirsan İlyumjinov (Kalmıkya), Aleksandr Filipenko (Hantı-Mansiysk), Pyotr Sumin (Çelyabinsk) ve en önemlisi Yuriy Lujkov (Moskova Belediye Başkanı) safdışı edildi.
Bazen barışçıl biçimde (Tataristan, Çuvaşistan, Kalmıkya), bazen gizli bir gerginlikle (Başkortistan), bazen de oldukça sert mücadele yoluyla ve açıkça kovma yöntemiyle (Moskova) bu yöneticilerin iktidarına son verildi.  
Böylece Kremlin, Yeltsin döneminden kalma eski ve önemli isimlerden kurtuldu.
Ama siyasi istikrar açısından “yararlı” görülen eskilerden görevde kalanlar da oldu. Örneğin, Aman Tuleyev (Kemerovo), Oleg Korolev (Lipetsk), Nikolay Merkuşin (Mordovya) gibi.

*      *      *

Bir yıl içinde Rusya’nın 35 yerel liderinden 18’i Başkan Medvedev’in emriyle değiştirildi. Böylece 2000 yılında başlatılan “merkezin otoritesinin bölgelerde koşulsuz uygulanması” uygulaması, belki de önemli hatlarıyla tamamlanmış oldu.
Şunu da ekleyelim: Görevden alınanlar iktidara muhalif değildi. Hepsi Putin’in liderliğindeki Birleşik Rusya Partisi’nin üye ve yöneticisiydi. Ayrıca bunların çoğu öylesine güçlüydü ki (en başta Lujkov), bugün yapılan anketler, halkın hâlâ yeni liderlere yeterince ısınamadığını ve eskileri özlediğini gösteriyor. Ne var ki, Kremlin bu riske bilinçli olarak girdi.
Şimdi Rusya, 2011 sonunda parlamento, 2012 başlarında da başkanlık seçimlerine hazırlanıyor ve Kremlin’e herhangi bir konuda yerel düzeyde karşı gelebilecek önemli bir lider ortada görünmüyor.