Aydın Engin

08 Nisan 2009

Bir Yazı Nasıl Çöpe Atılır?

Obama'nın sürpriz Irak ziyareti, günümü mahvetti!

Çelişik duygular içindeyim. “Ben artık Tırmık filan gibi hafifmeşrep yazılar yazmayacağım. Dış politika yorumcusu olup ağır ahkâm kesmek istiyorum” deyip öğüneyim mi; yoksa “Yazıyı çöpe attım, şimdi ne halt edeceğim” diye hayıflanayım mı?
Bilemiyorum.
Üstelik zaman istediğimden hızlı akıyor (Hep böyle yapıyor zaten). Güneş battı batacak; yağmur da dindi. Hava kararmadan bahçedeki yabani otları yolmam gerek. Ama Tempo24’ün elebaşıları da Tırmık bekliyordur. Akşama Ada’nın nöbetçi meyhanesinde kesinleşmiş randevum var. Erteleyemem. Yani “Şimdi ot yolayım, gece de yazı yazarım” diyemem. O kafayla yazılacak yazı, şimdi yazılmakta olandan daha berbat olur besbelli.
Zalim felek, kötü kader...
* * *
Biliyorum, giriş bilmeceye döndü. Lafı gevelemeden açıklayayım.
Oturdum özene bezene bir Tırmık yazdım. Öyle çiçek, böcek, kuş, balık, doğa, deniz, martı, leylek, saksağan filan demeyen adamakıllı ciddi bir yazıydı.
Bugünkü koşullarımda, yani tembellik tanrıçasıyla şiddetli ve ateşli bir aşk yaşarken oturup ciddi yazı yazmak ne kadar zordur, umarım tahmin edebilirsiniz.
Ama yine de yazdım. Barack Obama’nın buralara kadar gelip de Irak’a uğramadan gitmesi üstüne zalim bir yorum döktürdüm (yani döktürmüştüm).
Öyle ya Obama’nın başı Irak ile belada. Çekilmesine çekilecek de nasıl ve ne zaman soruları duvar gibi önünde dikiliyor. Yarın askerlerini çekip gitse, Irak kan gölüne dönecek besbelli. Çekileceğim demesine rağmen çekilmeyi uzatsa eleştiriler başlayacak “Hani söz vermiştin? N’oldu? Sen de kelek çıktın Obama kardeş” kınamaları furya gidecek.
O yüzden Obama’nın Irak’a gitmemesini bir “hata” olarak değerlendirmiş; ona bir daha böyle hatalar işlememesi için akıllar vermiştim.
İkna edici olabilmesi için sadece Iraklı yetkililerle çekilme takvimini enine boyuna konuşmasının yeterli olmayacağını, Irak’ın Şii, Sünni liderleriyle, oradaki ABD askerlerinin komutanları ile fikir alışverişi yapmasının da çok önemli olduğunun altını çizmiştim. “Çağırırım Washington’a, orada görüşürüm” demesinin de vahim bir yanlış olacağına, olup biteni yerinde gözlemenin yerini hiç bir görüşmenin tutamayacağına işaret etmiştim.
Hızımı alamamış, Irak’a gitmesinin bir ikinci önemli yanını hatırlatmış; Kuzey Irak’ta “fiilen kurulmuş, resmen kurulmamış” Kürt devletinin gelecek perspektifleri, varlık koşulları üstüne Kürt önderlerle de konuşup meşveret etmesi gereğini öğütlemiştim.
TV’lerden, internet gazetelerinden (Yani Tempo24’den) “Obama Türkiye’den ayrıldı” başlıklarını görüp okuyunca yazdığımın ne kadar önemli olduğuna bir kez daha emin olmuş ve “Herhalde benim yazıyı CNN filan alıntılar, ‘Obama’ya Türkiye’den Ders’ başlığıyla seyircilerine aktarır” diye düşünmüştüm.
Ne oldu?
Ne olacak, ben yazıyı bitirdim, ot yolmak üzere iskemleden kalktım, ağrıyan belimi oğuştururken “Son dakika” başlığıyla haber geldi:
Obama’dan Irak’a Sürpriz Ziyaret!”
Gitti mi benim yazı çöpe?..
Gitti...
Haberi doğrulatmak için can havliyle baktığım Alman internet medyası bu gezinin güvenlik gerekçesiyle CIA tarafından gizli tutulduğunu, böylece Bağdat’ta pabuç fırlatacak meslektaşları hazırlıksız yakalamayı planladığını ve planın başarıya ulaştığını belirtiyorlar.
Yani CIA yaptı bana yapacağını...
Sizlere de yazık. ABD dış politikası üstüne okkalı bir yorum okuyup aydınlanacaktınız; şimdi ise şu okuduğunuz gibi saçma sapan bir yazıyla idare etmek zorundasınız.
Sonuç: Yeni ve başka bir Tırmık yazamam. Ben ot yolmaya gidiyorum. Çok dinlendiricidir. Akşamki “büyük meyhane maçı” için bir tür kampa girmek gibidir.
Kusura bakmayın...