Kürt sorununa ilişkin gerçekler duyulmak istenmiyor.
Söyleyenler de “gördüğü lüzum üzerine” istifa ettiriliyor.
Ne de olsa “Türkiye Doğu ve Güneydoğu’dan ibaret değil” sözleri ile oy hesabının coğrafyası çizilmiş.
Görünür olmayanın üzerinden yürütülen siyaset, görünür olana saldırıyı paralel yürütüyor.
Kendi görüşleriyle fazla ortada olan Diyarbakır İl Başkanı Halit Advan son hedef isimlerden. İstifa etti!
Advan neden rahatsızlık yarattı?
Son zamanlardaki çıkışlarını arka arkaya sıralarsak yanıta ulaşmak biraz daha mümkün. Zira AKP’nin düşük profilli Kürt milletvekillerinin ötesinde çıkışları olan bir siyasetçi.
Advan, “Anadilde eğitim diye bir şey yok” diyen Başbakan’a rağmen , Genel Merkez’e bu konuda rapor hazırlayan...
Açlık grevcilerinin ana dilde savunma hakkı talebine makul yaklaşan...
Kürt ve Türk Müslümanlar arasındaki Kürt sorununa bakışta makasın açıldığı bilgisini paylaşanları doğrularcasına “ Dindar Kürtler artık BDP’ye oy veriyor” tespitinde bulunan...
BDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının doğru olmayacağına inanan...
Koruculuk sisteminin halkı böldüğünü düşünen ve bu sisteme karşı çıkan...
Diyarbakır İHD, Mazlum Der ve Baro gibi bölge siyasetinin etkin kurumlarıyla iyi ilişkilerini korumaya çalışan...
BDP’nin bölgenin önemli partisi olduğu gerçeğinden yola çıkarak AKP ve BDP ilişkisini önemseyen... YSK’nin Hatip Dicle kararını “ siyasi mühendislik” olarak yorumlayan bir isimdi.
23 yıl Diyarbakır’da avukatlık yapan, insan hakları konularında duyarlılığı olan Advan, Başbakan tarafından geçen yıl atanmıştı. Diyarbakır özelinde verili durum ve reel siyaset ilişkisini Genel Merkez’e göre daha iyi okuyan bir il başkanının apar topar görevle ilişkisinin kesilmesi, Hükümet’in bölgeyi tamamen mi gözden çıkardığı sorusuna neden oluyor.