Rahşan Gülşan, teknoloji ve OTO MOBİL tutkusunu yansıttığı ‘Teksus’ adlı blog’unu, tv8’de bir televizyon programına taşıyor. Gülşan ile bu heyecanını, programını ve medyanın ahvalini konuştuk.
Rahşan Gülşan, deneyimli bir gazeteci ve ekranda konuk olarak sevdiği bir isim. Bu kez tutkunu olduğu bir konuda kendi formatıyla ekranda olacak. Erkek egemen bir teknoloji ve otomobil dünyasında onun programı içimi ferahlattı. sıkı takipçisi olacağım...
“Kırmızı ojenin teknoloji ile buluştuğu dünya, Teksus” ne zamandan beri var, nasıl yola çıktınız?
25 Kasım’da blog’u açmıştım. Ama fikir geçen haziran ayından beri kafamdaydı. Ben -neden bilmiyorum- çocukluğumdan beri teknolojik cihazlara karşı çok ilgiliyim. Çocukluğumda annemlerle kaldığımız otelin televizyonunu tamir etmişliğim bile vardır. Bu yatkınlığım ve ilgim beni hiç bırakmadı. Kişisel bilgisayarların yaygınlaşması ve cep telefonu devrinin başlamasıyla da tavan yaptı. Teknolojiyle ilgili ve onu elinden geldiğince hayatının her alanına sokmaya çalışan az sayıda kadından biri olduğumdan, blog’umu açarken bu özelliğimi ön planda tutmak istedim. Erkeklerin egemen olduğu bir alanda kendimce bir şeyler üretmeye çalışırken feminen özelliklerimi geri plana atmayı istemedim.
Blog’unuzu bir televizyon programına taşıma fikri nasıl gelişti?
Açıkçası başından beri vardı bu fikir. Ama kendimi hazır hissetmeyi bekliyordum. Sonra bir gün cesaretimi toplayıp Acun’a açtım bu fikrimi. Sonra bitmek bilmeyen toplantılar, planlamalar ve şimdi yayın için gün sayıyoruz ve ben heyecandan ölmek üzereyim (gülüyor)...
Programda neler izleyeceğiz, nasıl bir format bekliyor izleyicinizi? Şu an ekranda olan teknoloji ve otomobil dünyası programlarından daha farklı olarak neler planlıyorsunuz?
Tabii ki Amerika’yı yeniden keşfetmek gibi bir iddiam yok. Bu alanda uzun zamandır yayın yapan çok başarılı programlar var. Benim amacı; kendimi çok bilgili göstermek adına insanları rakamlara ve söylemesi zor teknolojik özelliklere boğmadan, elimden ve dilimden geldiğince en basite indirgeyerek
ve eğlence faktörünü azaltmadan insanlara günümüz popüler teknolojilerini aktarmak.
Otomobil ise benim bir başka tutkum. Hayatımın uzun bir bölümünü otomobil gazeteciliğiyle kazandım. Amacım yine aynı. İnsanları sıkmadan bu tutkumu insanlarla paylaşmak.
Teknoloji ve otomobil dünyası hep erkeklerin egemenliğinde, o nedenle sizin bu tarz bir programla çıkmanıza bir kadın olarak çok mutlu oldum. Siz ne dersiniz erkek egemenliği hakkında?
Çok naziksiniz, teşekkür derim. Biz kadınlar hep uzak tutularak büyütülüyoruz. Erkekler küçük yaştan itibaren bu konulara eğilme şansı yakalıyorlar. Ancak benim gibi özel ilgi alanı yaratabilen kadınlar tutunabiliyor bu konularda. Erkekler dünyada da hakim bu konulara. Yapacak bir şey yok. Ama benim gibi kadınlar, aradan kendilerini gösterebiliyorlar ne güzel ki (gülüyor)...
Şu an medyanın halini nasıl değerlendiriyorsunuz? Gezi dönemi ve sonrasında neler değişti sizce?
Gezi dönemi öncesi ve sonrası ben gibi birçok arkadaşım işsiz kaldı. Nedense kadınlar daha çok payını aldı bu furyadan. Psikolojimizin çok bozulduğu, ülkenin tüm düğmelerine basıldığı bir seçim süreci yaşadık ve medya dahil her kesim fazlasıyla payını aldı bu yangından. Çıkarılan derslerin yerini bulup bulmadığı asıl şimdi belli olacak.
Twitter yasaklama girişimleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Girişimden fazlası oldu ve şimdi bir de Youtube yasağı var hayatımızda. Facebook’un da başına aynısının geleceğini düşünmek hayalperestlik gibi görünmüyor. Kendi adıma ülkemizin adının internet yasaklayan ülkelerle birlikte anılmasından, toplumun gözünden bazı gerçekleri kaçırınca o gerçeklerin artık kalabalıklar tarafından ulaşılamaz olacağı sanrısı ile küçümsenmekten çok rahatsızım. Ve bu konuda çok kaygı duyuyorum.
Yeniden bir gazetede yazmaya başlamayı istiyor musunuz? Medyanın geleceğini hem ülkemizde hem dünyada nasıl görüyorsunuz?
Bu konu biraz hassas noktam. Bir gazetede yazmayı çok özledim. Ama kısmet bu işler artık... Medyanın geleceği ise en kritik soru tabii ki. Bugünden, hele de ülkemizin yaşadığı bugünden bir tespit yapmak güç. Ben sadece umudumu korumaya çalışıyorum.
(Hafta Sonu Dergisi)