2009 yılında kendimi mutlu hissediyorum diyenlerin oranı yüzde 54.3, mutsuz hissediyorum diyenlerin oranı ise yüzde 14.6 olarak gerçekleşti. 2008’de bu oranlar sırasıyla yüzde 55.8 ve yüzde 13.9’du. Yani 2009’da mutluyum diyenlerin oranı azalırken, mutsuzum diyenlerin oranı arttı. Ancak, ikisindeki değişim de oldukça düşük. Sadece buna bakarak bir değerlendirme çok doğru olmasa da, Türkiye’de krizin insanların yaşam memnuniyeti üzerindeki büyük etkisi olmadığını söylemek mümkün.
Bu sonuçlar beni fazla şaşırtmadı desem yalan olmaz. Bunun dört nedeni var. Birincisi, zaten millet olarak karamsarlıktan uzak olmamız. İkincisi, sık sık kriz yaşamamız ve bir süre sonra bu krizlerin etkilerini atlatmamızın insanlar üzerinde yaratmış olabileceği iyimserlik. Üçüncüsü, “Her şerde bir hayır var” anlayışı. Sonuncusu ise, Türkiye’nin ekonomik olarak pek çok ülkeye göre krizin menfi etkilerini daha çabuk ve daha hızlı atlatıyor olması.
Aşağıdaki tablo bunu daha kolay analiz etmemizi sağlayabilir.
Mutluluğun Kaynağı
“Her şerde bir hayır var”, “Azıcık aşım dertsiz başım”, “Cana geleceğine mala gelsin”… Başımıza gelen çoğu kötü şeyde kullandığımız dilekler. Mutluluğumuz büyük oranda sağlıktan ve sevgiden kaynaklanıyor.
10 Şubat tarihli yazımda Fransa’da yapılan benzer bir araştırmanın sonuçlarına göre Fransızların çoğunun yaşamlarından memnun olmadıklarını ve geleceğe umutlu bakmadıklarından bahsetmiştim. Fransa ekonomisi krizi hafif atlatan bir ülke olmasına rağmen, sonucun bu yönde çıkıyor olmasının diğer faktörlerle ilişkisi var sanırım.
Araştırmanın başka bir sonucu kadınların erkelerden daha mutlu olduğunu gösteriyor. Kadınlarda mutluluk oranı yüzde 58.1 iken, erkeklerde yüzde 50.2. Bildiğimiz başka bir şey ise Türkiye’de kadınlardan erkeklerden ortalama 4 yıl daha uzun yaşıyor olmaları.
Krizin insanların yaşamları üzerinde nasıl etkileri oldu derseniz, sonucu aşağıdaki tablo özetliyor.
Katılımcıların yüzde 60’ı kriz nedeniyle daha ucuz ürün satınalmaya başladıklarını söylemiş. Geliri azalanların oranı yüzde 27.9 iken geliri artanların oranı yüzde 8.9. Eğlence ve tatil masraflarında indirime gidenler ise yüzde 25 oranında. Toplamın yüzde 100’ün üzerine olması sizi yanıltmasın çünkü, ankete katılanlara birden çok seçeneği tercih hakkı veriliyor. Yani insanlar, hem daha ucuz ürün tüketiyorlar, hem gelirleri azalıyor, hem de eğlence ve tatil için daha az harcama yapıyorlar.
Sonuçlar arasında ilginç olan bir nokta, erkekler arasında geliri azalanların kadınlara göre çok daha yüksek oranda olmaları. Bunun nedeni ülkemizde işgücünün büyük bir kısmının erkek nüfustan oluşması. Türkiye kadınların işgücüne katılım oranının en düşük olduğu ülkelerden biri.
İşte kısaca 2009’da Türkiye’de yaşam memnuniyeti böyle.