Ayaklarınızın üzerinde durma becerisini bir süreliğine yitirdiğinizi varsayarak tekerlekli iskemlede yarım gün geçirmediyseniz önerim; mutlaka deneyin, deneyin ki ‘engelli’ olarak tanımlanan insanların ne sıkıntılar çektiğini çok daha rahat anlayın. Geçen yıl engellilerle ilgili bir derneğe elimden geldiğince destek verdim. On binlere yardım eden onlar dediler ki, "Neler çektiğimizi anlayabilmen için tüm gününü değil, sadece 2-3 saatini tekerlekli iskemlede geçirmen gerekli…" Bana bir saat yetti!..
Galatasaraylı yöneticilerin, Antalyaspor maçını izlemek için Türk Telekom Arena’ya emekleyerek gelen yürüme engelli taraftarlarını sosyal medya üzerinden arama çabaları önce gözümün yaşarmasına, ardından da ötelediğim elektronik postalara bakmama neden oldu. İletileri itelemenin ardından sosyal medya üzerinden bana ulaşan engelli Beşiktaşlı bir kardeşimize Galatasaray maçı için ‘engelliler tribününde’ bilet tedarik edemememin utancı mevcuttu birazcık da!
Önce Türkiye’de 9 milyon engellinin yaşadığı gerçeğinin altını özenle çizelim, sonra ‘futbol tutkunu engellilerin’ yaşadıkları zorluklara kendi anlatımları ile kulak ya da göz verelim…
Adını yazmayacağım engelli bir Beşiktaş yandaşından; “Engellilerin en büyük keyif aldığı ve güzel zaman geçirdiği etkinlikler şüphesiz tuttukları takımın maçlarını statta izlemektir. Gerek ülkemizde, gerek dünyadaki stadyumlarda engelli tribünlerinin en iyi görüş açısına ve ulaşıma sahip olması için yasal düzenlemeler yapılmıştır. Beşiktaşımızın yeni stadı Vodafone Arena’nın inşaatı sırasında da 'Engelliler için engelleri kaldırıyoruz' sloganı sıkça dile getirilmiş ancak bu yaşama geçmemiştir.
1- Engelli tribünü, öndeki koltuklar düşünülerek yapılmış. Fakat maç sırasında tüm taraftarlar ayağa kalktığı için engelli tribününün önündeki alan tamamen kapanmaktadır. Tekerlekli sandalye kullanan engellilerin bu sırada maç izlemesi olanaksız hale gelmektedir. Tribün yapısı göz önüne alındığında bu sorunun belirli bir yüksekliğe sahip rampayla çözülebileceğini düşünmekteyiz. Bunun bir örneği Atatürk Olimpiyat Stadı Batı Tribünü'nde bulunmaktadır.
2- Engelli tribününün bulunduğu alanın direkt olarak dolaşım alanının önünde bulunması ve herhangi bir sembol, işaretin olmaması nedeniyle taraftarlar tarafından ayırt edilememektedir. Bu nedenle söz konusu alana normal taraftarlar da gelmekte ve hem refakatçi koltuklarını kullanmaktalar, hem de engellilerin rahat maç izlemesine farkında olmadan engel olmaktadırlar.
3- Çevre düzenlemesi tamamlanırken engellilerin rahat geçişi için tümsek ve kaldırımların engellilerin geçişine daha uygun düzenlenmesini rica ediyoruz.
Ve bir başka engelli futbol tutkununun yaşadıkları; “Tüm mevzuatı, ayırımcılığı bir yana koyuyorum ve bir maç izlemek için yaşadığım sıkıntıları yazmak istiyorum. Bir insan olarak yaşadıklarımı yazmak istiyorum. Beşiktaş- İBB maçını izlemek istedim. Bunun için önce stadı aradım, engelli otoparkı ve giriş işlerini öğrenmek istedim. Bizler önceden sormadan bir yere gidemeyeceğimizi çoktan öğrenmiş kişileriz. Telefona çıkan yetkili engelli araç otoparklarının olduğu, M kapısından da giriş yapabileceğiniz söyledi. Bende saf bir vatandaş olarak buna inandım ve oğlumu alarak stadın yolunu tuttum. Otomobilin tepesine kadar çamura bulaşarak araçların park edildiği yere ulaştık. Park dolu, yetkili bulmak mümkün değil. Zor bela birisini bulduk o kişi de, engelli otoparkı olmadığını bulabilirsem bir yere park etmemi söyledi. Yüzlerle araç zaten park etmiş tek yer yok. Neyse ki o şahıs bizi genel otoparka soktu, zira diğer araçları artık oraya almıyorlardı. Yarım saat dolaştık zor bela kenarda köşede uygun olmasa da, bir yer bulduk. Hava soğuk yağmurlu yerler balçık ve park ettiğimiz yer stada epeyce uzak. Madem geldik devam edelim dedik. Oğlum bin bir güçlükle yarım saate yakın uğraşla sonunda beni stadın yakınına getirdi. O da ne, M kapısını bulduk ama ne mümkün kapıya yaklaşmak . Hiçbir önlem yok. İnsanların içine girsek canlı çıkar mıyım bilmem. Ne polis ilgileniyor, ne stattaki görevliler. Zor bela uzun süre titreyerek bekledik, bu arada da maç başladı. Artık dönelim derken itiş kakış içinde kendimizi bir demir kapının önünde buluverdik. Bu arada şunu belirteyim her kapıda özürlü girişi olsun diye kapılar yapılmış ama nedense hiçbir yetkilide oranın anahtarı yok. Yalvar yakar bekliyoruz ama açan yok. Dediğim gibi artık dönüşe geçiyoruz. Bir kapının önünde polisler içeri giriyor, hemen aralarına daldık ama o kapıdan sandalye girişi mümkün değil. Bu arada benim gibi çaresiz engelli insanlar görüyorum, bir o kapıya bir bu kapıya koşan sıfır derece soğukta. Neyse bir polis yetkiliye zorla kapıyı açtırdı bizde içeri girebildik. İçeride ise maçı izlemek ayrı bir sorun sandalyelere ayıran yerler var ama herkes ayakta, ne mümkün izlemek…”
Serzenişlerin ‘minicik’ bölümü bu şekilde… Bir de eşiyle maça gelen ve otomobilini engellilere ayrılan bölüme park edemeyen bir Beşiktaş yandaşının başına gelenler var ki… Her şey bir yana; stat etrafında aracını park etmeye çabalayan engelli vatandaşın o sırada en doğal ihtiyacı, tuvalet gereksinimi duyduğunu düşünün, bir de! Sorunu salt Beşiktaş’ın üzerine yıkmak fazlaca haksızlık olur her statta benzerleri yaşanıyor ancak Beşiktaş’ın farklı olma zorunluluğu mevcut. Neden mi? Beşiktaş halkın takımı da ondan… Galatasaraylı yöneticiler büyük olasılıkla emekleyerek maça gelen yandaşlarına ulaşmışlardır ya da ulaşmak üzeredirler bu konuda yapacaklarını şimdiden herkesin alkışlayacağından kuşkum yok, ne var ki Beşiktaşlılar da bir maçı engeliler tribününde engelli Beşiktaşlılarla birlikte izleyecek Fikret Orman’ı alkışlamak istiyor, hem de yürekten…