Adam ya da kadın Facebook'ta ya da Twitter'da boşaltmış zembereği neredeyse zil takıp oynuyor. Aynen aktarıyorum:
- Hah haaaaa!.. Hani üç gün sonra Fırat'ın doğusuna giriyordu askeriyle, tankıyla, topu, tüfeğiyle... N'oldu? Trump dallamasından izin, Putin uğursuzundan icazet alamadı, kırdı boynunu, oturdu kıçının üstüne...
Kendine saçma sapan bir takma ad bulmuş bir başkası, yine sosyal medya denen "atış serbest" alanda üfürüyor, aklınca acıtacak noktaya vuruyor:
- Üç vakitte Fırat'ın doğusu, beş vakitte Şam'da Emevi Camii'nde ikindi namazı öyle mi ? Haydi girsene, haydi, bağırıp çağırmak kolaydı. Haydi gir de görelim seni. Gir bakalım Suriye'ye...
Alın size bir üçüncü... Üstelik bu AKP medyasında köşe kapmış, okunmasa bile ay sonunda dolgun bir maaşı da garantiye almış, nedense gazeteci sayılan biri çanak yalıyor; aklınca övgü düzüyor:
- Basiretli, dikkatli ama kararlı adımlarla Fırat'ın doğusu operasyonu olgunlaştırılıyor. Yakındır. Kahraman birliklerimiz havadan ve karadan Fırat'ın doğusuna dalacak. Ne rejim güçlerinin, ne Kürt teröristlerin önleyemeyeceği bir Osmanlı tokadı geliyor...
Bu şaşkın ve sapkın kafalara "Bu savaş demektir. Farkında mısınız" demek nafile çaba mıdır?
Onlar klavye yiğitliği yaparken o topraklarda Türk, Kürt, Arap delikanlılar ölecek. Öldürecek ve ölecekler.
Ölümlere alkış tutmak, ölümleri kışkırtmak sapkınlık değilse nedir?
Ben kendimce "Oh, bu gün de ölümlere yol açması kaçınılmaz o savaş adımı atılmadı, atılamadı. Yarın da atılmasın, atılamasın. Atılmayan, atılamayan savaş adımları daim olsun" diyenlerdenim.
Umarım siz de...
* * *
Adam ya da kadın AKP medyası denen çanak yalayıcı tayfanın "Pahalılığın beli kırıldı" ya da "Enflasyon düştü; daha da düşecek" ya da "Ekonomi şahlanıyor" yollu yalan denmeye bile değmez ahlâksızlıklarına ifrit oluyor.
Çok haklı.
Ekonomiyi kayınpederi adına ve onun engin(!) iktisat bilgisine yaslanarak yönetmeye soyunmuş "damat bey"in dolar üstüne savurduğu yavelere ifrit oluyor.
Çok haklı.
Ama ardından sosyal medyada bu kez kendi şaha kalkıyor:
- Hani dolar düşecekti? Göstermelik üç beş puan indi, sonra... Sonra kazık kaktı. Oh ya, maskara oluyorsunuz ya... Dolar inmedi ya, inmeyecek ya... Hah hah hah haaaa..."
Dolar inerse mi iyidir yoksa çıkarsa mı sorularına verecek ciddiye alınır bir cevabı yok. Yüksek dolarla ihracat yapılıp para kazanılsa mı ülke için iyi, düşük dolarla ithalat yapılıp ithal malları ucuzlasa mı ülke için daha iyi sorularına vereceği bir cevap da yok.
Ama zaten bu konularla ilgilenmeye, sorulara cevap bulmaya niyeti de yok.
Önemli olan AKP Reisini ekşitmek, kızdırmak, çaktırmadan sövmek, dalga geçmek, hiç olmazsa sosyal medyada rezil etmek...
O yüzden dolar söylendiği kadar inmediği, yerinde saydığı ya da çok az indiği için bayram ediyor. Asıl bakması, parmak basması gereken ekonominin yokuş aşağı ölümcül gidişi pek umurunda, en azından gündeminde olmuyor.
Sonra benzine, doğal gaza, çarşıya pazara art arda zam gelince ve zamların ardı arkası kesilmeyince öfkeleniyor, yoksullaştığını her gün biraz daha keskin ve yakıcı fark ediyor ama...
Ama yine de ve ille "Ooooh dolar düşmedi ya, düşmedi ya..."
* * *
Bana da (sanırım size de) ya sabır çekmek düşüyor...