Karşımızdaki başkan profillerini yadırgamamızın ya da yadırgamamın tek nedeni, ne yazık ki sensin Süleyman Ağabey… Beşiktaş Kulübü’ne başkanlık yaptığın 16 yıllık süreçte saygına, saygınlığına, yaklaşımlarına, diyaloglarına ve ‘şefliğinde’ izlenen kulüp politikasına tanıklık etmesek, zamane başkanlarının elbirliği ile ‘doğru’ yaptıklarına inandıracaklar bizleri, neredeyse! Artık başkanlar emekli maaşlarını senin gibi kulübün muhasebecisi Tuncer Öktem’e emanet edip, ‘gerektiğinde kulüp için kullan’ demiyorlar Süleyman Ağabey…
Süleyman Seba’nın öğretilerini elbette ki unutmadık sadece Gordon Milne’in açıklaması, belleklerimizdeki ‘başkan’ beklentimizin tazelenmesine vesile oldu. "Başkan çok hususi bir insandı. Hiçbir zaman antrenman sahasına gelip, işime karışmazdı. Bir şey söyleyecekse de doğrudan değil bunu dolaylı yoldan söylerdi. Örneğin; Metin'i kadro dışı bıraktığım dönemde, 'Metin'i ne sebepten oynatmıyorsun?' yerine, 'Metin nasıl?' diye sorardı. Seba, tam bir futbol adamıydı.” Beşiktaş’ın futbol tarihine geçen efsane kadrosunun teknik patronu Gordon Milne’in “Süleyman Seba’nın futbolun içinden gelmesi işleri daha kolaylaştırıyordu” söylemi ise ‘kilidi’ açacak öngörü olarak algılanmalı. Futbolun, sporun içinden gelen başkan kalmadı artık, çoğu inşaatçı veya her ne demekse ‘serbest meslek’ erbabı!
Şimdikiler senin gibi şampiyonluğun kutlandığı geceye Metin Keçeli’nin yalvar yakar, ‘Süleyman abi lütfen seni almaya geleyim’ istemine, “Ben peynirimi, domatesimi, zeytinimi, soğanımı masaya koydum, şişeyi de açtım. Şimdi oraya gelirsem çocuklar rahat hareket edemez” demiyorlar, üstüne üstlük duyulmayacağı yanılgısıyla onlarla eğlenmeye gidiyorlar! Hatta bazıları galibiyet sonrası yandaş grubuna üçlü çektiriyor. Ardından da, ‘ne yapsın başkan aralarında kaldı’ savunması geliyor. Ama bizler, senin başkanlık tedrisatına tanıklık etmemizin verdiği deneyimle bunlara kanmıyoruz haliyle!
Süleyman Ağabey yapmayacaktın bunu! Bir başkanın otoritesinin buna paralel olarak da adaletli sisteminin kusursuz işlediğini göstermeyecektin bizlere. Kulüpteki emekçilerin maaşlarını geçindirmek zorunda oldukları ailelerini düşünerek günü gününe ödemeyecektin. Senden sonraki başkanlardan aynı şeyi bekliyor ve tabii ki hayal kırıklığı yaşıyoruz. Bizimki neyse de emekçilerin yaşadıkları hayal kırıklığı ile sınırla kalmıyor. Her seferinde üzerine özenle basarak ben yerine, ‘biz, bunları Beşiktaş yönetim kurulu olarak yaptık’ demeseydin, ‘ben, ben yine ben’ diyen başkanların megaloman olduğunu anlamayıp, söylemlerini ‘normal’ karşılayacaktık!
Süleyman Ağabey, ‘Beşiktaş’ın tek kuruşunu gereksiz yere harcatmam’ derdin son derece haklı olarak, bir de şimdikileri görmeliydin. Deplasmana takım için kiralanan özel uçakla gitmeyip kendileri ve yakın arkadaşları için ayrıca uçak kiralıyorlar. Ardından da ‘parasını ben ödüyorum kime ne’ diyorlar. Senin yönetimlerinde memleketin vergi rekortmeni, sanayiciler de yer aldı ama onlardan birinin dahi özel uçak kiraladığın anımsamıyorum. Demek ki şimdiki başkanlar kadar para sahibi değildi hiçbirisi!
Ah Süleyman Ağabey ah! Senin zamanında da futbolcu transferlerinde ‘komisyon’ mevcuttu ancak bu iş adabıyla yapılır ve de astronomik rakamlar söz konusu olamazdı. Olsa da menajer ya da aracılara ‘avuçlarını yalatırdın.’ Ancak çok daha önemlisi futbolcu transferinin ardından ne başkan, ne de yönetim kurulunun her hangi üyesi, ‘zan’ altında kalırdı! Süleyman Ağabey ne yalan söyleyeyim, şu sıralar hiç kimse için ‘yapmaz’ denemiyor! Senden sonra Beşiktaş’ı yönetenler tek ‘çivi çakamadılar ama bolca borç yapmayı başardılar. Her hafta karayolu ile Ankara’ya gidip gelerek kazandırdığın tesisleri yenileyerek açılış yapıyorlar ‘şakşakçıları’ eşliğinde, hem de hiç yüzleri kızarmadan.
Beşiktaş’ın borcunu telaffuz etmemek ise doğrusu olur, yattığın yerde seni hiçbirimizin rahatsız etmeye hakkı yok!
Ez cümle; Bir kulüp borç batağına düşmeden nasıl yönetilir ve tesisleşir, şampiyonluklar ve de kupalar nasıl kazanılır, kulüp başkanı nerede, ne şekilde durmalıdır… Salt söylemlerinden değil eylemlerinden öğrendik bunları Süleyman Ağabey ve sandık ki senden sonra gelenler de izinden yürüyecekler.
Ama senden sonrası tufan Süleyman Ağabey… Boş yere gelenlerin Süleyman Seba ile özdeş olmasını bekledik, bunun sorumlusu da sensin Süleyman Ağabey!..