Başlığa da koydum, ünlü bir söz var: Ağaçlara bakmaktan ormanı görememek!..
Ağaçlar mı?
Oh-hooooo, orman bu; ağaçtan çok ne var?
Jet uçağı düştü...
Haydi ağaca bakalım!..
Ardarda gelen sorular üstüne kafa patlatalım, yorum döktürelim:
O jet düştü mü; düşürüldü mü; nerede düştü; neden orada düştü; orada ne işi vardı; onu oraya kim yolladı ?..
Şemdinli’de çatışma var...
Haydi ağaca bakalım!..
Ardarda gelen sorular üstüne kafa patlatalım, yorum döktürelim:
Şemdinli’de devlet duruma hakim mi; yoksa Şemdinli PKK’nin kontrolüne mi geçti; PKK Şemdinli saldırısı ile neyi hedefliyor; bu hedefe ulaşabilir mi; ulaştı mı; yoksa püskürtüldü mü; peki aslında Şemdinli’de ne oldu, ne oluyor?..
Obama, Tayyip Erdoğan’la konuşurken elinde beyzbol sopası tutuyordu. Beyaz Saray’da hiç bir şey ince hesap olmaksızın yapılmaz. O fotoğraf da bir mesaj içermese servise konmazdı.
Haydi ağaca bakalım!..
Ardarda gelen sorular üstüne kafa patlatalım, yorum döktürelim:
Obama ne demek istedi; döverim mi dedi; dövelim mi dedi; sopa Erdoğan’a mı gösteriliyor; yoksa Kürtlere mi; Suriye’deki Baas diktatörlüğüne olmasın ?..
Erdoğan dün medya patronlarına seslendi: “Bu adamlara nasıl köşe veriyorsunuz” diye sordu.
Haydi ağaca bakalım!..
Ardarda gelen sorular üstüne kafa patlatalım, yorum döktürelim:
Bir başbakan kimin ne yazacağına, kimin, kime köşe yazdıracağına karışabilir mi; medya patronları mesajı alıp sindirdi mi ve yakında gazeteci kıyımı mı başlayacak; yoksa köşe yazarları Başbakan’a ağzının payını verecekler mi; vermeye kalkarlarsa o yazılar basılacak mı ; basılırsa asıl bankacılıkta, madencilikte, enerji üretiminde, enerji dağıtımında at koşturan medya patronlarının başına ne gelecek?..
AKP, Suriye sorununda çıkmaz sokağa daldı ve ülkeyi de ardısıra sürüklüyor...
Haydi ağaca bakalım!..
Ardarda gelen sorular üstüne kafa patlatalım, yorum döktürelim:
Bir komşu ülkenin çürümüş bir dikta rejiminden kurtulmasını dilemek başka, bir egemen ülkenin içişlerine böylesine pervasız, böylesine küstahça karışmak; hedefleri, hesapları ne olduğu bilinmez -demokrasi ve özgürlük olmadığı bilinir- bir takım silahlı adamları besleyip, barındırıp, silahlandırıp o ülkeye salmak başka... Peki şimdi ne yapmalı; Suriye’de rejime destek vermeden, Suriye’yi ölümcül bir iç savaşın içine sürükleyecek bir suçtan paçayı nasıl kurtarmalı; iyi de bunu Tayyip Erdoğan – Ahmet Davutoğılu ikilisinden beklemek mümkün mü?...
* * *
Orman bu. Her yan ağaç. Say say bitmez. Hele AKP iktidarında orman ha bire büyüyor, her gün yeni fidanlar boy atıyor...
Ağaçlara takılıp kalalım mı? Her gün bir ağaç üstüne gazeteciler haber yapmalı; yazarlar yorum döktürmeli; kahvehane sohbetlerinde o ağaç üstüne konuşulmalı ve...
Ve böylece sürüp gitmeli mi?
Orman dediğin nedir?
Tek tek ağaçların toplamı.
Bir kaçını yukarıda sıraladığım ve daha yüzlercesini sayıp sıralayabileceğim “ağaçlar” tek tek bir anlam ve önem taşıyor, ama hepsinin toplamı, yani orman galiba ve artık tek bir anlam taşıyor: Türkiye’nin AKP takımı tarafından yönetilmesi son bulmalıdır...
Demokrasiyi sakatlamayacak, yani askerden medet umma ya da askere ihale etme gibi bir tembelliğe, zavallılığa sapmadan ve saplanmadan bir çözüm üstüne kafa patlatmak bir yurttaşlık ödevi...
“Ağaçlarla oyalanmadan ormana bakmak” derken kastettiğim de zaten bundan ibaret...