İktidar değişimleri basın içi kavgaları da şekillendirir. Her iktidarın kendisine göre bir basın ya da her gazete ve televizyonun kendisine göre bir iktidarı olageldi. Medya dışında büyük işleri olan medya patronlarının iktidarların himmetine, iktidarların da kendilerine göre bir basına olan ihtiyacının sonuçları, Türkiye gibi uysal kamuoyu bulunan ülkelerde mide bulandırıcı sonuçlar doğurdu, doğuruyor.
“İktidara göre medya”ya her dönemde bir isim takıldı. Kimi zaman abartılı da olsa, bu duman ateş olan yerden çıkıyordu. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra itibar gören “boyalı basın” ifadesi, gazetelerin askeri yönetimin postalları altında politika haberlerinden uzaklaşıp magazinde top çevirmelerini ifade ediyordu.
ANAP iktidarlarıyla başlayan dönemde Doğan ve Sabah grubu için kullanılan “kartel medyası” sıfatı, hükümetler üzerinde önemli bir etkiye kavuşan bu grupların sektördeki hakimiyetini ifade ediyordu.
'Kartel medyası' diyenler 'Yandaş medya' oldu
Şimdi AKP iktidarı, geçmişte hiçbir hükümete kısmet olmamış hacimde bir medya desteği ve suskunluğuyla hareket ediyor. Hükümetin medya operasyonlarının da etkisiyle, iktidara sadakat konusunda kararlı olan bir yayın dalgası karşısındayız.
İktidar söz konusu olduğunda kekemeleşmek bir yana adeta dilsizleşen basının AKP dönemindeki adı “yandaş medya”dır. Geçmişte rakiplerine “kartel medyası” yakıştırmasını yapanlar bugün “yandaş medya” sıfatıyla suçlanıyor.
Hangi grupta yer alırsa alsın “insan”ı ihmal eden bu tür sınıflandırmaları ihtiyatla karşılamak gerekir. Bir tarafa koşulsuz sadakat sergilerken karşı cepheye yeminli düşmanlık, eleştiriyi işlevinden uzaklaştırıyor, gazetecileri holiganlaştırıyor.
Geçmişte “boyalı basın'', “kartel medyası” diye adlandırılan grupların çatısı altında olduğu gibi, bugün de “yandaş medya” diye anılan bünye içinde iyi gazeteciler, değerli yazarlar var. Ancak, geçmişte “iyi insan”larla değişmeyen “sistem” bugün de aynı esaslarla işliyor. Bünyedeki iyi insanların vicdanları “sistem”i temize çekmeye geçmişte yetmedi, bugün de yetmiyor.
Emekli aylığına 'süper zam' yapılmış
Uzatmayalım, “sistem” her haberi kendi tornasından geçirme, eğme-bükme geleneğini sürdürüyor.
Emekli aylıklarına yapılan ve ocak-temmuz döneminde 63 ile 101 lira arasında kalan zamma ilişkin haberlere bakın mesela.
Hükümete en yakın işadamı Ahmet Çalık, kamuya ait Halk Bankası ile Vakıfbank'ın yarı yarıya verdikleri 750 milyon dolarlık krediyle devlet tarafından el konulan Sabah-atv grubunu satın aldı. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak'ın “Genel Müdür” olarak yönettiği Çalık Holding'in çatısı altında yayımlanan Takvim gazetesi, emeklilerin önemli bir bölümünü hayal kırıklığına uğratan artış için sürmanşette “Emekliye süper zam” başlığını kullanmış. Sürmanşetteki bu başlığın altında “Bereketli olsun” anonsu da var.
Sabah'ın birinci sayfasında “Emekliye yüzde 20'yi aşan zam” başlığıyla verilen haberin ilk cümlesi şöyle:
“Başbakan Tayyip Erdoğan, emeklilere bekledikleri zam müjdesini dün verdi...”
Peki memnun olmayan emekli, emekli örgütü var mıymış? Sabah'a göre yok!
