Aydın Engin

19 Aralık 2012

Otur Yerine, Sıfır !..

Ortaokul son sınıfta Yurttaşlık Bilgisi dersine (Bir zamanlar böyle bir ders vardı) giren öğretmen öğrencilerden rastgele birini kaldırdı ve sordu: Anlat bakalım. Demokrasiyle yönetilen ülkelerde kuvvetler ayrılığı ilkesi nedir?

Ortaokul son sınıfta Yurttaşlık Bilgisi dersine (Bir zamanlar böyle bir ders vardı) giren öğretmen öğrencilerden rastgele birini kaldırdı ve sordu:

- Anlat bakalım. Demokrasiyle yönetilen ülkelerde kuvvetler ayrılığı ilkesi nedir?

Öğrenci  önce kem küm etti, sonra da konuştu:

- Hocam akşam elektrikler kesikti, zaten ben de üstünüze afiyet biraz üşütmüştüm. Çalışamadım.

Öğretmen kızdı:

- Adın ne senin ?

- Tayyip…

- Tayyip, otur yerine sıfır… Ayrıca defterine  şu cümleyi tam otuz defa yazacaksın. Yazmazsan bir sıfır daha geliyor haberin olsun. Cümle şu: Kuvvetler ayrılığı demokrasilerde çoğunluğun azınlık üzerinde baskısını önlemek, demokrasilerde olası diktatörlük eğilimlerini engellemek için benimsenen bir ilkedir. Birbirinden bağımsız olan ve birbirini denetleyen bu kuvvetler yasama erki, yani meclis; yürütme erki, yani hükümet; yargı erki yani Anayasa mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay gibi yüksek mahkemeler…” Bu cümle tam otuz defa yazılacak. Tamam mı ?

Sıfırı ve ev ödevini alan öğrenci yerine oturdu ve  sıra arkadaşının kulağına fısıldadı:

- Ben büyüyünce şey olacağım, mesela Başbakan filan. O zaman bu hocayı ne yapacağım biliyor musun ?..

Ne yapacağını anlattı…

*    *    *

İktisadi ve Ticari Bilimler Akademilerinde öğrencilere çağdaş demokrasilerin olmazsa olmaz ilkelerini benimsemeleri için okutulan genel hukuk derslerinden birinde yazılı sınav kağıtlarını değerlendiren profesör, asistanına döndü:

- Anlamıyorum. Son sınıfta bir öğrenci var. Adı Tayyip. Birinci sınıftan beri sınavda kuvvetler ayrılığına ilişkin bir soru geldi mi cevap veremiyor; o soruyu atlıyor. Niye acaba ? Öbür sorulara iyi kötü cevap vermiş. Yani sınıfı zar zor da olsa geçer. Ama bu soruyu bir türlü cevaplayamıyor…

Zar zor da olsa geçer not alan öğrenci sınav sonuçlarına bakıp bakıp sırıtarak arkadaşına seslendi:

- Hukuk dersinden de yırttık. Düşük ama yine de geçer notu kaptım. Ama hoca da bir garip haaa. Takmış bir zamazingoya… Şey var ya… Şey… Kuvvetliklerin Ayrılıklığı dersi… Saçma sapan laflar işte. Yok yargı Meclisi, hükümeti denetler; Anayasaya, yasalara çıkan aykırı kanunları, kararları iptal bile edermiş. Abi, diyelim tek başına iktidar oldu bir parti. N’olcak ? İstediğini yapamayacak mı ? Ne biçim demokrasi tarifi bu anlamıyorum valla… Yani ben başbakan olsam n’aparım biliyor musun ?..

Ne yapacağını uzun uzun anlattı…

*    *    *

Başbakan Erdoğan önceki gün Konya’da  bir de konuşma yaptı. Başbakan kendi tabanlarından yöneltilen eleştirilere  “Dışarıdan bakanlar ‘326 milletvekiliniz var yine mi bahane’ diyorlar; ama kuvvetler ayrılığı var ya geliyor önümüze dikiliyor” dedi ve ekledi:

- Sistem düzgün kurulmamış, sistemde yaşadığımız sıkıntılar var. Düzgün kurulmadığı için umulmadık yeren umulmadık şekilde bakıyorsunuz bürokrasi, bürokratik oligarşi karşınıza dikiliyor. Umulmadık yerde yargıyla karşı karşıya kalıyorsunuz. Yargı, yasama ve yürütmenin bu ülkede öncelikle bu milletin menfaatini düşünmesi lazım, ardından da bu devletin menfaatini düşünmesi lazım.

*    *    *

Kim olduğunu bilmiyorum ama birinin bu günlerde yakınlarına şunları söylediğini duydum:

- Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kabul ettiği bir yasayı Anayasa Mahkemesi denetleyip Anayasa aykırılık saptayıp iptal ederse …

Hükümetlerin  ve Hükümetin yönettiği idari kurumlardan (Valilikler, belediyeler vb.) çıkardığı karar ve kararnameler Danıştay tarafından denetlenir, demokrasinin temel ilkelerine aykırılık ve yetki aşımı varsa “Yürütmeyi durdurma kararı” verilir sonra da o idari karar iptal edilirse…

Sayıştay, hükümetlerin ve bağlı kurumların tümünün harcamalarını, yaptıkları ihaleleri, gelirlerini, giderlerini tek tek inceleyip yolsuzluk, hırsızlık, israf, yetki aşımı gibi kusurları saptarsa…

Bütün bunlar böyle sürer giderse bu memleket yönetilebilir, millete hizmet edilebilir mi ? Millete faydalı olanın ne olduğunu o kurumlardaki yargıçlar benden iyi mi bilecekler ? Bilseler başbakan onlar olurdu di mi ?

Hem iktidarının otuz yılını at sırtında geçiren muhteşem Sultan Süleyman zamanında da Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Sayıştay mı vardı?..