Bugünden itibaren AKP taraftarları artacak. Artmak zorunda kalacak. AKP önümüzdeki seçim zaferini garantiledi.
AKP karşıtları bile AKP on yıl daha iktidarda kalır öngörüsünde bulunuyorlar. Bu durumda AKP karşıtları tercih yapacaklar.
YA VAROLMAK, YA YOK OLMAK, YA SUSMAK
Tercih yapanlar ya işlerini, kazançlarını koruyabilmek için AKP’li olacaklar ya da işlerini, kazançlarını kaybetmeyi göze alacaklar. Ya da, ya da AKP karşıtları büyük suskunluğa gömülecekler.
Büyük suskunluk; görüşlerini ifade etmeme, ortalarda görünmeme, göz önünde işler yapmama, rengini belli etmeme diye özetlenebilir.
10 YIL, BİR ÖMÜR DEMEKTİR
25 yaşında yeni hayat kurmaya çalışan gençlerin, öngörülen 10 yıllık AKP iktidarı döneminde gençlik dönemleri sona erecek.
35 yaşında işini bulup, kurmuş, işini geliştirmeye gayret eden olgunluk dönemine girmiş kişilerin, 10 yıllık AKP iktidarı döneminde olgunluk dönemleri sona erecek.
45 yaşında yaşlılığa ilk adımlarını atan, çocuklarının geleceğini kurmaya uğraşan kişilerin ,10 yıllık AKP iktidarı döneminde emeklilik yaşları gelecek.
BAŞBAKANI DİNLEDİĞİMİZDE;
Başbakan;”hükümet ekonomiyi büyütsün, demokrasiyi güçlendirsin ama biz destek olmayalım anlayışına artık Türkiye’de yer yok “ dedi.
Bu durumda; AKP’li olmaktan ya da susmaktan öte yol var mı?
Şimdi başbakan HAYIR’cıların HAYIR’larının nedenlerini anlamak istiyor.
Nedeni demokrasi anlayışındaki farktan, tahayyül edilen devlet yapısındaki farka kadar izah edilebilir.
Bir de çok çocukça ama rahat anlaşılır bir izah getirilebilir.
DESPOT AİLELERİN ÇOCUKLARI YA SÜNEPE OLUR, YA İSYANKAR
Varsayalım iktidar her şeyi mükemmel yapıyor. Aynı,anne babalarımızın bizlere, bizlerin çocuklarımıza izah ettiği gibi; iktidar her şeyin en doğrusunu, en güzelini, en iyisini yaptığı iddiasında.
Varsayalım iktidar haklı olsun, bütün anne babaların kendi haklılıklarına inandıkları gibi.
Ne yapar çocuklar, gençler, yeni nesil, ailelerine karşı ne yapar? Ya ağzını açmaz, süt kuzusuna döner, ya da isyan eder.
Daha güzel geleceği hep isyan edenler inşa etmemiş midir? Etmiştir.
Anne, babalarının baskılarına boyun eğmeyenler, kendi ifade, kendi görüş özgürlüğüne sahip çıkan ve inatlaşarak anne babalarının gösterdiği yolun dışında yürüyen gençler hayatı, dünyayı, ülkeyi daha ileriye taşır.
(Unutmayalım; Başbakan da bir zamanlar babası kadar saydığı Erbakan’a isyan bayrağı açmıştı)
MUHALEFETİN ÇOK ETKİLİ BİR NEDENİ; PSİKOLOJİK BASKI
İktidar önce itiraz hakkını elden almaya çalıştığı için tepkiyle karşılanıyor.
İktidar eli sopalı anne babalar gibi korku yaydığı için muhalefetle karşılanıyor.
İktidar muhaliflerin aklı, zekâsı, hissiyatı, insafı yokmuş gibi davrandığı için tepkiyle karşılanıyor.
İktidar kendisini onaylayan, dinleyen çocuklarının başlarını okşayan, asi çocuklarını evden atan babalar gibi davrandığı için muhalefetle karşılanıyor.
İktidar evde, okulda, işte, sokakta baba despotizmi uygulayıp, farklı zihniyetleri insan yerine koymadığı için tepkiyle karşılanıyor.
Yönetimlerin toplumsal kesimlere yansıttığı psikolojik baskının önemini göz ardı edemeyiz.
KORKMA, KAYGILANMA, ENDİŞELENME, ÖZGÜVEN KAYBI “HAYIR” LARI KEMİKLEŞTİRİR.
Bugün korkutan, endişelendiren, kaygılandıran yarın döver, yok eder inancını pekiştirir. AKP’nin gelecek icraatlarından neden şüphe duyuluyor diye soranlara kısmi bir cevap olabilir yazdıklarım.
Muhalif olmayanlar üzerlerinde elbette bir baskı hissetmezler, ama muhalif olanların baskı hissettikleri
Aşikar değil midir? AKP’ye destek vermeyenlere hayat hakkı tanınmayacağına ilişkin söylemler
“HAYIR” demek için yeterli olmuştur birçok kişi için.
Tabii ne olacağını zaman gösterir. Gelecek on yıl içinde muhalefet ederek kaybetmeyen, tam tersine kazanan (her alanda ) kişilerin sayısı azalmazsa, korkuların boşa olduğu ortaya çıkar ya da tam tersi.