Eren Erdem'i tanır mısınız?

Bir meslektaş. Kısa ömürlü Karşı gazetesinin yöneticisiydi. Ardından CHP'den bileğinin gücüyle milletvekili oldu.

Ben ve başka birçok meslektaşım da Eren Erdem'i milletvekilliği döneminde tanıdık.

Hayır, Meclis kürsüsünde değil. Meclis koridorlarında filan da değil. Çağlayan Adliyesi’nin koridorlarında, Silivri Cezaevine bitişik mahkeme binasının duruşma salonlarında, siyasal tutuklu ya da hükümlü ziyaretlerinde, hak savunucularının eylem ve etkinliklerinde... Barış Yarkadaş, Sezgin Tanrıkulu, Mahmut Tanal gibi milletvekillerinin yanı sıra Eren Erdem de gönüllü  ve kararlı "demokrasi ve adalet nöbetçileri"ndendi. (Adını unuttuklarım varsa hoş görsünler)

Ben de oralardan tanıyanlardanım. Can Dündar ve Erdem Gül arkadaşlarım "devlet sırrı" kılıfı ile saklanmaya, üstü örtülmeye çalışılan "MİT TIR’ları" diye anılan "devlet suçu"nu haberleştirdikleri için Silivri'de volta atmak zorunda bırakıldıklarında, kara ünlü Silivri Cezaevi’nin fiyakalı giriş kapısı önünde  tutulan adalet nöbetlerinde Eren Erdem bir değil bir kaç kez hazır bulundu.

Son genel seçimde partisi onu aday göstermedi. Savcılar ve ardından yargı aygıtı da dokunulmazlık zırhı kalkan Eren Erdem'i hemen tutuklayıp Silivri'ye yolladı.

Neden tutuklandığı pek bilinmiyor. Şu cılkı çıkmış, inandırıcılığını yitirmiş, yalama olmuş "üye olmamakla birlikte örgüte yardım etmek”, “göreve ilişkin sırrın açıklanması” ve “gizliliğin ihlali” gibi suç iddiaları ile tutuklandığı belli. Ancak hangi örgüt, hangi sır, hangi gizlilik ve neden gizlilik gibi sorular da cevapsız.

Anlaşılan Eren Erdem FETÖ'ye yardım etmekle suçlanıyor.  Bizlere de "Eren Erdem ve FETÖ öyle mi" diye sorup, "Saçmalamışlar" diye devam edip gülmek düştü.

Düştü ama bu arada Eren Erdem de uzun süre Silivri'de volta atmak zorunda kaldı ve...

Ve uğradığı açık hukuksuzluğa rağmen pek de güçlü bir dayanışma, bir destek görmedi.

Destek cılızsa, dayanışma yaygın değilse itiraz çığlığınız da hapishane duvarlarını aşıp dışarı ulaşmaz.

*   *   *

Dün Eren Erdem tahliye edildi.

Tabii artık adet olduğu üzere "Yurt dışına çıkış yasağı" konarak.

Buna, bu kadarına sevinilmeli mi?

Niye sevinilsin ki?

Sevinen varsa gecikmeden abdest tazelemeli.

Sevinmek yerine "Eren Erdem niye tutuklandı ve niye bu kadar süredir hapiste tutuldu" diye sorgulansa gerek.

Onun hakkında 19 yıla kadar hapis cezasını savcı, bu 19 yılı hangi adalet terazisinde tarttı da istedi, diye sorulsa gerek.

Ve hepsinden önemlisi  şu “göreve ilişkin sırrın açıklanması” ve “gizliliğin ihlâli” iddialarında "görev neydi ve niye sırdı" ve dahi "Ne gizleniyordu da Eren Erdem onu ihlâl etti" gibi can alıcı sorular sorulsa gerek.

Soruların cevapları "Eren Erdem suç işlemedi, tersine mesleğinin gereklerini yerine getirdi" gibi bir sonuç çıkarsa şaşar mısınız?

Ben şaşmam.

Bence siz de şaşmayın...

*   *   *

Okuduğunuz Tırmık'ı akşam saatlerinde yazıp T24'e yolladım. Gece yarısına doğru haber geldi: Savcılık 23 Ağır Ceza Mahkemesi'nin tahliye kararına itiraz etmiş ve 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yüce yargıçları itirazı yerinde bulup Eren Erdem için tutuklamaya yönelik yakalama kararı vermişler.

Yukarıda yazdıklarımın tek cümlesini, kelimesini, harfini geri almıyor, değiştirmiyorum. Nedenini 24. Ağır Ceza Mahkemesi yargıçları ve itiraz eden savcı düşünsün...