Gülengül Altınsay

28 Aralık 2013

Beşiktaş futbolu çoktan bitirmiş

Bize 90 dakika fazla. Baksanıza topun oyunda kalma süresi giderek düşüyor. Takımlarımız oyunun büyük bölümünü topu eveleyip gevelemekle geçiriyor.

Bize 90 dakika fazla. Baksanıza topun oyunda kalma süresi giderek düşüyor. Takımlarımız oyunun büyük bölümünü topu eveleyip gevelemekle geçiriyor.

Gençlerbirliği’nin tempoyu yavaşlatma taktiğine Beşiktaş’ın dağınık oyunu eklenince oyun zevksiz bir futbolla başladı. Ama ilk on beş dakika atlatıldıktan sonra hiç olmazsa pozisyonlar çıktı ortaya.

Zaten her iki takım da pres yapmadan kolay top kayıplarıyla oynadığından rakip ceza alanı çevresine yaklaşmakta zorlanmadılar.

Nitekim 21’de gol geldi; Gençler güzel paslaşarak on sekize yaklaştı, sağ çaprazda topla bulışan Zec topu düzeltip iyi vurdu: 1-0.

Bu işler olurken Beşiktaş defansı da oralardaydı ama sadece refakatçı olarak.

Normalde bu şu demekti; Gençler oyunu soğutmaya çalışacak Beşiktaş da skoru değiştirmeye çalışacaktı.

Nitekim Beşiktaş golün hemen ardından rakip alana yerleşme ve baskı yapma çabasına girdi.  Fakat o kadar dağınık ve etkisizdi ki. Buna karşın Gençler bizi yanılttılar. Hiç de skora mahkum olmadan özellikle defanstayken kaptıkları toplarla çok daha tehlikeli pozisyonlar yakaladılar. Takım olarak yardımlaşarak oyunu kontrollerinde tuttular.

Beşiktaş’ın sahadaki kadrosu sakatlıklar ve cezalar nedeniyle yine elde kimler kalmışsa onlardan oluşmuştu.

Bir de bunlara “oynamak istemiyorum” diye sahaya çıkmayan Fernandes krizini ekleyin. Fernandes krizi aslında bir yönetim zaafı.

 Öte yandan geçen hafta Elazığ karşısında alınan galibiyet de yanıltıcı oldu.O maçta bazı oyuncuların başarılı gözükmesi de yanıltıcı oldu.

Mesela Holosko; hiç de iyi başlamadığı maçta iki gol atmasıyla yerini sağlamlaştırdı. Bu karşılaşmada da etkili değildi yine. Ama asıl sorun Beşiktaş’ın orta alanında. Sadece top karşılayan Veli ve Necip gibi adamlarla nasıl atağa kalkacaksınız? Biliç yaratıcı oyuncu açığını Olcay’ı ortaya çekerek gidermek istedi. Ama oyun içinde sol açıktaki Gökhan’la yer değiştirdi. 55’de de sakatlıktan yeni çıkmış Gökhan’ oyundan almak zorunda kaldı Biliç.

İkinci yarı çok daha hareketli başladı. Ne var ki beklenenin aksine baskı kuran net pozisyonlar yakalayan taraf galip durumdaki Gençlerbirliği’ydi.

48’de Stancu yarım metreden boş kaleye topu göndereceğine topu dikti. Futbol komedi programlarına geçecek bir pozisyondu bu.

54’de Petroviç’in sert vuruşu Tolga’dan döndü.

58’de Olcay  serbest vuruşta topu ağlara gönderdi ama düdükten önce topa vurlduğu gerekçesiyle gol iptal edildi.

Beşiktaş’da daha sonra Mustafa ve Ömer’in oyuna girmesi, Holosko’nun sağ beke geçmesi Beşiktaş’ın oyun düzenini daha da karıştırdı. Siyah-beyazlıların baskısı vardı ama bu baskı skoru değiştirecek düzeyde değildi.

Aslında hangi oyuncuyu oyuna sokarsanız sokun Beşiktaş’ta bir şey değişmiyor. Çünkü ne taktik anlayışını ne de oyun anlayışını sahaya yansıtacak oyuncusu var Beşiktaş’ın.

Bu da Beşiktaş’ın baskılı gözüktüğü dakikalarda bile Gençler’in hakimiyetinin sürmesine yol açtı.

Ve skoru değiştirmek yönünde hiç ümit vermedi.

Böylece Kartal ilk yarının son maçını mağlubiyetle kapatırken belki de sezonun en kötü futbolunu oynadı.