Dokuz sütuna manşet: Müjde
Her iktidara gösterdiği sadakatle bilinen, seçim öncesinde her gün, ama her gün manşetine Erdoğan'ın sözlerini çıkaran Türkiye gazetesinde dokuz sütuna manşet olan haber “Emekliye zam müjdesi” başlığını taşıyor.
Yeni Şafak, birinci sayfasındaki başlığa zammın alt değil üst sınırını çıkarmayı uygun bulmuş. “Emekliye 100 lira zam” başlıklı haberin spotu “Başbakan Erdoğan, emeklilere de zam müjdesi verdi...” cümlesiyle başlıyor. “Emeklilere de zam müjdesi” ifadesini kullanan Yeni Şafak'ın haberinde diğer müjdelerin ne olduğu konusunda bir bilgi bulunmuyor.
Star'a göre emekli bu kadarını beklemiyordu!
“İdolüm Tayyip Erdoğan, ben ona sevdalıyım” diyen Ethem Sancak'ın Star gazetesinin sürmanşetinde aylık zammı için kullanılan başlık “Emekliye sürpriz.” Elbette “olumlu” bir sürprizden söz eden Star, bu başlıkla, “emeklilerin bu kadar da yüksek bir zam beklemediği” mesajını veriyor!
Anadolu'da Vakit, birinci sayfasında “Emekli maaşlarında makas kapanıyor” başlığını kullanmış. vakit.com.tr'de “Emekliye can suyu” başlığı uygun görülmüş. AKP döneminde Başbakanlık uçağının davetlileri arasına giren Hasan Karakaya'nın da, köşesinde Erdoğan'a emekliler adına teşekkür ettiğini not düşelim.
Zaman, başlıkta “Düşük maaşlı işçi emeklisine 82 lira zam” başlığıyla dengeli bir tutum sergilemiş. Ancak Zaman'daki habere göre, bütün emekliler zamlardan memnun.
Oysa, televizyonlarda konuşan ve “diğer” gazetelere açıklama yapan emekliler “hayal kırıklığı” yaşadıklarını söylediler. AKP'nin çekirdek kadrosunun da içinde yetiştiği Milli Görüş'ün yayın organı Milli Gazete de “zammın beklentilerin altında kaldığını” vurguladığına göre, Zaman, sadece memnun olan emeklilerin görüşünü yansıtmayı yeterli bulmuş.
Sorun zamda değil, medyada
Hükümete karşı profil düşürmek zorunda kalan ''diğer'' gazeteler ise, bir denge tutturmaya çalışmış.
Emekli aylıkları gibi yarım yüzyıldan beri katlanarak gelen büyük bir sorunun bir dönemlik aylık artışıyla çözülemeyeceği açık. Hükümetin, emeklilik sisteminde daha adil bir düzen hedefiyle parlamentodan geçirdiği yasanın Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiğini de not edelim. Emekli aylıkları arasındaki dengesizliklere, uzun yıllardan sonra ilk kez AKP iktidarı döneminde kafa yorulmaya başlandığını da ekleyelim.
Ancak bu gerçekler, güncel olayda “gazetecilik” açısından sonucu değiştiremez. Çalışma Bakanı'nın bile “yetersiz” bulduğu aylık artışları için; doğalgaz faturası korkusu yüzünden bütün kışı battaniye altında geçiren, ayda bir kez bile dışarıda yemek yiyemeyen emekliler adına bayram etmek gazetecilik adına savunulamaz.
Oranı ne olursa olsun, sefalet düzeyindeki emekli aylıklarına yansıması 61-103 lira düzeyinde kalan bir zam için “süper, müjde, sürpriz” gibi başlıklarla ölçüyü kaçırırsanız, emeklilerin yoksul dünyasından değil, Ethem Sancak'ın Başbakan'a sevdasından, damadın yönettiği holdingin medyasından haber vermiş olursunuz.