Sinema sanatının, akademik bir disiplin olarak ülkemizde üniversitelere girmesi, gelişmiş ülkelere ve geçmişin doğu bloku ülkelerine göre gecikerek başlamıştır. Bu süreçte öncülüğü bugünkü adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nin Sinema TV Enstitüsü yapmış; bu oluşum daha sonra Sinema TV Bölümü olarak eğitimi sürdüren ve bugünkü adıyla Prof. Sami Şekeroğlu Sinema TV Merkezi ve Uluslararası Film Arşivi Federasyonu'nun (FIAF-International Federation of Film Archives) üyesi de olan film arşiviyle kurumsal bir yapı olmuştur. Bu kurumu, akabinde eğitime başlayan Dokuz Eylül Üniversitesi GSF Sahne ve Görüntü Sanatları Bölümü, Sinema TV Fotoğrafçılık Anasanat Dalı ve Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Sinema TV Bölümü izlemiştir. 1980'lerin başlarında, Marmara Üniversitesi GSF Sinema TV Bölümü de eğitime başlamıştır. Güzel Sanatlar Fakültelerine bağlı olan bölümlerin öncelikli hedefi, ülkemiz sinemasının gelecekteki sanatçılarını yetiştirmek olmuştur.
Peki amaçlanan hedefte başarıya ulaşıldı mı? Bu sorunun cevabı 'evet'tir. Nuri Bilge Ceylan, Uğur İçbak, Osman Sınav, Serdar Akar, Onur Ünlü, Semih Kaplanoğlu, Ümit Ünal, Yüksel Aksu, Aydın Sarıoğlu, Zeynep Atakan, Natali Yeres, Aslı Özge, Hüseyin Karabey, Barış Özbiçer ve daha nice isim bu okullardan mezun oldu ya da okudu. Adlarını saydığımız bu sinema-TV bölümleri, ülkemizin sineması için yönetmen, görüntü yönetmeni, senarist, yapımcı, sanat yönetmeni ve sinemanın diğer dallarında başarılı pek çok kişinin yetişmesine katkı sağlamış; ayrıca televizyon ve reklam sektöründe de öne çıkan isimler yetiştirmişlerdir.
Bu kurumlar arasında başlangıcından günümüze MSGSÜ Sinema TV Bölümü'nün farklı bir yeri ve işlevi olmuştur. Geçmişi İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nden gelen, ülkemizin ilk sinema kulübünü (Kulüp Sinema 7), ilk film arşivini (Türk Film Arşivi), ilk sinema müzesini ve sinema alanındaki ilk bilim-sanat-kültür ve eğitim kurumu olan Sinema-TV Enstitüsü'nü, Prof.Sami Şekeroğlu kurmuş; Şekeroğlu, 1974 yılında başlattığı Türkiye'deki sinema eğitiminin öncülerinden olmuştur. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin 2547 sayılı YÖK yasası ile Mimar Sinan Üniversitesi'ne dönüşmesiyle statüsü yeniden düzenlenen Sinema-TV Enstitüsü, Mimar Sinan Üniversitesi Sinema-TV Merkezi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-TV Bölümü adı altında organik olarak çalışan ve birbirine bağlı iki ünite olarak çalışmalarını sürdüren bir kurum niteliğine dönüşmüştür.
Twitter'dan peş peşe suçlamalar
Yakın zamanda Dokuz Eylül Üniversitesi GSF'nin deprem riski nedeniyle Balçova'daki binasından, sanat eğitimi için konumu ve ulaşım olanakları uygun olmayan Tınaztepe Yerleşkesi'ne (Buca) taşınmak zorunda kalması; Marmara Üniversitesi GSF Film Tasarımı Bölümü'nün, tarihi Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsü'nün, Sağlık Bilimleri Üniversitesi'ne verilmesi nedeniyle apar topar üniversitenin Göztepe Kampüsü'nde daha sınırlı bir mekana taşınmak zorunda kalması ve MSGSÜ Rektörlüğü ve Prof. Sami Şekeroğlu Sinema-TV Merkezi arasında ortaya çıkan tartışmalar, ülkemizdeki sinema sanatı eğitimindeki öncü kurumları bu defa yaşadıkları sorunlarla gündeme taşıdı.
