Çağnur Öztürk

20 Ocak 2013

Birand...

Birand’la daha önce birkaç çekimde karşılaşmıştım ama aceleden konuşacak fırsatım olmamıştı. Hep sempatik, güler yüzlüydü

Birand’la daha önce birkaç çekimde karşılaşmıştım ama aceleden konuşacak fırsatım olmamıştı. Hep sempatik, güler yüzlüydü.

Bundan yaklaşık 1,5 ay önce ise Can Dündar’ın yazdığı Birand - Bir Ömür, Ardına Bakmadan... kitabının imza gününde yakaladım Birand’ı.

Birand o gün yine çok sevimli, sempatik, güler yüzlü... çocuklarla daha bir ayrı ilgileniyor, onları ayrı seviyor. Ve yıllardır beraber çalıştığı Özay Erad da orada imza gününün haberini yapmak için, o da o kadar sıcak ki Birand’a talebimi birlikte iletiyoruz. O da tıpkı ustası gibi güler yüzlü...

Hafta Sonu Dergisi’nde tv köşem var, orası için röportaj yapalım mı? Tamam yapalım... işte Birand ile röportaj yapmak bu kadar kolay, çünkü komplekssiz, mütevazı, hiç ne soracaksın bile demedi.

Haberi aldığımda çok üzüldüm... hala...

Bir de ailesini, dostlarını, emeğinin geçtiği hepsi birbirinden başarılı isimleri, öğrencilerini düşünüyorum da nasıl içleri yanıyor.

Televizyon dünyasında o kadar kompleksli, küçük dünyaları ben yarattım haller ile karşılaşıyorum ki...

Birand keşke daha yaşasaydı ondan feyz alınsaydı, ilham olsaydı keşke daha uzun zaman...

Birand ile ilgili sarf edilen sözler genelde mesleki başarısından ziyade insanlığıyla ilgili, güler yüzü, samimiyeti, komplekssizliği, mütevazılığı, zerre gocunmadan sürekli herkesten öğrenme isteği...etrafına hitap şekli, kuzum, şekerim, yaşa...

Dün cenazesinde her görüşten insan vardı ve hepsi öncelikli olarak Birand’ın insani vasıflarından söz ediyordu...

Yaptığımız işlerden önce insan olmaya önem vermemiz, özen göstermemiz gerektiğini vefatıyla gösteren güzel Birand...