Milletçe mi desem evrence mi desem aforzima krizindeyiz, aforizmasız yaşayamaz olduk.
Sanki Antalya falezlerinin kenarında yürüyoruz tam kayıp düşeceğiz, oradan bir ses "Mutluluk bir seçimdir evlaaaat" diyor ve hayata birden bağlanma otları yeşeriyor büyüyor içimizde...
Geçen gün kişisel hassaslığımı hezeyan ettim Facebook sayfamda: "Birinin yalanlarını yakalayınca inandıklarım yalan çıkınca midem bulanıyor yok yok artık mecazi değil... Reelde kusuyorum, bu derece...”
Medyaradar yazarı çok sevdiğim arkadaşım Murat Tolga Şen de
“Reelde kusma, leğende kus! Hayat çok güzel... Yaşasana arkadaşım” demiş ve Gecenin Öteki Yüzü filminin güzel sahnesini paylaşmış.
Sanki işte o falezlerde dolaşan kadınlarız... İnsanlarız ve bir sese ihtiyacımız var. Aslında içimizde olan unuttuklarımızı açığa çıkarmamıza yardımcı belki de o söz-ler...
Ot Dergi’de yuvarlak içindekilere daha çok ihtiyaç var...
Belki de bunu rahmetli Tuncel Kurtiz Ezel dizisinde Ramiz Dayı olarak, “Hayat şakaya gelmez evlaaaat” diyerek başlattı.
Ya da belki Deli Yürek’teki Kuşçu müsebbibi...
Ya da Dövüş Kulübü Tyler: “Dibe vurmadan özgür olamazsın.”
Belki de Secret, ya da Ferrarisini Satan Bilge...
“Mutluluk bir seçimdir” mi gerçekten? Yoksa Pessoa’nın dediği gibi ‘salaklığın iletişimsel biçimi’ mi? Ben ikincisinden yanayım.
En değerlisi Gezi Dönemi’ndeki:
“Slogan bulamadım!”
En çok Mevlana...
“Dünle beraber gitti cancağızım ne kadar söz varsa düne ait şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”
“Suskunluğum asaletimdendir her lafa verecek cevabım var lakin bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım a adam mı diye.”
Survivor’da yarışan Nihat Doğan’dan sonra patlaması yaşandı. Sözün patentini alsa şaşırmayız.
Ekranda da aforizma attıran rağbet görüyor. Bu bir tek Yılmaz Morgül’de işlemedi, zengin uyak kullandığı için çok ciddiye alınmadı. Gülündü geçildi. En iyi formül Yılmaz Morgül olmadı ama o da daha fazla kaldı adada böylelikle...
Turabi şampiyon oldu geçen sene ama kendi ürettiği aforizmalarla, izleyici bunu istiyor tam da.
Survivor olma yani hayatta kalmanın kurallarından... insanlara ve kendine gaz vermek mi dersin, başkalarına laf sokmak mı... Yoksa başkasına ve kendine bir umut ışığı mı?
"Hayatta iki şeye dikkat edeceksin. Bir yolda giderken kavşaklara, iki yüzüne karşı karşı gülüp arkadan iş çeviren... "
Şu an Survivor Semih de bu işi iyi götürenlerden... ”Teker tekeeeer gidecekleeeer” bile bir mücadele sloganı, yüzyıl herkese yeter.
Aşkım Kapışmak bir röportajımızda şöyle demişti:
“İnsanlar geçmişlerine düşman, geleceklerine yabancı.”
Galiba en çok bu yüzden, bizi survive ettirecek bol laf sokmalı, kinayeli, bol umutlu ışıltılı vb. aforizmalara ihtiyacımız...
Sonuçta neden bu kadar slogan ve aforizma bağımlısıyız tam çözemedim...
Onedio ile başlayan listeleme, sıkıştırma... Ot Dergi vb. daireleri... Survivior replikleri...
Instagramda sadece aforizma fotoları... Yaşam koçları...
Sanki hepsi bu hayatta bu kaosta birer kapsül... Belki plasebo etkisi...
Ne kadar çok aforizma o kadar çok oksijen?