Geçtiğimiz hafta içinde sosyal medyada (Twitter) MSGSÜ Rektörü Prof.Dr. Handan İnci Elçi'nin mesajına, MSGSÜ GSF Sinema-TV Bölüm Başkanı Prof. Alev İdrisoğlu'nun, Twitter aracılığıyla yanıt vermesi; Bölüm öğrencileri ve mezunlarının Twitter'daki mesaj trafiği, sinema sanatı eğitiminin öncü ve önemli kurumu hakkında neler oluyor sorusunu akıllara getirdi!.. Önce Rektör Prof.Dr. Handan İnci Elçi, uzun süredir Prof. Sami Şekeroğlu Sinema TV Merkezi Müdürü olan ve özveriyle görevini yapan Prof. Asiye Korkmaz'ı, merkezin bazı işlemleri hakkında suç duyurusu olduğu iddiasıyla yeniden atamadı ve geçici olarak Merkez Müdürlüğünü kendi üzerine aldığını öğrencilerine yönelik yazılmış bir Twitter mesajıyla duyurdu. MSGSÜ Rektörü, ifade aracı olarak sosyal medyayı seçince, Bölüm Başkanı Prof.Alev İdrisoğlu da Twitter'dan yanıt verdi. Bu arada Prof. İdrisoğlu'nun, öğrenciliğinden Bölüm Başkanlığı'na kadar kesintisiz olarak çalıştığı Bölüm binasına girişi engellenmek istendi.
Bu süreç şüphesiz akademik teamüller açısından uygun görünmüyor. MSGSÜ Rektörünün yetkisi dahilinde ve üniversitenin ilgili kurullarında, Rektörün mesajında belirttiği "iddianın" gereği yapılabilir ve Prof. Asiye Korkmaz'ın ismi, kamu önünde gündeme getirilmeyebilirdi. Diğer yandan bütün yaşamını yetiştirdiği çalışma arkadaşlarıyla bu kuruma adayan başta Prof. Sami Şekeroğlu ve öğretim üyeleri, emek verdikleri kurumun kamu önünde bir tartışmaya muhatap olmasıyla karşılaşmayabilirdi...
"Merkez"e gerekli özeni gösterin!
MSGSÜ GSF Sinema TV Bölümü ve Prof. Sami Şekeroğlu Sinema TV Merkezi, üstüne titrenmesi ve buraya hayatlarını adayan kişilerin de küstürülmemesi gereken bir kurum. Çünkü bu kurum, Türk sinemasının belleğini temsil ediyor; ülkemizdeki en önemli ve zengin sinema kütüphanesine, film ve belge arşivine, film laboratuvarına, Türkiye'nin en organize ve büyük sinema müzesine, yetkin sinema salonlarıyla, sinema filmlerinin dijital olarak restorasyonu için gerekli olan alt yapıya da sahip bulunuyor. Ayrıca dünyada sinema eğitimi veren önemli kurumlara (FAMU/Çekya, La Femis/Fransa, Münih Film Okulu, Polonya Film Enstitüsü, London Film School) eğitim gelenekleri ve olanakları açısından ülkemizdeki en yakın kurum MSGSÜ GSF Sinema-TV Bölümü ve Prof. Sami Şekeroğlu Sinema-TV Merkezi'dir. Türk sinemasının gelişmesinde önemli payları olan Lütfi Ö. Akad, Metin Erksan, Halit Refiğ, Duygu Sağıroğlu, İlhan Arakon, Memduh Ün, Feyzi Tuna gibi önemli isimler ve sonraki kuşaklardan Osman Sınav, Uğur İçbak, Serdar Akar bu kurumda ders verdiler ve vermeye devam ediyorlar.
Diğer yandan daha önce vurguladığımız film arşivinde, filmlerin saklanma ve korunma prosedürlerine titizlikle uyulması ve bu sürecin uzman kişiler tarafından periyodik olarak denetlenmesi çok önemlidir. Bu bağlamda farklı bir uzmanlık alanından gelen MSGSÜ Rektörünün, kurumdan yetişmemiş kişilerle ya da danışmanlık alarak bu birimi sağlıklı bir şekilde yönetebilmesi olanaklı görünmemektedir. Kurumsallaşmanın sorunlu olduğu ülkemizde, bunu başarmış ve "uzmanlık" gerektiren yönetim anlayışının sürdürülmesinin çok önemli olduğunu düşündüğümüz MSGSÜ Prof. Sami Şekeroğlu Sinema-TV Merkezi'ne, hak ettiği özen ve duyarlığın gösterilmesinin bir misyon olduğunu hatırlatalım...