Geçtiğimiz haftaların, yaftalama, hakaret, abuk çağrışımlar ve asıl tartışılan konuyla zinhar ilgisi olmayan sabuk çığırışlar üzerine kurulu temposunda, evetlerimle hayırlarımı istiflemenin ve geleceğimize hayıflanmanın ötesinde; ileride finans dışında bir sektörde çalışmayı düşünürsem yapabileceklerimle ilgili çeşitli çıkarsamalarım da oldu.
Öncelikle politika yapamam, zira 1.55 boyunda, Karamürsel Sepeti gibi minyon bir tip olmamın dışında; Gandi umutlarıyla gelenlerin bile, hangi danışmanların öğütleriyle bilinmez, kendilerini Kasımpaşa kavgalarından, aydınlatıcı, akılcı hiçbir açıklama yapmadan, buram buram popülist carlamalardan alamayan hallerine de bürünemem!
Televizyonda röportaj filan yapayım desem, uzun ve yumuşak saçlarıma mebzul miktarda jöle sürmekten, mensubu bulunduğum basını hangi koşulda olursa olsun sansürcü zihniyete çanak tutarak etiketlemekten, Allah muhafaza “yandaş medyadan daha yandaş” diye anılmaktan da ekseriyetle korkarım; hem saçlarım dökülür yahu!.. Ben iyisi mi olduğum şekil devam, kısa, ipek saçlı ve huzurlu kalayım, başka tellerden, başka makamlar çalayım…
***
T24’de son haftalarda sayın okurlarımızın yorumlarını, okuma-yorumlama üzerinde algı boyutu ve soyunulamayan ön yargıların ne denli etkin olduğu konularını, büyük üstatların köşeleri de dahil olmak üzere incelemekteyiz.
Sıcaktan halvet getirdiğimiz şu günlerde ben de arama-okuma-yorumlama olayını biraz makaralandırayım; eğer henüz tanışmadıysanız, sizi Google Analytics ile tanıştırıp, biraz güldüreyim istedim.
Google Analytics, büyük Google harikalarından biri. Sistemine kaydettiğiniz web sitenizle ilgili aldığınız ve sürekli güncellenen raporların tüm detayları, hangi ülkenin hangi şehrinden hangi servis sağlayıcılar üzerinden blogunuza girilmiş olduğu, en çok hangi yazılarınızın okunduğu vs, hepsi inanılmaz bilgiler...
Alt başlıkların en komiğiyse kaynak bilgisi... “İnsanlar Google’da ne aramış da benim siteme sözcük bağlantısıyla gelmiş” bulguları... Bunlar trajikomik. (Aziz Nesin nurlar içinde uyusun.)
Öyle bir skalada gidip gelen ilginçlikler var ki, beni günden güne yeni şaşkınlıklara gark etmekteler! Skala son derece makul, bilgi arayışında aramalardan (Amsterdam müzeler, Hollanda çalışma izni vb), Türkçe kıtlığına, oradan zekâ eksikliğine, oradan cinsi sapkınlığa uzanan bir yelpaze adeta! Her konuda car car bin tane lafı olan ben, öööyle salak salak bakıyorum bazısına!
Seçme saçmalar, hiç değiştirmeden ekte. Biraz yorum da benden…
1. Eliza Doolittle Amsterdam kim: Beni mi aradınız kuzum? Sağolun valla aranacak kadınım da, kim derken? Mahlası yazınca vukuatlı nüfus örneği mi döksün istediniz Google?!
2. Amsterdam genel evi: Zürafa sokağı sanmışsınız koskoca Amsterdam’ı vah çocuğum...
3. Es-es dizisi bir hiç olsam yinede sever misin beni: Her kör satıcının bir kör alıcısı var neden olmasın...
4. Hatunu sor keyfine bak oyunu: La havle ve la kuvvete...
5. Biz Korna Seyretcez: Hehehe, gözünüzün önüne geldi mi 5-6 yaşlarında birkaç veledin heyecanla abilerinden duydukları “korna” sevişme sahnesi arama çabaları?
6. Amsterdam’da adamlar ne yiyolar: Birbirlerini, kaçın çabukkk!
7. Safiyenin büyük popoları: Dam üstünde un eler tombul tombul... pöfff uzatamadım! Safiye'ye de pek acıdım; durduk yerde “olur mu hiç 5 kulak dön de aynaya bak” isimli dehşetengiz çocuk şarkısını hatırladım, bi sürü koca popooo!
8. Ben gerçek evlilik yapmak karı arıyorum amsterdamdan: Arkadaş hem yalnız, hem kızılderili anladığımız kadarıyla... Abazan Boğa!
9. Bendeniz Lezbiyendir: Bu da hem hanımefendü, hem Türkçe'den aciz. Yukarıdaki arkadaşla aralarını yapıcam ama gay kendisi, sağlık olsun, Allah programından katılımcı kovan homofobik Esra Erol'un eline düşürmesin.
10. Pezevenk le ilk tanışma: Bu ne yahu?!
-Merabaa ben Hüsnü, tanıştığımıza memnun oldum. Sizde güzel bayan var mı?
-Var anam var, ne kibar çocuksun sen öyle...
11. Çılgınca komşumu arzu edyor: Cümleyi bitiremeden balkona koşmuş garibim. Şşştt, dikiz Hasan, evlidir, bakarsın kocası da çam yarmasıdır saçmalamaa!
12. Cici lezbiyen ruslar: Züğürt Ağa’da Şener Şen’in muhteşem oyunculuğunu anımsayan?! “Garı istirem”… “Lezbiyen olsun, Rus olsun, bi deeeeeaaa cici olsun!”
13. "Ben seni bırakmak için sevmedim kartpostal" yazıp blogu bulan arkadaş, "İnsan Kadife bir Hatıradan Başka Nedir ki" yazıp gelen arkadaş ve "Yıllarca aynı sıcaklıkta süren dostluklar ne güzeldir" diye arama yapan arkadaş... Sizleri rakı sofrasına oturtup, muhabbete dördüncü klasmanından dahil olabilir miyim? Lütfen! Mezeler benden, tatlı gönül insanları sizi...