26 Nisan 2011
Sen de mi Kılıçdaroğlu?
Seçim kampanyası başladı. Tayyip Erdoğan Bayburt, Kemal Kılıçdaroğlu...
Seçim kampanyası başladı. Tayyip Erdoğan Bayburt, Kemal Kılıçdaroğlu Samsun, Devlet Bahçeli –galiba- Kırıkkale mitingleri ile açılış yaptılar.
Erdoğan ile Bahçeli’nin atışmalarını ekrandan izleyip gazetelerden okuduktan sonra içimi sıkıntı bastı. Bir kaç hafta önce seçim kampanyasında siyasal partilerin Anayasa’ya ilişkin görüşlerini ölçü almayı önerdiğim “Bana Anayasanı Göster” başlıklı Tırmıklarla aptal yazılar yazdığımı düşündüm. Benimki seçimlerde bizden oy isteyenlerin asgari bir düzey tutturması beklentisiydi ve görülüyor ki aptalcaymış.
AKP lideri YGS sınavı için sokaklara çıkan gencecik öğrencilere karşı “Biz de 10 bin gencimizi dikeriz karşılarına” diye Kasımpaşa usulü “posta” koydu. Düzeyi bu olan siyasal çizgiye düzeyi daha da aşağı çeken cevap Bahçeli’den geldi: “Senin 10 bin militanını, benim 1000 bozkurtum Kasımpaşa’ya kadar kovalar”.
Erdoğan aşağı kalır mı? Düzeyi daha da indirdi, “Bizim gençler hiç bir illegal eyleme karışmadı; sense gücünü mafyadan alıyorsun”...
Devamında Bahçeli’den bir cevap geldiyse bile izlemedim. Mesleğim izlemek ama yine de izlemedim. Bu düzeyi hak etmediğimi, etmediğimizi düşündüm.
Aynı günlerde CHP kanadından pek alışmadığımız sesler geldi. CHP yıllar ve yıllar sonra seçmenin karşısına çözüm içeren programatik önerilerle çıktı. “Eh, hiç olmazsa tartışmaya değer bir çıkış” deyip sevindik.
(Şu halimize bakın!.. Bir siyasi parti ciddiye alınır, enine boyuna tartışmaya değer bir ekonomik program açıklıyor ve bu bizi sevindiriyor. Yani olması gereken oluyor, bir siyasi parti seçim arifesinde yapması gerekeni yapıyor diye seviniyoruz.)
Sevinmeye kalmadı. Kılıçdaroğlu Zonguldak’tan seslendi; AKP liderine laf yetiştirdi:
- Eğer bir toplu iğne ucu kadar yakınlarıma çıkar sağladığımı ispat edersen eyvallah. İspat edemezsen benim adımı yolsuzlukla anarsan a.. gerisini söylemeyeyim.
Buyrun burdan yakın!..
Bu yazı yazılırken herhangi bir açıklama gelmedi ama, eminim bu gün CHP kurmayları bu yarım cümleyi tamamlamaya çalışacaklar.
Mesela:
- ...adımı yolsuzlukla anarsan ayağını denk al...
Mesela:
- ...adımı yolsuzluk anarsan Atatürk’e şikayet ederim...
Mesela:
- ... adımı yolsuzlukla anarsan ayıp edersin...
Mesela...
Vazgeçtim...
Meraklıysanız A harfi ile başlayacak bir kılıf arama çabasına siz devam edin.
Ama biliyorsunuz kimse o yarım cümleyi benim “meselalarım” gibi tamamlamadı, sizin “meselalarınız” gibi tamamlamayacak.
* * *
Peki biz bu düzeyi hak edecek nasıl bir günah işledik?
Neoliberalizm (siz vahşi kapitalizm anlayın) tanrısına tapan AKP de, seçim kampanyasını ırkçı ve faşizan bir çizgide sürdüren MHP de ve yenilenme çabalarında olduğunu gözlediğimiz, sosyal demokrat çizgiye dönme sözleri veren CHP de bu düzeyle karşımıza çıkıyorsa ve bir seçmen, oyunu bu üçünden birine vermeyi düşünüyorsa, sandık başına gideceğine oyunu çöpe atsa daha iyi etmez mi?