Ancak gerileme sadece işsizlik oranında değil. Ekim ayına göre işgücü ve istihdam hacminde de düşüş yaşandı. Yani elimizde bir iyi bir de kötü haber var demek mümkün. İşsiz sayısındaki 90 bin azalmaya karşı istihdamda 118 bin gerileme.
Buna vurgu yaparken amacım karamsar bir tablo çizmek değil, detayları gösterebilmek. Zira her şartta gözler önce işsizlik oranına gider. Eh, işsizlikte de gerileme var. Hem de iş bulmanın zor olduğu bir mevsimde. Kaldı ki, mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranında da önceki döneme göre iyileşme var.
Aşağıdaki grafik 2007 başından bu yana istihdam hacmindeki değişimi gösteriyor. 2007, 2008 ve 2009’da tekrar eden bir döngü var. Şubat ayından sonra istihdam yükselmeye başlıyor, Temmuz ayında en yüksek düzeyine ulaştıktan sonra gerilemeye başlıyor. Oysa 2010’un sonlarında istihdamda önceki yıllarda olduğu gibi bir gerileme görmüyoruz.
Benzer bir döngü işsizlik oranı için de geçerli . Önceki yıllarda yaz aylarında düşen işsizlik, kış aylarında en yüksek düzeyine ulaşırdı. Son yıllarda Kasım işsizliği Ekim’den daha yüksek seyretmesine rağmen bu yıl öyle olmadı. Hatta turizm, tarım ve inşaat sektörlerindeki hareketlilikle Haziran’da yüzde 10.5, Temmuz’da yüzde 10.6 olan işsizlik oranı bugün bunlardaki durgunluğa rağmen yüzde 11.
Yani istihdam piyasasında ciddi bir toparlanma var. Reel sektör istihdam yaratıyor. Gelişmiş ülkelerde hala işsizlik oranlarında gerileme olmadığını dikkate alırsak bu önemli bir ilerleme. Bu yaz aylarında son yıllardaki en düşük işsizlik oranını yakalayabiliriz.