Celal Başlangıç

21 Temmuz 2015

Erken seçim kampanyası IŞİD katliamıyla başladı

IŞİD militanı, 'Türkiye size un, makarna, şeker veriyor, bize de silah, mermi, füze veriyor' demişti...

Suruç’ta onlarca sosyalist gencin katledildiği eylemde patlatılan bomba, 7 Haziran seçimleri öncesinde başarıya ulaşmayan kanlı oyunu, şimdi olası bir erken seçim için yeniden sahneye koymaktır. Bir yanıyla bu bomba HDP’ye atılmıştır.

Kobane’ye girdiğimizde, bir kanton yöneticisi bize yakaladıkları IŞİD’li cihatçının söylediklerini aktarmıştı:

“Türkiye size un, makarna, şeker veriyor, bize de silah, mermi, füze veriyor.”

İşte Kobane’de IŞİD’e karşı direnişin başladığı günlerde cihatçı örgütle AKP iktidarı arasındaki ilişkiye yönelik algı tam da bu düzeydeydi.

IŞİD’den kaçıp Suruç’a sığınan Kürtler de, Türkiye’nin doğsundaki ve batısındaki kentlerden gelip sınır boyunda etten duvar ören insanlar da çok kızgındı Türkiye’ye:

“IŞİD’e Türkiye yardım ediyor, silah veriyor, cihatçı geçişini sağlıyor, IŞİD’in attığı havan topu Türkiye’ye düşüyor, Türk askeri ‘angajman kuralları gereği’ IŞİD mevzilerini değil de YPG mevzilerini bombalıyor.”

Genel kanı oydu ki, IŞİD Suriye’de bir “vekalet savaşı” yürütüyordu. Bu “vekalet”in baş zanlısı ise, kendi sınırında bir Kürt oluşumunu şiddetle reddeden AKP iktidarıydı.

Zaten süreç de bu “vekalet”i doğrular nitelikteydi.

Çünkü IŞİD, Suriye’de yürüttüğü vahşeti, 7 Haziran seçimleri öncesi Türkiye’ye taşımıştı.

AKP’nin tek başına iktidar olmasını engelleyecek tek güç olan HDP’nin Adana ve Mersin il merkezleri bombalanmış, şans eseri iki büyük katliam girişiminde de caniler amacına ulaşamamıştı.

Bombayı; devletin çeşitli tezgahlarında piyon olarak kullanılan, sonra da, kim bilir belki de “tayini çıktığı için” IŞİD’e katılan bir kişinin koyduğu ortaya çıktı.

IŞİD son hamleyi , seçimlere iki gün kala HDP’nin Diyarbakır mitinginde, hem de kitlenin içinde bomba patlatarak yaptı.

Büyük bir katliam planlanmıştı. Ancak alandaki kitlenin deneyimi ve soğukkanlılığı, hem büyük bir katliamın önüne geçti, hem de Türkiye’nin seçimlere kaotik bir ortamda gitmesini engelledi.

Adana’daki, Mersin’deki ve Diyarbakır’daki “IŞİD bombaları”nın amacı özellikle HDP’nin tabanını oluşturan kitleleri ayaklandırmak, Türkiye’de bir 6-8 Ekim olaylarının benzerini yaratmaktı.

Böylece, “kriminalize” edilen bir HDP, seçmen nezdinde gözden düşürülecek, alacağı oyun yüzde 10’un altında kalması sağlanacaktı.

HDP’yi baraj altında bırakarak AKP’ye tek başına iktidar olma yolunu açmaya dönük olan bu girişimler de şunu göstermişti:

“IŞİD artık Suriye’de yürüttüğü ‘vekalet savaşı’nı Türkiye’ye taşıdı.” İşte, Suruç’ta patlatılan bomba da, 7 Haziran seçimleri öncesinde başarıya ulaşmayan kanlı oyunu, şimdi olası bir erken seçim için yeniden sahneye koymaktır.

Görünen köy kılavuz istemediği için günler öncesinden bu tespiti yapmıştık:

“AKP, özellikle de Erdoğan açmaz bir durumla karşı karşıya. Bugünkü konjonktürde erken seçime gitmesi mümkün değil. Bu nedenle çatışmalı bir ortamda seçime gitmek zorunda kalabiliriz.” (CNN Türk, 14 Temmuz 2015))

İşte söylediğim tam da buydu. Dün Suruç’ta yaşanan katliamla başlayacak kaotik bir sürecin getirdiği çatışmalı bir ortamda gidilecek erken seçimden, yeniden bir AKP iktidarı çıkartmak amacını kastetmiştim.

Bunun nedeni de çok açıktı:

“Hem AKP, hem de Erdoğan için erken seçim o kadar kolay başvurulacak bir yöntem değil.

 Erdoğan, dört koldan araştırma yaptıyor şirketlere. Çoğundan gelen sonuç, oyların artmadığı, aksine küçük bir miktar da azaldığı yolunda. Erdoğan’ın egemen olduğu AKP anlayışı ne bir koalisyon kurmaktan yana ne de bu şartlarda erken seçime gidecek cesareti bulabiliyor.” (t24.com.tr, 20 Temmuz 2015)

İşte, aranan cesaret de dün IŞİD’in Suruç’ta yaptığı katliamda patlatılan bombada gizlidir.

Çünkü, bir yanıyla bu bomba Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu üyelerini katletmiştir ama diğer yanıyla da bu bomba HDP’ye atılmıştır. Çünkü SGDF, HDP’nin bileşeni olan Ezilenlerin Sosyalist Partisi’nin gençlik örgütü olarak bilinmektedir. Şu anda HDP’nin Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da, ESP’nin kurucu genel başkanıdır.

İşte bu nedenle dünkü IŞİD katliamı; hem kendisini başkan seçtirmediği, hem de partisini tek başına iktidar olmaktan ettiği için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hala çok kızgın olduğu HDP’ye de yönelik yapılmıştır aynı zamanda.

Sonuç olarak diyebiliriz ki, IŞİD, Suriye’de “vekaleten” yürüttüğü savaşı artık Türkiye topraklarına taşımış ve iyice köşeye sıkışmış AKP ve Erdoğan için erken seçim kampanyasını Suruç katliamıyla başlatmıştır!

 


Bu yazı Cumhuriyet'te yayımlanmıştır.